Uluslararası E-Ticaret

Mart 2, 2014

|

Kategori:

 Murat ÖZTURAN

Şekil1. Dünya Uluslar arası Ticaretinin e-Uluslar arası Ticarete Oranı….. 18

 

ii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Dünya İnternet Kullanımı ve Nüfus İstatistikleri ……………………. 6

Tablo 2. İnternet Nüfusu ile ilgili Gelecek Tahminleri (Forrester Res.Rep.)6

Tablo 3. Klasik Ticaret ile Elektronik Ticaretin Karşılaştırılması ………… 12

Tablo 4. İşletmelerde İnternet Kullanımı ve Genişbant Erişim ……………… 28

Tablo 5. Avrupa Birliği’nde e-Ticaretin Toplam Ticarete Oranı ………….. 29

 

iii

İÇİNDEKİLER

ŞekillerListesi ………………………………………………………………………… ii

Tablolar Listesi ……………………………………………………………………….. iii

GİRİŞ……………………………………………………………………………………….. 1

1.TİCARETİN KÜRESELLEŞMESİNDE BİLGİ

TEKNOLOJİLERİNİN ROLÜ ……………………………………………….. 2

2. e-TİCARET …………………………………………………………………………… 7

2.1. E-Ticaret Kategorileri ……………………………………………………….. 9

2.1.1. Firmadan firmaya e-Ticaret (Business to Business b2b) ……… 9

2.1.2. Firmadan tüketiciye e-Ticaret (Business to Consumer b2c)9

2.2. Elektronik Ticaretin Özellikleri ……………………………………………. 10

2.3. Elektronik Ticaret Araçları ………………………………………………… 11

2.4. Geleneksel Ticaret ile Elektronik Ticaret Arasındaki Farklar………. 11

2.5. Geleneksel Ticarete göre Elektronik Ticaretin Avantajları …………. 12

3. ELEKTRONİK TİCARET VE DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ…….. 14

3.1. Dünyada e-Uluslar arası Ticaretin Durumu …………………………….. 17

3.1.1. Asya Pasifik Ülkeleri ……………………………………………….. 19

3.1.2. Latin Amerika ……………………………………………………….. 22

3.1.3. Afrika Ülkeleri ………………………………………………………… 23

4. AVRUPA BİRLİĞİ e-TİCARET SÜRECİ………………………………… 24

5. AVRUPA BİRLİĞİ ELEKTRONİK TİCARET İSTATİSTİKLERİ27

KAYNAKÇA……………………………………………………………………………. 30

 

 

GİRİŞ

Bilişim Teknolojileri bugün ülkelerin global dünyanın hangi tarafında yer alacaklarını belirleyen büyük bir stratejik öneme sahiptir. Hızlı bir şekilde gelişen Bilişim teknolojilerinin maliyeti düştükçe kullanımı da aynı hızla yaygınlaşmaktadır. Mevzubahis toplumsal ve ekonomik değişme süreci, Bilimi, bilgiyi, bilgi teknolojilerini ve ürünlerini ön plana çıkarmakta, Ticaretin yönünü ağ ortamlarına (İnternet, Mobil ortamlar vb.) taşımaktadır.

Bilginin,küreselleşen dünyanın en önemli değeri olduğu çağımızda,her alanda yaşanan değişimlerin en radikal ve köklü olanları ticaret hayatında yaşanmaktadır.Bilgi ve iletişim teknolojileri, ticaret dünyasında yer alan her türlü örgütsel ve organizasyonel yapının işleyişini, performans ve değişimini etkileyen temel faktör durumundadır. Bilgi Teknolojilerinin hüküm sürdüğü günümüz dünyasında, iş ortaklığı kurmak isteyen işletmeler ve nihai tüketiciler hizmet sağlayıcılara daha da yakınlaşarak kendi ihtiyaçları doğrultusunda daha aktif hale gelmişlerdir.

Ticaret dünyasında, bilgi ve iletişim teknolojilerinin ya da daha popüler olan tabiriyle elektronikleşmenin hakim olmasıyla beraber yaşanan bu değişimlerin sonucunda ürün ve hizmet çeşitliliği artmıştır. Artan ürün ve hizmet çeşitliliği, dünyanın tek pazar haline gelmesi, ticaretin alım kısmında yer alan bireylerin farkındalığının her geçen gün daha da artması ve daha sayılabilecek bir çok neden,rekabet unsurlarını körüklemiş ve pazara hakim olma savaşını perçinlemiştir.

Elektronik ticaretin yaygınlaşması uluslar arası ticaret, istihdam, eğitim, kültür ve sosyal yaşam gibi alanları da etkilemekte, hızlı ve tahmin edilmesi güç yenilikler ortaya çıkmaktadır.

Gelişmekte olan ülkeler için bazı avantaj ve dezavantajlar da sağlayan bu gelişmeler aynı zamanda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin belkemiği olan küçük ve orta ölçekli işletmelere de uluslar arası pazarlarda rekabet edebilme adına yeni imkanlar tanımaktadır.

1. Ticaretin Küreselleşmesinde Bilgi Teknolojilerinin Rolü

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme ve genişleme, uygarlık tarihinde 20. yüzyılın son on yılında gerçekleştirilen önemli gelişmenin en belirgin işaretidir. Yaşanan bu hızlı ilerleme ve genişleme, ticaretin ve işlerin yapılış yöntemlerini değiştirmiş, iktisadi ve sosyal hayatı derinden etkilemiş ve ulusal bağımsızlık, egemenlik gibi yerleşmiş kavramların ve kalıpların sorgulanmasına neden olmuştur. Bilişim Teknolojilerinde yaşanan gelişmeler aynı zamanda küreselleşme olgusunun yayılmasının ardında yatan en önemli etkenlerden de biridir.

Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Küreselleşme süreci üzerindeki etkisi ile ilgili olarak Giddens şöyle demektedir;

“İletişim devrimi ve bilgi teknolojisinin yaygınlaşması küreselleşme süreçleriyle yakından bağlantılı. Bu durum ekonomik alanda dahi böyle. En yoksul bölgeleri de kapsamı içine alan ve anında gerçekleşen elektronik iletişim, yerel kurumları ve gündelik yaşamı sarsıyor.[1]

Günümüzde en önemli teknolojiler; bilgi ve iletişim teknolojileri, bio-teknoloji, materyal teknolojisi, nükleer teknoloji şeklinde sıralanırken, bunlar içerisinde kullanımı ve etkinliği en fazla olan bilgi ve iletişim teknolojileridir. Çünkü hızla ucuzlayarak yaygınlık kazanan bilgi teknolojileri küresel dönüşüm sürecini hızlandırarak, bazı maliyet bedellerinin önemli ölçüde azalmasına yol açmıştır.

Örneğin; 1945 yılından beri, okyanus ötesi nakliye bedelleri yüzde 50, hava taşımacılığı maliyeti yüzde 80 ve transatlantik telefon bedelleri yüzde 99 oranında gerilemiştir. Bilgi teknolojisi kullanımının artması hizmet sektörünün endüstriyel üretimdeki ağırlığını artırmış, bu da bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli üretimi devreye sokup, üretimde sayısal kontrollü makineler ve robot kullanımını arttırmış ve sonucunda üretim süreci hizmet sektörüyle bütünleşmiştir. Bilişim Teknolojilerinin yarattığı bir diğer köklü gelişme de endüstri toplumunun yerini bilgi toplumuna bırakmasıdır.

Bu yeni toplumda, maddi sermaye ve maddi üretim toplumun temeli olma özelliğini kaybetmiş, yerini bilgi ve hizmet üretimi almıştır. Başka bir deyişle, endüstri toplumunda stratejik faktör rolü oynayan sermaye, yerini bilgiye terk etmekte ve üretim faktörleri arasında önemli yeri olan hammadde ve işgücü önemini kaybetmektedir.

Küreselleşme sürecinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin rolü büyüktür. Ancak pek çok kişi, yaşanan bu teknolojik gelişmelerinde yine küreselleşmenin esas amacı olan yayılmacı kapitalizmin eseri olarak meydana çıktığını ve bu teknolojilerden herkesin eşit ölçüde yararlanamadığını söylemektedir. Günümüzde iletişim olanaklarını en iyi kullanan ve iletişim kanallarını en iyi şekilde kendi kültür kaynaklarına kanalize eden toplumların kültürü küresel boyutta baskın hale gelmektedir ki , internetin A.B.D.’de ortaya çıkması ve bütün dünyaya yayılıp büyük bir iletişim devrimini ateşlemesinin bir tesadüf değil asrın başında başlayan küreselleşme sürecinde kültürel hakimiyet kurma yarışının bir parçası olduğu yaygın bir görüştür. Teknolojik gelişmelerin bu yarışta büyük önemi bulunmaktadır. Teknolojiyi elinde bulunduran toplumlar kültürlerini küresel boyuta taşımaktadırlar.

1970‘lerden beri önemli bilimsel ve teknolojik gelişmelerin olduğu yadsınamaz. Ancak bu gelişmeler, kapitalizmin tarihinde ilk defa ortaya çıkmamıştır. Tarihsel sürece bakarsak yayılmacı zihniyetin teknolojiyi kullanmasının Birinci Sanayi Devrimi, buhar makinesinin önce sanayiye uygulanması, ardından da demiryolları ve denizyollarında uygulanması ile başladığını görebiliriz.

Böylece o zamanın en güçlü ve zengin ülkesi olan İngiltere, bir yandan üretimini arttırırken diğer yandan da dünyanın pek çok bölgesini fethetmiştir. İkinci Sanayi Devrimi içten patlamalı motorların keşfi ve sanayiye uygulanması ile başlamış, bu keşfi, diğer alanlardaki, özellikle haberleşme ve iletişimdeki keşifler ve bunların sanayiye uygulanması izlemiştir. Bu dönemin birden fazla güçlü ve zengin ülkeleri arasında kıyasıya rekabet yaşanmıştır.

Her iki sanayi devrimi de sermaye ile emek arasında, gelişmiş ülkelerle az gelişmiş ülkeler arasında, ülkelerin kendi içlerinde çatışmaları yok etmek yerine daha da arttırmıştır. Çünkü kapitalist sistemlerde ne toplumsal ihtiyaçlar dikkate alınmakta, ne de insan ve doğa gözetilmektedir. Bilim ve teknoloji de insanlık için değil, daha fazla kâr için, devletlerin ve çokuluslu şirketlerin rekabet güçlerini yükseltmek için geliştirilmektedir.

2000‘in eşiğinde özgün olan, emperyalist ülkeler arasında keskinleşen rekabetin bilim ve teknoloji alanında yansımasıdır. Ticaret, finans ve iletişim ağlarını eline geçirmek için kıyasıya bir yarış göze çarpmakta keşif ve yenilik yapamayan yarışta geri kalmaktadır. Geçtiğimiz asırda dünya hakimiyetini belirleyen güç denizlere hakim olmak ve hava gücüne sahip olmak iken soğuk savaş döneminde uluslar arasında ki teknoloji savaşı nükleer ve uzay teknolojileri alanına kaymıştır. Günümüz ise bilgi çağıdır ve bir bilgi okyanusu durumunda olan internet küreselleşmenin hakim teknolojisi durumuna gelmiştir. Günümüzde tüm iş süreçlerini internet ile uyumlu hale getirmek dünya üzerinde rekabetin ön şartı durumdadır ve  küresel sermaye açısından çekici olmak ülkelerin ekonomik durumlarını belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Bu bağlamda dışa kapalı sistemlerin modası geçmiş , dünya ile entegre olmak önem kazanmıştır. Bu entegrasyonun yolu da dünya ile aynı sistemleri kullanmaktan geçmektedir.

Ciddi ekonomik ve sosyal eşitsizliklere yol açtığı bilinen kapitalist sistemi temel alan küreselleşmenin teknoloji kullanımının dünyaya dağılımı konusunda da eşitsizliklere yol açması sürpriz olarak görülmemektedir. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri olan Batı Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada, Avustralya, Japonya ve Güney Kore ile Latin Amerika, Güneydoğu Asya gibi gelişmekte ve geri kalmış ülkelerin arasındaki ekonomik eşitsizliğin bu iki farklı kategorideki ülkelerin farklı internet kullanımları sebebiyle daha da arttığı açıkça görülmektedir.

Euromonitor istatistiklerine göre, kişi başına düşen milli gelir arttıkça, o ülkenin internet kullanımı da artmaktadır. İronik olarak, gelişmekte olan ülkelerde bilgisayar maliyeti, yüksek vergiler sebebiyle gelişmiş ülkelerdekinin çok üzerindedir. Ayrıca gelişmiş ülkelerde teknolojinin daha bilinçli ve etkili bir şekilde kullanılıyor olması da bu ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki teknoloji kullanımındaki eşitsizliği arttırmaktadır. [2]

İnternet World Stats rakamlarına göre Dünya nüfusu 6,767,805,208, internet kullanıcı sayısı 1,668,870,408, kullanıcıların küresel nüfusa oranı ise % 24,7’dir. 2000–2009 arası bu oran 362.3 % artmıştır.[3]

Forrester’ın “Global Online Population Forecast, 2008 to 2013” raporuna göre 2013’de dünya internet kullanıcı sayısı 2.170,5 milyon olacaktır.[4]

Bilgi ve iletişim teknolojilerine ilişkin gelişmeler ve uygulamalar evrensel ölçülerde yayılmayıp, daha ziyade zengin ve eğitimli nüfusun kullanımına sunulmaktadır. Bu durum, ülkeler ve sosyal gruplar arasındaki toplumsal farkların daha da genişlemesi ve kapatılması neredeyse olanaksız uçurumların doğması riskini de bünyesinde barındırmaktadır. Birçok ülkede ses getiren küreselleşme karşıtı akımların başlıca nedenlerinden birisi de budur.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yapısı, elde edilen kazancın eşit olarak dağılmadığını göstermektedir. Yaratılan fayda ve katma değer en çok yüksek teknolojiye ve bilgi birikimine dayalı faaliyetlerin yoğunlaştığı sofistike üretim, modern hizmetler, araştırma ve geliştirme gibi sektörlerde görülmektedir. Bu durum da, kazançların yoğunlukla gelişmiş ülkelerde, biraz da yüksek büyüme potansiyeli taşıyan gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşeceğini göstermektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ilk planda zengin ülkelerin daha da zenginleşmesine yol açacak, zengin ülkeler ile fakir ülkeler arasındaki fark gittikçe belirginleşecektir. Kısacası “dijital uçurum” gerçekleşecektir.

Tablo 1. Dünya İnternet Kullanımı ve Nüfus İstatistikleri

* 2010 rakamları henüz açıklanmadığı için 2009 yılı itibarı ile rakamlar baz alınmıştır.

Tablo 2. İnternet nüfusu ile ilgili Gelecek Tahminleri (Forrester Search Reports)

2. e-TİCARET

Bilgi ve iletişim teknolojileri çok kısa bir zaman diliminde teknolojiyi,inovasyonları, sosyal ve ekonomik yaşamı derinden etkilemiştir. Her türlü ses, görüntü ve verinin sabit ve mobil hatlar üzerinden taşınmasını sağlayan bilgi ve iletişim teknolojileri her geçen gün dünyayı birbirine daha sıkı bağlamaktadır.

Financial Times yazarı ekonomist Martin Wolf’ün 7 Ocak 2007 tarihli makalesindeki bir bölümü yaşadığımız dönemi güzel özetlemektedir:

“Bugün dünya ekonomisi birbiriyle yakından bağlı dört güç tarafından yönlendirilmektedir:

(1) Teknolojik inovasyon (en üstte bilgiyi toplama, analiz etme ve aktarma maliyetlerindeki

düşüş;

(2) Dünya ekonomisine çok büyük insan topluluklarının katılımı (en başta tüm insanlığın yarısını oluşturan Doğu ve Güneydoğu Asya’daki kesim);

(3) Bu ekonomilerin [dünya ekonomisine] yetişme süreci;

(4) Küresel pazarların, küreselleşme denilen mallarda, hizmetlerde ve sermayede entegrasyonu” [5]

Bu bağlamda e-ticaret dünya ticaretinin küreselleşmesi açısından gelinen en son noktayı ifade etmektedir. Elektronik ticaret ile ilgili farklı kurumların, farklı tanımlamaları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

WTO (Dünya Ticaret Örgütü): Mal ve hizmetlerin üretim, reklam, satış ve dağıtımlarının telekomünikasyon ağları üzerinden yapılmasıdır.

OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı): Sayısallaştırılmış yazılı metin, ses ve görüntünün işlenmesi ve iletilmesine dayanan kişileri ve kurumları ilgilendiren tüm ticari işlemlerdir.

UN – CEFACT (Birleşmiş Milletler İdari, Ticari ve Ulaşımla İlgili Uygulama ve Usulleri Kolaylaştırma Merkezi): İş, yönetim ve tüketim faaliyetlerinin yürütülmesi için yapılanmış ve yapılanmamış iş bilgilerinin, üreticiler, tüketiciler ve kamu kurumları ile diğer organizasyonlar arasında elektronik araçlar (elektronik posta ve mesajlar, elektronik bülten panoları, www teknolojisi, akıllı kartlar, elektronik fon transferi, elektronik veri değişimi vb.) üzerinden paylaşılmasıdır.

Değişik tanımlamaların ortak noktalarının bir araya getirilmesi neticesinde ulaşılabilecek genel tanımlamada e-ticaret; bireyler ve kurumların İnternet ya da sınırlı sayıda kullanıcı tarafından ulaşılabilen kapalı ağ ortamlarında (İntranet) yazı, ses ve görüntü şeklindeki sayısal bilgilerin işlenmesi, iletilmesi ve saklanması temeline dayanan ve bir değer yaratmayı amaçlayan ticari işlemlerin tümünü ifade etmektedir. Bu çerçevede, ticari sonuçlar doğuran ya da ticari faaliyetleri destekleyen eğitim, kamuoyunu bilgilendirme, tanıtım, reklam vb. amaçlar için elektronik ortamda yapılan işlemler de e-ticaret kapsamında değerlendirilmektedir.

e-Ticareti faaliyetlerinin cereyan ediş şekli itibariyle iki türe ayırmak mümkündür;

a)Dolaylı e-ticaret: Dolaylı e-ticaret yönteminde, malların siparişi elektronik şekilde olmakla birlikte, fiziki teslim, posta hizmeti veya ticari kuryeler gibi geleneksel yöntemlerle yapılmaktadır. Bu anlamda dolaylı e-ticaretin etkinliği, posta sistemi, gümrük sistemi ve lojistik gibi harici faktörlerinde etkinliğine bağlıdır.

b)Doğrudan e-ticaret: Mal ve hizmetlerin siparişi, ödemesi ve teslimi yine elektronik ortamda online olarak gerçekleşmektedir. Doğrudan e-ticaret yönteminde coğrafi sınırlar hissedilmeksizin, tüm dünyayı kapsayan elektronik pazarın tüm potansiyelinin tam bir şekilde kullanılabilmesi imkanı doğmaktadır. [6]

2.1. e-Ticaret Kategorileri

e-Ticaret Kategorileri yapı itibari ile dört bölümde incelenebilir.*

2.1.1. Firmadan Firmaya e-Ticaret (Business to Business “B2B”) :

B2B işletmeler arasında geleneksel yollarla gerçekleştirilen iş ilişkilerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi olarak tanımlanabilir. Bir diğer deyişle “İşletmelerin; bayileri, dağıtıcıları ve tedarikçileri arasında oluşan, yani bir işletmenin başka bir işletmeyle online ağ sistemleri üzerinden yaptığı ticarete; Firmadan Firmaya elektronik ticaret denir.”

2.1.2. Firmadan Tüketiciye e-Ticaret (Business to Consumer “B2C”) :

Son tüketiciye yönelik olarak şirketlerin ürün ve hizmetlerinin satışınailişkin internet ortamında yürüttükleri ticari faaliyetlerdir. Bir diğer ifade ile e-Perakende siteleri (web mağazalar) ya da tedarikçi firmaların kendi web siteleri üzerinden, ürün ve hizmetlerin teslim koşulları, garanti koşulları, fiyatı ve diğer özellikleri belirlenmiş olarak satışını sağlayarak yaptığı ticarete Firmadan Tüketiciye elektronik ticaret denir.

2.2. Elektronik Ticaretin Özellikleri

  • İnternet üzerinden gerçekleştirilen ticaretin en önemli noktası, taraflar arasında interaktif olarak gerçekleştirilmesidir. Elektronik ticaret bir işletme için dünyaya açılan en büyük kapıdır.

  • Elektronik ticaret, kendisi üzerinde yapılacak tüm çalışma yöntemlerinde radikal kararlar alınmasını gerektirebilir.

  • Elektronik ticaret, yeni bir çalışma kültürü oluşturduğu gibi, kendisine ait farklı bir kültüre sahip tüketicilere hitap etmektedir. Ancak bu kültür, internetin hızla yaygınlaşması ile kapsamını genişletmektedir.

  • Elektronik ticaret sistemi ile ulaşılabilecek pazar payının da, tüketici kitlesinin de önceden saptanması neredeyse olanaksızdır.

  • Elektronik ticaret ile sunulması düşünülen hizmetler, işletmelerin gelecekteki konumunu belirleyecektir.

  • Elektronik ticaret, bölgesellikten sıyrılmayı gerektirir -Elektronik ticaret, internet üzerinde sunulan bilgi, ürün ve hizmetlere hemen hemen dünyanın her yerinden anında ve rahatlıkla erişim imkanı sağlamaktadır. Elektronik ticaretin 24 saat 7 gün çalışabilen altyapısı, iletişimi ve alışverişi kısıtlayıcı zaman problemini ortadan kaldırır.

  • Elektronik ticaretin güvenilirliği istatistiklerle ispatlanmıştır. Gelişmekte olan yeni teknolojilerin güvenilirliği daha da kuvvetlendirmesi beklenmektedir.

  • Elektronik ticaretin altyapısı ile tüketicilerin tercihleri, alışkanlıkları ve demografik özellikleri takip edilebilir ve bu bilgiler kullanılarak ürün veya hizmet satın alanla, satan arasında “kişiye özel” ticari ilişki kurulabilir [7]

2.3. Elektronik Ticaret Araçları

Geniş anlamda e-ticaret tanımı içinde e-ticaretin altı adet temel aracı bulunmaktadır. Bunlar telefon, faks, televizyon, elektronik ödeme ve para transfer sistemleri (ATM, kredi kartları, smart kart, elektronik para, vb.), EDI (Elektronik Veri Değişimi) ve internettir. Ancak, e-ticaret kavramı daha çok internet üzerinden yapılan ticaret şekli için kullanılmaktadır. Bunun sebebi şu an için internet aracılığıyla yapılan e-ticaretin, bir veya daha fazla kişi arasında ses, görüntü ve yazılı metinlerin aynı anda interaktif bir biçimde iletilmesi, zaman ve mekan sınırının olmayışı ve daha düşük maliyetler içermesidir. Ancak, teknolojik gelişmeler, e-ticaret araçları arasına taşınabilir sistemler (Mobil Telefonlar, Palmtop Bilgisayarlar, Kablosuz Bilgi Aygıtları, Palm Pilotlar vb.) ve Digital TV sistemlerini de katmıştır

2.4. Geleneksel Ticaret ile Elektronik Ticaret Arasındaki Farklar

  • Satın alınacak ürün hakkında bilgi toplanması, geleneksel ticaret yöntemlerinde firmalar ile görüşülerek, dergiler veya kataloglar incelenerek gerçekleştirilir. Oysa e-Ticaret’te bilgi, web sayfaları üzerinde ürün veya hizmet pazarlayan kurumların web sitelerinden rahatlıkla elde edilebilmektedir.

  • Geleneksel ticaret yöntemlerinde ürün veya hizmet ihtiyacı olan bir kimse satın alımı gerçekleştirmek için talep bildirmek ve form doldurarak onay mekanizmasına göndermek durumundadır. Oysa e-Ticaret uygulamasında elektronik posta kanalıyla bu işlem kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmektedir.

  • Geleneksel Ticarette Satın alma departmanı, onaylanan yazılı form’un kendilerine iletilmesi ile birlikte fiyat araştırmasına başlar. Kataloglar ve fiyat listeleri incelenirgörüşmeler yapılır. Oysa e-Ticaret’te web sayfalarında bu bilgiler zaten verilmektedir.

  • Geleneksel Ticaret yöntemlerinde, sipariş verme aşamasında yine formlar doldurulur ve tedarikçi firmaya fakslanır veya postalanır. Oysa e-Ticaret’te elektronik posta veya EDI (Elektronik Veri Değişimi) yöntemi ile bu işlemde kolayca gerçekleştirilmektedir.

Tablo 3. Klasik Ticaret ile Elektronik Ticaretin Karşılaştırılması

2.5. Geleneksel Ticarete göre Elektronik Ticaretin Avantajları

Geleneksel ticaret karşısında elektronik ticaretin avantajları aşağıdaki şekilde belirlenebilir:

  • Ticari işlemlerin yürütülmesi için gerekli bilgiler, işlemi başlatan kişi tarafından, ticaret sürecine dahil tüm tarafların (üretici, satıcı, alıcı, gümrük idareleri, sigortacı, nakliyeci, bankalar, diğer kamu kurumları vb.) birbirine bağlı bilgisayarlarından birisine önceden belirlenmiş standart formatta bir kez girildiğinde kısa bir süre içinde tüm tarafların bilgisayarlarına ulaşmaktadır. Gereken belgeler elektronik ortamda hazırlanmakta ve bu bilgi ve belgeler ilgililerin kullanımına sunulmaktadır. Böylece, işlemler minimum hata ile kısa bir süre içinde ve kırtasiye masrafı ödenmeksizin tamamlanmaktadır.

  • Malların üretiminden satışına kadar olan zincirde değişiklikler olmakta, alıcı ve satıcının bir araya gelmesi gerekmediğinden, özellikle hizmet ticaretinde işlem maliyetleri düşmekte, aracıların yerini web sayfaları veya elektronik bülten panoları almaktadır.

  • Firmaların pek çok faaliyetinin daha düşük maliyetle yapılması ve üreticiler arasında rekabetin artmasının yanı sıra bilgilerin hızlı ve etkin biçimde iletilmesi sağlanmaktadır.

  • Daha hızlı bir şekilde ürün geliştirilmesi, test edilmesi ve müşteri ihtiyaçlarının tespit edilmesi mümkün kılındığından, talebe karşı arz tarafı daha hızlı uyum göstermektedir.

  • Perakende satışlarda önemli değişiklikler olması beklenmektedir. Alıcılar kendi evlerinden sipariş verme ve istedikleri ürünleri kendi evlerinde teslim alma imkanına kavuşmaktadır.

  • Firmalar bu ortamda müşterilerine çok daha fazla sayıda ürün seçeneği sunabilmektedir.

  • Tüketiciler için işlem maliyetleri ve nakliye masrafları düşürülmektedir.

  • Ürünlerin sipariş edilmesi ile teslim alınması arasında geçen süreden kaynaklanan maliyetler ile stok maliyetleri düşmektedir.

  • İnternetin yaygınlaşması ve bu ortamda sunulabilen bilgilerin artmasıyla bilgi ve iletişim piyasalarında değişiklikler beklenmektedir.[8]

3. Elektronik Ticaret ve Dünya Ticaret Örgütü

DTÖ müktesebatında yeralan birtakım anlaşmalar, elektronik ticaret konusunun DTÖ bünyesinde ele alınmasına olanak sağlamaktadır. Elektronik ticarete ilişkin pazara giriş konuları, Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT), Hizmetler Ticareti Genel Anlaşması (GATS) ve Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPs) çerçevesinde ele alınmaktadır.

İnternet aracılığıyla elektronik ticarete katılabilmek için telekomünikasyon altyapısına giriş önem arzetmektedir. Bu çerçevede, 1996 yılında imzalanan DTÖ Bilgi Teknolojisi Anlaşması, yine 1997 yılı içinde DTÖ Hizmetler Ticareti Konseyi bünyesinde yürütülen müzakereler sonucunda Temel Telekomünikasyon Hizmetlerine ilişkin üye ülkelerin pazara giriş, ulusal muamele ve düzenleyici ilkeler konusunda sunmuş oldukları taahhütler ve GATS’ın Telekomünikasyon Eki’ndeki hükümler, sözkonusu altyapıya giriş imkanları tanımaktadır.

Ticaretin serbestleştirilmesi ilkesi çerçevesinde, elektronik ticaretin serbestleştirilebilmesi bakımından, GATS’ın 1. maddesinde hizmetin

a) bir üye ülkeden herhangi bir diğer üye ülkeye,

b) bir üye ülkeden herhangi bir diğer üyenin hizmet tüketicisine arzını öngören hükümler gerekli zemini teşkil etmektedir.

DTÖ Mal Ticareti Konseyi bünyesindeki ticareti kolaylaştırma çalışmaları, elektronik ticaret ile ilgilidir.

Elektronik teknolojinin artan kullanımı, hükümetlerin satın alma yöntemlerinde değişikliğe yol açabilecektir. Hükümetlerin, kamu alımlarına ilişkin ilan, satın alma, seçme, ödeme hatta teslimat işlemlerini elektronik olarak yapabilmesini sağlayabilecektir.

DTÖ’nün Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPs) ve Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) bünyesinde benimsenen Telif Hakları Antlaşması ile İcralar ve Fonogramlar Antlaşması, elektronik ticaretle doğrudan ilgili bulunmaktadır; zira, elektronik ticaretin gelişmesi bakımından, internet aracılığıyla ticareti yapılabilen bazı ürünlerin (kitap, film, CD’ler v.s.) telif ve komşu hakları ile ticari markalarının korunması önem arzetmektedir.

Elektronik ticarete ilişkin pazara giriş konusu DTÖ bünyesinde ilk kez 1998 yılı içerisinde tartışılmaya başlanmıştır. ABD’nin 19 Şubat 1998 tarihli Genel Konsey toplantısında sunmuş olduğu öneri, bu konuda ilk adımı teşkil etmiştir.

ABD sözkonusu önerisiyle, DTÖ üyesi hiçbir ülkenin, elektronik olarak teslimatı yapılabilen ürünlerden gümrük vergisi almadığını, dolayısıyla, “standstill (moratoryum)” olarak adlandırılan bu uygulamanın mevcut haliyle sürdürülmesi yönünde DTÖ içerisinde çoktaraflı bir anlaşmaya varılmasını teklif etmiştir.

ABD mevcut pozisyonunu bir adım daha ileriye götürerek sözkonusu önerisi doğrultusunda, 1998 yılı Mayıs ayında Cenevre’de yapılacak DTÖ II. Bakanlar Konferansı sırasında bir karar alınmasını talep etmiştir.

ABD’nin bu yaklaşımı, DTÖ platformunda çetin ve yoğun bir müzakere süreci başlatmıştır. Sözkonusu müzakereler sonucunda varılan mutabakat üzerine, II. Bakanlar Konferansı sonrasında yayınlanan bir siyasi deklarasyonla, “standstill” uygulamasının III. Bakanlar Konferansı’nın yapılacağı Aralık 1999 tarihine kadar sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Diğer yandan anılan deklarasyonla, DTÖ Genel Konseyi bünyesinde bir çalışma programı oluşturulması ve bu program ile elektronik ticaretle bağlantılı olabilecek tüm ticari konuların DTÖ içinde incelenmesi hususlarında mutabakata varılmıştır.

Bu bağlamda Genel Konsey, DTÖ Hizmetler Ticareti, Mal Ticareti ve TRIPs Konseyleri ile Ticaret ve Kalkınma Komitesi’nin Elektronik Ticaretin kendi faaliyet alanları ile ilgili bağlantılarını araştırmak ve sonuçlarını Genel Konsey’e bildirmekle görevlendirilmiştir.

Son aşamada ise Genel Konsey’in, yürütülecek çalışma programındaki gelişmelere bağlı olarak elektronik ticaret konusunda DTÖ bünyesinde neler yapılabileceğine dair tavsiyeleri içeren bir raporu III. Bakanlar Konferansı’na sunması kararlaştırılmıştır.

Ancak, 1999 Aralık ayında ABD’nin Seattle kentinde gerçekleştirilen DTÖ III. Bakanlar Konferansı’nın sonuçsuz kalması nedeniyle gerek çalışma programı, gerek “standstill” uygulaması konusunda bir belirsizlik ortaya çıkmıştır. Esasen, “standstill” uygulaması fiilen devam etmektedir.

III. Bakanlar Konferansı sonrasında gelinen bu aşamada, DTÖ bünyesindeki elektronik ticaret konusundaki çalışmaları hızlandırmak amacıyla yeni bir “ad hoc” organ olarak “Elektronik Ticaret Görev Gücü” kurulmasına ilişkin gayri resmi müzakereler sürmektedir.

Her ne kadar, diğer uluslararası ticaretle bağlantılı konularda olduğu gibi Seattle Konferansı sonrasında elektronik ticaret konusunda da henüz açık bir sonuca ulaşılamamışsa da, gittikçe artan ticari önemi, ekonomik boyutunun büyüklüğü ve resmi olarak DTÖ gündemine oturmuş olması nedenlerinden ötürü, DTÖ bünyesinde elektronik ticarete ilişkin hukuki altyapının oluşturulması çabaları, artık geriye döndürülmesi zor bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır.

3.1. Dünyada e-Uluslar arası Ticaretin Durumu

Dünyanın pek çok farklı ülkesinde ihracat işlemlerinde internetten yararlanılmasının ardında mevcut ülkelerde elektronik ticaretin kullanım düzeyi, internet teknolojilerinin yaygınlığı, iş dünyasının internet teknolojisini benimseme seviyesi, bilgisayar ve internet erişim sahipliği gibi faktörler etkili olmaktadır. İnternet kullanımının yaygınlığının giderek artmasıyla birlikte e-dış ticarette daha büyük gelişmelerin olması beklenmekle birlikte halen geleneksel yöntemlerin hem mutlak rakam hem de oran olarak daha yüksek olduğu bilinmektedir. Ancak unutulmaması gereken en önemli nokta e-dış ticaret yapan şirketler tanımındaki karışıklıktır.

Günümüzde hemen her ülkeden milyonlarca şirket yeni pazarlar bulma, yeni müşteriler arama, yenilikleri izleme, pazara çıkan ürünlerden haberdar olma, rakipleri izleme gibi ticaretin önemli fonksiyonlarını internet üzerinden yürütmekte dış ticaretin operasyonel kısmını ise geleneksel yöntemlerle yürütmektedir. Bu nedenle bu çalışmada çeşitli kaynaklardan derlenen rakamların e-dış ticareti tam olarak açıklamadığını da belirtmek gerekir. Operasyonel dış ticaretin internet üzerine aktarılması uluslararası alanda yaşanan mevzuat, ödeme, güvenlik, yabancı dil gibi sorunların aşılmasıyla tam olarak gerçekleşecektir.

Halen dünya üzerinde birçok ülke bu konudaki çalışmalarını hızlandırmış gümrük otomasyon sistemi, elektronik imza entegrasyonu ve uluslar arası ödeme sistemleri üzerinde mutabakat aramaktadır. Halen geliştirilen çeşitli uygulamaların bütün ülkelerce benimsenmemesi ve özellikle de güvenlik sorununun tam olarak aşılamaması nedeniyle e-dış ticaretin operasyonel kısmında eksiklikler bulunmaktadır. Bu çalışmaların sonuç vermesiyle birlikte e-dış ticaret hacminin bugün olduğundan çok yukarılara ulaşması beklenmektedir.

Şekil 1. Dünya Uluslar arası Ticaretinin e-Uluslar arası Ticarete Oranı

Kaynak: “e-Winners, e-Users”, International Trade Forum, Vol. 3, 2003, ss.20.

Şekil 1. Farklı ülkelerin e-dış ticaret faaliyetlerinin toplam dış ticaretlerine ilişkin yüzdelik payını göstermektedir. e-İhracatın toplam ihracattan en yüksek payı aldığı ülkeler Avrupa ülkeleridir. Bunun yanı sıra Asya ülkeleri ve Latin Amerika ülkelerinin e-ithalat faaliyetlerinin toplam ithalat faaliyetlerinden aldığı pay oldukça düşüktür. İhracatta en yüksek payı alan Asya ülkeleri Kore ve Singapur’dur. Ancak Çin ve Tayland’ın e-ihracatının toplam ihracata oranı Kore ve Singapur’dan çok fazla farklılık göstermemektedir. Kanada, Norveç gibi gelişmiş ülkelerin e-dış ticaret uygulamalarında daha ileri düzeyde olmalarının nedeni bu ülkelerde yaygın internet kullanımının bulunması ve internet kullanımının iş süreçlerine daha fazla yansımış olmasından kaynaklanmaktadır. Latin Amerika ve Asya ülkeleri bu ülkeler kadar yüksek yüzdelere sahip olmasalar da gelişme potansiyelleri gelişmiş ekonomilerden çok daha fazladır. Ekonomileri büyük ölçüde ihracata dayalı olan Asya ülkeleri özellikle internet teknolojilerinin sağladığı maliyet ve etkinlik avantajlarını göz önüne alarak ihracat işlemlerinin gerçekleştirilmesinde internet teknolojisinden faydalanmaktadırlar. Elektronik ortamda gerçekleştirilen ticarette öncü gelişmiş ülkeler olsa da Avrupa, Latin Amerika ve Asya ülkelerinin elektronik pazar yerleri, açma, elektronik ortamda dış ticaret işlemleri gerçekleştirmeye ilişkin büyüme potansiyelleri oldukça yüksektir.

3.1.1. Asya Pasifik Ülkeleri

Asya Pasifik ülkeleri gelişmekte olan ülkeler arasında elektronik dış ticarette en fazla gelişmiş olan ülkelerdir. Sahip oldukları teknolojik imkânlar vedevlet destekleri sayesinde elektronik ticarette ilerleme kaydetme şansına sahip olmuşlardır. Asya Pasifik ülkeleri sahip oldukları imkânlar sayesinde dünyada yer alan pek çok yabancı firmanın istek ve taleplerini karşılama konusunda diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha başarılı durumdadırlar. Asya Pasifik ülkelerinde elektronik ortamda gerçekleştirilen ticaretin gelişmesinde ilk aşama e-tedarik sistemlerinin kurulması ile oluşmuştur. e-Tedarik uygulamalarını özel yatırımlar ve tedarikçi pazar yerleri takip etmiştir. Bu pazar yerlerinin oluşturulmasındaki temel amaç pazara ilişkin taleplerin hızlı şekilde karşılanması ve üretim ve teslimatta avantajlar sağlanmasına imkân tanınmasıdır. 2000’li yılların başından bu yana Asya Pasifik ülkelerinde gerçekleştirilen elektronik ithalat ve ihracatın hacmi hızlı bir şekilde yükselmeye devam etmektedir. Batılı ülkelerin aksine bu bölgede yer alan ülkelerin karşı karşıya olduğu en büyük sorun teknoloji ve stratejilerin uygulanması ile ilgilidir. Asya Pasifik ülkelerinde internet kullanımı incelendiğinde ülkelerin sıralaması; Japonya, Çin, Avustralya, Tayland, Hong Kong ve Singapur şeklindedir.

Çin’in internet üzerinden gerçekleştireceği dış ticaret işlemlerinin yaygınlaşması konusunda devletin sağladığı destekler sonucunda Çin’de elektronik ticaret alanında gerçekleşen ticari işlemlerin yaklaşık %75’ini B2B işlemleri oluşturmaktadır. Geçen yıllar içerisinde internet üzerinden gerçekleştirilen dış ticaret işlemlerinin hacmi büyüme göstermiştir. Çin’de elektronik ihracat hacminin gelecek yıllarda değeri ve sağladığı kazancın da artması beklenmektedir.[9]

Asya ülkelerinin uluslar arası elektronik ticaret alanında öncü olanlarından bir diğeri Tayland’dır. Tayland’da elektronik ortamda gerçekleşen ticari işlemlerin büyük kısmı EDI ağları ve mesajlaşma sistemlerinden oluşmaktadır. Gümrük işlemlerinin büyük bir bölümünün de internet üzerinden gerçekleştirilmesi söz konusudur. Elektronik bankacılık alanında gelişmelerin yaşanmasının sonucunda dış ticarete ilişkin finansal hizmetlerin de sağlanması mümkün olmuştur. Ticaret Bakanlığı altında faaliyet gösteren İhracat Promosyon Departmanı 2001 yılından bu yana ihracatçılara yönelik elektronik pazar yerlerinin kurulmasına destek vermektedir. 2008 yılının sonunda oluşturulan ihracatçı veritabanında farklı ürün kategorisinin ihracatını gerçekleştiren 10,000’den fazla ihracatçı yer almaktadır. Bunun yanında Departman, ihracatçılar ile yabancı ülkelerdeki ithalatçılar arasında da iletişim kurulmasını sağlamaktadır. Elektronik ticaret alanında önem taşıyan bir diğer Asya ülkesi Japonya’dır. Japonya’nın mevcut B2B pazarı Amerika’nın %56’sından daha büyüktür. Diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi Japonya’da da internet üzerinden ticareti kolaylaştıracak ve geliştirecek yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi söz konusudur. [10]

Asya’nın en gelişmiş internet toplumlarından birisi Tayland’dır. 1999 yılında oluşturulan Ulusal Endüstriyel Otomasyon planı ile B2B ticaretin altyapısının oluşturulması sağlanmıştır. Planın temel amacı başta KOBİ’ler olmak üzere e-ticaret yeteneğinin ve uygulamalarının geliştirilmesidir. 5,5 yıllık olarak hazırlanan bu plan Tayland’ın global rekabet gücünün artmasını sağlamıştır. Plan sonrasında B2B’de global tedarik zincirlerinin kullanımı gelişmiş, internet üzerinden gerçekleştirilen dış ticaretin hacminde büyüme kaydedilmiştir. [11]

Hong Kong uluslar arası dış ticaret açısından önemli bir ülke konumundadır. Hong Kong’lu işletmeler uluslar arası erişime ve yenilikçi hizmetler geliştirmeye büyük önem vermektedirler. Çin pazarının geçidi konumunda olması Hong Kong’un dış ticaret alanındaki önemini daha da arttırmaktadır. [12]

İnternet teknolojileri EDI, bankacılık, ithalat ve ihracat işlemlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Kore’de de durum farklı değildir. Kore’de gerçekleştirilen e-ticaret alanındaki faaliyetlerin büyük bir kısmı B2B (%90) faaliyetleridir. Kore’nin B2B pazarının büyüme hızı ise yaklaşık %50’dir. Kore’nin elektronik ticaret gelirleri toplam ülke gelirlerinin yaklaşık %60-70’ini oluşturmaktadır. Diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi Kore’nin de B2B ve e-ihracat alanlarında büyüme potansiyeli oldukça yüksektir. Başarılı çevrimiçi pazar yerleri ve ticaret portalları aracılığı ile Kore’de elektronik ortamda sağladığı belgelendirme ve süreç iyileştirme avantajları ile e-ihracat alanında önemli bir ülkedir.

Ancak Asya ülkeleri içerisinde e-ihracat alanında öncü olma potansiyeli en yüksek ülke Çin’dir. Çin’de son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler ve hızlı nüfus artışı bu durumun ardındaki en önemli nedenlerdir. Çin, hizmetler dışında çok farklı sektörlerdeki ürünlerin üreticisidir. Sahip olunan düşük maliyetli üretim imkânı Çin’in dünyanın pek çok ülkesine ihracat gerçekleştirmesine neden olmaktadır. Teknolojik ürünler alanında öne çıkan Japonya ve Tayland, global tedarik zincirlerinin önemli üyesi konumundadır. Bu durum bu ülkelerin dünya dış ticaretindeki rekabet gücünü olumlu yönde etkilemektedir. Hong Kong ise önemli bir uluslar arası serbest ticaret bölgesidir. Kore ve Tayland gibi Asya ülkeleri ihracat işlemlerine ilişkin belgelerin elektronik ortama taşınması gibi uygulamalar aracılığıyla e-ihracatta önemli gelişmeler sağlamışlardır. Bu yolla ihracat süreçlerini hızlandırmayı ve belgelendirmeyi basitleştirmeyi sağlamışlardır. Sonuçta Asya ülkeleri rekabet avantajı sağlama yoluyla e-ihracat alanında önemli gelişmeler sağlamışlardır.

3.1.2.LATİN AMERİKA

Özellikle Arjantin, Brezilya, Şili ve Meksika’da elektronik dış ticaret uygulamalarının hız kazandığını söylemek mümkündür. Latin Amerika’da yer alan işletmelerin yaklaşık %50-70’i halihazırda faaliyetlerini internet ortamına taşımış durumdadır. B2B pazarının gelecek yıllarda da hız kazanarak büyümesi beklenmektedir. Özellikle otomotiv sektörüne ilişkin satışların büyük kısmında internet teknolojilerinden faydalanılması söz konudur. Mobil ve internet teknolojilerine ilişkin gelişmeler Latin Amerika pazarının da yüksek potansiyele sahip olduğunun göstergesi şeklindedir. İnternet teknolojilerinin global olma özelliği Latin Amerika ülkelerinde internetin özellikle dış ticaret işlemlerinin gerçekleştirilmesi sırasında daha yaygın olarak kullanılmasını sağlamıştır. Latin Amerika’da e-ihracat faaliyetleri büyük işletmeler tarafından yönetiliyor olsa da KOBİ’lerin başta Brezilya olmak üzere büyük sayıda olması gelecek yıllarda bu durumun değişeceğinin göstergesi olarak kabul edilebilir.

Latin Amerika daha önce de belirtildiği gibi B2B ve e-dış ticaret alanında en yüksek büyüme potansiyeline sahip bölgelerden birisidir. Mevcut durumda Latin Amerika’da internet, finansal işletmeler başta olmak üzere pek çok alanda yoğun olarak kullanılmaktadır. İnternet üzerinden gerçekleştirilen ticari işlemlerin %80’inden fazlası B2B alanındadır. e-Ticaret işlemlerinde B2B, Arjantin’de %92, Brezilya’da %90, Şili’de %94, Meksika’da %96 ve Venezuella’da ise %97’lik bir hacme sahiptir. Brezilya işlem hacmi açısından Latin Amerika’nın en büyük B2B pazarıdır. Ancak yine başta dış ticaret olmak üzere elektronik işletmeler arası ticaret açısından Latin Amerika henüz başlangıç dönemindedir ve büyük gelişme potansiyeline sahiptir.

Asya ülkelerinde olduğu gibi devlet desteği ve altyapı çalışmaları gelecek yıllarda Latin Amerika’nın elektronik dış ticaret alanında önemli bir oyuncu haline geleceğini göstermektedir. Tüm gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Latin Amerika’nın da internet teknolojisi kullanımı açısından en büyük sıkıntısı altyapı eksikliğidir.[13]

3.1.3. AFRİKA ÜLKELERİ

Afrika elektronik ticarete ilişkin faaliyetlerin en az gelişmiş olduğu bölgedir. Gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında yer alan B2B uygulamalarına ilişkin en büyük açık Afrika’ya aittir. Afrika’nın ihracat işlemlerinde internet teknolojilerinin kullanılması çok gelişmiş bir düzeye sahip değildir. Afrika’da gerçekleştirilen B2B uygulamalarının büyük çoğunluğu ise yabancı ülke işletmeleri tarafından gerçekleştirilmektedir.

4. AVRUPA BİRLİĞİ e-TİCARET SÜRECİ

AB,1980 yılından beri e-ticaret konusunda yoğun çalışmalar yürütmekte ve Avrupa düzeyinde bir bilgi ağı sistemi kurmaya çalışmaktadır. 1994 yılında Avrupa Komisyonu resmi bir “Elektronik Ticaret Girişimi (Electronic Commerce Initiative)” başlatmıştır. 1997 yılında Komisyon’un hazırladığı haberleşme dokümanı (Communication) ile Birliğin temel hedefinin elektronik ticaretin Avrupa’da hızla gelişimini sağlamak olduğu belirlenmiş ve elektronik ticaretle ilgili çalışmalarda birbirini tamamlayıcı iki hedef belirlemiştir. Bunlar, elektronik ticarete güveni oluşturmak ve tek pazara tam girişi sağlamaktır.24 Avrupa Birliği’nde internet kullanımı yoluyla mal ve hizmet ticareti yaklaşık 17 milyar Euro düzeyindedir.

2003 sonu itibariyle bu meblağın 340 milyar Euro olması beklenmektedir. EEurope girişimi, Avrupa’nın güvenlik, elektronik bankacılık gibi bazı önemli alanlardaki gücünü artırarak bu gelişmeyi hızlandırmak amacındadır. Elektronik işlemlerde, Euronun geniş bir şekilde kullanımı da, AB düzeyinde elektronik pazarın gelişimine katkıda bulunacaktır.

Avrupa Birliği, Avrupa-Ağı bilgi kapasitesini geliştirmek amacıyla, Ar-Ge ağırlıklı programlar düzenlemekte, bu kapsamda EDI (Elektronik Veri Değişimi) sistemlerine ve belirgin olarak da ticaretle ilgili elektronik veri değişim sistem (Trade EDİ System -TEDIS) girişimlerine destek vermektedir. AB temel amacını, sayısal imza, şifreleme, enformasyon alt yapısı, hukuksal ve finansal konuların ve ticaretin dünya ölçeğinde gelişmesini sağlayacak ölçüde düzenlenmesi olarak belirlemiştir. Avrupa Birliği’nin elektronik ticaret konusundaki bazı çalışmaları aşağıda verilmiştir. Avrupa Birliği Komisyonu, 8 Aralık 1999 tarihinde “E-Europe-Herkes İçin Bilgi Toplumu” bildirimini kabul ederek E-Europe girişimini başlatmıştır. Girişim dijital teknolojilerin bütün Avrupa’da algılanışını hızlandırmayı ve tüm Avrupalıların bunları kullanacak gerekli beceriye sahip olmalarını sağlamayı amaçlamaktadır.

E-Europe girişimi Avrupa ekonomisini modernleştirmek için Komisyonun yeni stratejisinde anahtar bir role sahiptir. Avrupa Konseyi Lizbon Zirvesi için, Komisyon tarafından ortaya konulan Avrupa’nın ekonomik ve sosyal olarak yenileşmesi gündeminde bu girişim merkezi bir yer tutmuştur. Bu nedenle, 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki Zirvesi’nde, Avrupa Konseyi, E-Europe girişimini kabul etmiştir. E-Europe girişimi, Avrupa’nın teknolojik gücünü artırmak, eğitim imkanlarından yararlanmak ve girişimci potansiyelini ortaya çıkarmak için elektronik ekonominin avantajlarından tam olarak yararlanılmasını sağlayacaktır.

E-Europe girişiminin diğer önemli bir amacı ise, tüketicilerin ve yurttaşların, internet üzerinden aradıkları bilgiye ulaşabilmelerinimümkün kılacak becerilerle donatılmasıdır. Avrupa Birliği düzeyinde, bilgi toplumunu teşvik edecek birçok politika tedbirleri alınmıştır. Bunlar; telekomünikasyonun liberalleşmesini artırmak, e-ticaret konusunda açık bir yasal çerçeve oluşturmak (kişisel bilgilerin korunması, tevsik etme, gizlilik, v.b.), önemli alanlarda araştırma ve geliştirme faaliyetlerini desteklemektir. AB’nin diğer bir çalışması da 1999/93/EC sayılı “Elektronik İmza” ya ilişkin direktifidir. Devlet ve hükümet başkanlarının talebi üzerine, Komisyon, Konseyle birlikte, Haziran 2000’de Feira Zirvesi’nde kabul edilen “E-Europe Eylem Planı” çalışmalarına başlamıştır.

E-Europe Eylem Planının üç temel hedefi bulunmaktadır:

  • Her evin, okulun, işyerinin ve idarenin on-line hale getirilmesi,

  • Sayısal konulardan haberdar ve girişimci Avrupa’yı yaratmak,

  • Toplumsal olarak kabul görmüş bir bilgi toplumu oluşturmak.

Bu çerçevede yapılacak olan eylemler, sorunları çözmek için ortak bir yaklaşım geliştirmede açık bir katma değerin mevcut olduğu, herhangi bir farkın yaratabileceği yerlerde başlatılacaktır. Bu temelde, on öncelik alan belirlenmiştir. Bu alanlardaki hedeflerin başarılması üye devletlerin, Avrupa Komisyonu’nun, sanayinin ve yurttaşların ortak çabasını

gerektirmektedir. Söz konusu öncelikli alanlarını şöyle sıralayabiliriz;

  • Sayısal çağda Avrupa gençliği,

  • Daha ucuz internet erişimi,

  • E-ticareti hızlandırmak,

  • Araştırmacılar ve öğrenciler için hızlı internet,

  • Güvenli elektronik erişim için smart kartlar,

  • İleri teknoloji ve KOBİ’ler için risk sermayesi,

  • Engelliler için e-katılım,

  • On-line sağlık,

  • On-line idare,

  • Ulaşım,

Avrupa Birliği ayrıca, elektronik ticaretin gelişimini özellikle KOBİ’ler için hızlandıracaktır. Böylece, KOBİ’ler bütün Avrupa pazarında faaliyet gösterebileceklerdir. Bunun için, bir dizi AB mevzuat girişimi hazırlık aşamasındadır. Bu çalışmalar, yasal güvenliği sağlamayı, sınırlar arası hizmetlerin önündeki engelleri kaldırmayı, on-line yenilikleri ve tüketici güvenini desteklemeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmalarda önem arz eden özellik “kendi kendine düzenleme” ve “ortak düzenleme” kavramları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu bağlamda, Komisyon’da halihazırda birçok çalışma yürütülmektedir.

Alternatif müşteri tashih mekanizmaları ve sınır ötesi on-line uyuşmazlıkların halli sistemleri ile ilgili faaliyetler, “E-Güvenlik Forumu” içerisinde koordine edilmektedir. Bu Forum, 21 Mart 2000 tarihinde Brüksel’de Komisyon tarafından organize edilen “Sınırlar arası Elektronik Ticarette Yargı Dışı Uyuşmazlık Halli” konulu bir çalışma toplantısında (workshop) oluşturulmuştur. E-ticaretle ilgili birçok direktif ve tüzük Komisyon tarafından kabul edilmiş, Konseyin ve Avrupa Parlamentosu’nun onayını beklemektedir. “e-para” ve “Avrupa’da e-ticaretin yasal çerçevesi” konusundaki iki direktif için ortak bir noktaya varılmıştır. Komisyon, şu anda, sınır ötesi finansal hizmetleri kapsayacak şikayet ağının kurulması ve KOBİ’lere teknik know-how’ın transferini kolaylaştıracak “go dijital” kampanyasını başlatmakla uğraşmaktadır.

Netice itibariyle AB, e-ticaretle ilgili yoğun çalışmalar sürdüren bir bölgesel örgüttür ve ülkemiz açısından da bu örgütün çalışmaları büyük önem taşımaktadır.

5. AVRUPA BİRLİĞİ ELEKTRONİK TİCARET İSTATİSTİKLERİ

Avrupa Birliği Üyesi ülkelerde Ocak 2009 rakamlarına göre on veya daha fazla personel çalıştıran işletmelerde internet kullanımı % 93 olarak tespit edilmiştir. Bu oranın % 82’lik kısmı genişbant internet bağlantısına sahiptir. 2009 yılındaİnternet erişimine sahip işletmelerde ürünlerin elektronik ortamdan alıpın satılma oranı % 12 artmıştır.

Bu istatistikler Avrupa Birliği resmi İstatistik Ofisi Eurostattan alınmıştır ve 2009 yılı Bilgi ve iletişim Teknolojileri araştırmasından alınmıştır. Araştırma AB27 ve Hırvatistan ile Norveç baz alınarak yapılmıştır.

Finlandıya, Danimarka, Avusturya ve Slovakya’da neredeyse bütün işletmeler internet erişimine sahiptir. Ocak 2009’ta işletmelerin internet kullanımına yönelik en yüksek oran % 100 ile Finlandiya’ya aittir. Bunu Danimarka, Avusturya ve Slovakya % 98 ile takip etmektedir. Almanya % 97, Romanya % 72, Bulgaristan % 83, Latviya ve Macaristan % 87, Kıbrıs % 88 ve Yunanistan % 89’luk oranlara sahiptir.

Ocak 2009 verilerine göre genişbant internet erişimine sahip olma oranı Finlandiya da % 90’dan % 94’e çıkmıştır. İspanya ve Malta % 93’lük genişbant internet erişimine sahipken Romanya, Litvanya ve Polonya % 40 ile % 50 civarlarında seyreden genişbant internet erişimi oranlarıyla düşük bir seyir izlemektedirler.

Tablo 4. İşletmelerde İnternet Kullanımı ve Genişbant erişim Oranları Ocak 2009

Kaynak: Eurostats News Release 12/2010 – 19 January 2010

Avrupa Birliğinde, Firmaların e-ticaretten sağladıkları ticaretin 2008’teki en yüksek oranları İrlanda (% 26) ve Finlandiya ile İsveç’tir (% 18). Çek Cumhuriyeti, Almanya ve Birleşik Krallık % 15, Macaristan % 14, Fransa % 13’lük oranlara sahiptir. En az ciro Bulgaristan ve Kıbrıs’ta görülmektedir (% 1)

AB 27 ülkelerinde gerçekleştirilen elektronik ticaretin % 73’ü birlik içerisinde gerçekleştirilmiştir. % 19’luk oran diğer aday ülkelerle yapılmıştır ve % 8’lik ticaret AB27 dışındaki ülkelerle gerçekleştirilmiştir.

Tablo 5: Avrupa Birliği’ndee-Ticaretin Toplam Ticarete Oranları

Kaynak: Eurostats News Release 12/2010 – 19 January 2010

KAYNAKÇA

BOZKURT, Veysel, “KOBİ’ler ve Elektronik Ticaret”, http://iktisat.uludag.edu.tr/dergi/6/veysel/veysel.html, Online Erişim : 13.05.2010

CHINA, Country Report, The Economist Intelligence Unit, USA: New York, 2008.

DOLANBAY, Çoşkun, E-Ticaret Strateji ve Yöntemleri, Sistem Yayınları, I.Baskı, Ağustos, 2000.

EUROSTATS ICT statistics 2008/2009

ERTAŞ, Sacit, Elektronik Ticaret: Tanımı, Gelişimi, Avantajları, Güvenliği, Ekonomik, Toplumsal, Teknik ve Yasal Yönleriyle Elektronik Ticaret, der: Bozkurt, Alfa Yayınları, 2000 s. 14-17

GENÇKAL, ElifTUSAM Avrupa Araştırmaları Masası Çevrimiçi Erişim: 12.05.2010 http://www.tusam.net/makaleler.asp?id=1383

HONG-KONG e-Commerce Report, The Economist Intelligence Unit, USA: New York, 2008.

JAPAN, e-Commerce Report, The Economist Intelligence Unit, USA: New York, 2009.

ROHN, A., Kashyap, V., Brashear, T.G. ve Milne, G., “The Use of Online Marketplaces for CompetitiveAdvantage: a Latin American Perspective, ss.375.

THAILAND, e-Commerce Report, The Economist Intelligence Unit, USA: New York, 2009.

WIGDER , Zia Daniell. “Global Online Population Forecast, 2008 to 2013”, July 23, 2009, Forrester Araştırma Raporu

WOLF, Martin “Globalisation’s future is the big long-term question”, Financial Times (http://www.ft.com), 9 Ocak 2007

ZENGİNGÖNÜL, Oğul “Nedir Bu Küreselleşme, Kaçınabilir miyiz, Kullanabilir miyiz” ESİAD YayınlarıSiyasa, Yıl:1, Sayı:1, Bahar 2005

http://www.internetworldstats.com Online erişim: 14.05.2010

“e-Winners, e-Users”, International Trade Forum, Vol. 3, 2003, ss.20.


[1] ZENGİNGÖNÜL, Oğul “Nedir Bu Küreselleşme, Kaçınabilir miyiz, Kullanabilir miyiz” ESİAD YayınlarıSiyasa, Yıl:1, Sayı:1, Bahar 2005

[2] GENÇKAL, ElifTUSAM Avrupa Araştırmaları Masası Çevrimiçi Erişim: 12.05.2010 http://www.tusam.net/makaleler.asp?id=1383

[3] http://www.internetworldstats.com Online erişim: 14.05.2010

[4] WIGDER , Zia Daniell. “Global Online Population Forecast, 2008 to 2013”, July 23, 2009, Forrester Araştırma Raporu

[5] WOLF, Martin “Globalisation’s future is the big long-term question”, Financial Times (http://www.ft.com), 9 Ocak 2007

[6] ERTAŞ, Sacit, Elektronik Ticaret: Tanımı, Gelişimi, Avantajları, Güvenliği, Ekonomik, Toplumsal, Teknik ve Yasal Yönleriyle Elektronik Ticaret, der: Bozkurt, Alfa Yayınları, 2000 s. 14-17

* Çalışmamızda G2C (Government to Consumer) ve G2G (Government to Government) Başlıkları konuyla direk ilişkileri olmadığı ve elektronik ticaret alanında çok az yer tuttukları için incelenmemiştir.

[7] DOLANBAY, Çoşkun, E-Ticaret Strateji ve Yöntemleri, Sistem Yayınları, I.Baskı, Ağustos, 2000.

[8] BOZKURT, Veysel, “KOBİ’ler ve Elektronik Ticaret”, http://iktisat.uludag.edu.tr/dergi/6/veysel/veysel.html, Online Erişim : 13.05.2010

[9]China, Country Report, The Economist Intelligence Unit, USA: New York, 2008.

[10] Japan, e-Commerce Report, The Economist Intelligence Unit, USA: New York, 2009.

[11] Thailand, e-Commerce Report, The Economist Intelligence Unit, USA: New York, 2009.

[12] Hong Kong, e-Commerce Report, The Economist Intelligence Unit, USA: New York, 2008.

[13] ROHN, A., Kashyap, V., Brashear, T.G. ve Milne, G., “The Use of Online Marketplaces for CompetitiveAdvantage: a Latin American Perspective, ss.375.

 

Paylaşın

İlişkili Makaleler

About Author

admin