Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü Üyeliği ve Türkiye Üzerine Etkileri
Şeyda ÇOLAK
ÖZET
Bu çalışmada II. Dünya Savaşı sonrası büyük bir ekonomik kriz yaşayan dünya ekonomisinin kalkınması ve dünya genelinde barışın daimi kılınması amaçlarının bir parçası olarak kurulmuş ve bugün dünya ticaretine yön veren Dünya Ticaret Örgütüne katılan Rusya’nın DTÖ katılımını inceleyerek katılımın Rusya ekonomisi ve Rusya’nın Türkiye ile olan ekonomik ilişkileri üzerine muhtemel etkileri değerlendirilmektedir.
Birinci bölümde DTÖ’nün kurulmasına etken olan ekonomik çıkar nedenli dünya savaşlarına değinilerek, DTÖ’nün kuruş amaçları, ilkeleri ve DTÖ kuruluş aşamaları özetlenmektedir. Çin’in DTÖ üyeliği sonrası yaşanan ekonomik gelişmeler belirtilerek, DTÖ üyeliğinin önemi vurgulanmaktadır.
İkinci bölümde, Rus ekonomisinin tarihsel gelişimi, mevcut temel verileri ayrıntılı olarak açıklanmakta, ekonomik olarak güçlü ve zayıf olduğu noktalar açıklanarak, ürün bazında ve hacimsel olarak üretim, ihracat, ithalat verileri ve ekonomik ilişki içinde bulunduğu ülkeler belirtilmektedir. Özellikle ekonomik büyüme ve gelir artışına önemli etkileri olan Rusya’ya yapılan doğrudan yabancı yatırımlar detaylı olarak incelenmektedir. Rusya’nın son yirmi yılda gerçekleştirdiği ekonomik değişimde küresel ekonomi ile bütünleşmesinin önemli bir etken olduğu savunulmuştur.
Üçüncü bölümde üyelik anlaşmasının bir parçası olarak Rusya tarafından yapılan önemli taahhütler sıralanarak, bu taahhütlerin sektör ve ürün bazında olası sonuçları Çin örnekleriyle desteklenerek belirtilmiştir. Üçüncü bölüm sonunda katılımın Rus ekonomisi üzerindeki muhtemel etkileri açıklanmaktadır. Doğrudan yabancı yatırım akışlarının artmasının sonuçlarının en çok ticari hizmetler ve perakende sektöründe hissedileceği görüşü savunulmaktadır.
Dördüncü bölümde, Türkiye-Rusya ilişkilerinin tarihçesi, ekonomik işbirliği ve anlaşmalarına değinilmiş, mal ve hizmetlerdeki mevcut ticaretimizin durumu ve DTÖ üyeliğinin olası etkileri detaylı olarak açıklanmıştır. Sonuç bölümünde Rusya’nın DTÖ üyeliğinin Türkiye ekonomisi üzerine olumlu etkilerde bulunacağı öngörülmüştür.
ABSTRACT
In this study, we examine the participation of Russia in the WTO, which had been established as a part of realizing the aims of the development of the world economy that had been collapsed after World War II and making permanent peace in the world and that today it directs the world trade and we evaluate the Russian economy and the possible influences of it on the economic relations Russia has got with Turkey.
In the first section, the world wars with causes of economic interest which are factors for the foundation of WTO are referred to and the foundation aims of WTO, principles and the foundation stages of WTO are summarized. The economic developments experienced in China after WTO membership, are specified and the importance of the WTO membership is emphasized.
In the second section, the historical development of the Russian economy, current basic data are explained in detail, the strong and weak points of it economical point of view are indicated, production, export, import data based on the product and volume and the countries it has economic relationship, are stated. Especially, the direct foreign investments made to Russia that has important effects to economic development and revenue growth, are examined in detail. It is argued to be an important factor of Russia being integrated with the global economy in the economic change it realized within the last twenty years.
In the third section, important undertakings performed by Russia, are listed as a part of the membership agreement, the possible results of these undertakings according to the sector and product basis are pointed out by supporting with the examples of China. The opinion that the outcomes of increasing the direct foreign investment flow would be felt in the retail sector is justified at the most.
In the fourth section, the history of Turkey – Russia relations, economic cooperation and agreements are referred to, the state of our current trade in goods and services and the possible effects of WTO membership are explained in detail. In the final section, it is foreseen that WTO membership of Russia would positive effects on the Turkish economy.
Sayfa
JURİ ÜYELERİ İMZA SAYFASI………………………………………………………………………………… i
ÖZET………………………………………………………………………………………………………………………….. ii
ABSTRACT………………………………………………………………………………………………………………… iii
İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………………………………………………. iv
TABLOLAR, ŞEKİLLER VE GRAFİKLER LİSTESİ……………………………………………………. vi
KISALTMALAR LİSTESİ…………………………………………………………………………………………… viii
GİRİŞ…………………………………………………………………………………………………………………………. 1
- BÖLÜM
DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ
- DTÖ Öncesi GATT Sistemi………………………………………………………………………………………… 3
1.1.GATT’ın Amaçları …………………………………………………………………………………………………… 5
1.2. GATT’ınTemel İlkeleri ……………………………………………………………………………………………. 6
1.3. GATT Müzakere Turları ………………………………………………………………………………………….. 7
1.4. Uruguay Turu ve Dünya Ticaret Örgütü…………………………………………………………………….. 7
1.5.Uluslararası Ticaret ve DTÖ’nün Önemi……………………………………………………………………… 9
1.6.DTÖ Sistemine Yönelik Tehditler……………………………………………………………………………… 11
- DTÖ’ye Katılım Süreci………………………………………………………………………………………………. 15
2.1. Resmi Başvuru ve Çalışma Grubunun Kurulması………………………………………………………… 16
2.2. Çalışma Grubunun İncelemeleri ve İkili Taviz Müzakereleri…………………………………………. 16
2.3. Katılım Protokolü……………………………………………………………………………………………………. 16
2.4. Karar…………………………………………………………………………………………………………………….. 17
- Son Dönem DTÖ Katılımlarına Örnek Olarak Çin’in DTÖ’ye Katılımı ve Sonuçları………….. 17
3.1. Çin’in DTÖ Üyeliği Amacıyla Bulunduğu Taahhütler…………………………………………………. 17
3.2. Çin’de 1979-2012 Yılları Arasında Ekonomik Büyüme ve Reformlar……………………………. 20
3.3. Çin’de Yabancı Yatırımlar……………………………………………………………………………………….. 25
3.4. Çin’in DTÖ’ye Üyeliğinin Dünya Ticareti ve Çin Üzerine Etkileri………………………………… 26
- BÖLÜM………………………………………………………………………………………………………………….. 29
GÜNÜMÜZ RUSYASI VE EKONOMİK VERİLERİ……………………………………………………. 29
2.1.Rusya Ekonomisine Genel Bakış ………………………………………………………………………………. 29
2.1.1.Temel Bilgiler ………………………………………………………………………………………………………. 29
2.1.2. Ekonomik Veriler ………………………………………………………………………………………………… 30
2.1.3. Kurumsal Özellikler …………………………………………………………………………………………….. 38
2.2. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ……………………………………………………………………. 40
2.3. Rusya’nın Dış Ticareti …………………………………………………………………………………………….. 44
III. BÖLÜM………………………………………………………………………………………………………………… 49
RUSYA’NIN DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ İLE İLGİLİ TAAHÜTLERİ………. 49
3.1. Tarım Dışı Pazara Giriş(NAMA) ……………………………………………………………………………… 49
3.2. Hizmet Sektörü Taahhütleri……………………………………………………………………………………… 53
3.2.1. Telekomünikasyon……………………………………………………………………………………………….. 53
3.2.2. Sigortacılık………………………………………………………………………………………………………….. 53
3.2.3. Bankacılık ve Menkul Kıymetler……………………………………………………………………………. 55
3.2.4. Ticari Hizmetler ……………………………………………………………………………………………… 57
3.2.5.Dağıtım Hizmetleri………………………………………………………………………………………………… 58
3.3. Tarımsal Ürünlerle İlgili Taahhütler…………………………………………………………………………… 58
3.3.1. Rus Tarım Ürünleri İhracatının Görünümü………………………………………………………………. 62
3.4.Tarife Dışı Engeller………………………………………………………………………………………………….. 63
3.5. Fikri Mülkiyet Hakları……………………………………………………………………………………………… 66
3.6. Ticaretle Bağlantılı Yatırım Önlemleri (TRIMS)…………………………………………………………. 67
3.7.DTÖ Üyeliğinin Rusya Üzerine Etkileri ……………………………………………………………………. 68
- BÖLÜM
TÜRKİYE-RUSYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ VE DTÖ ÜYELİĞİNİN TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ…………………………………………………………………………………………………………………………………… 74
4.1.Türkiye-Rusya İlişkilerinin Tarihçesi…………………………………………………………………………… 74
4.2. Türkiye-Rusya Ekonomik İlişkileri……………………………………………………………………………. 75
4.3. İki Ülke Arasındaki Anlaşmalar………………………………………………………………………………… 78
4.3.1. Karadeniz Ekonomik İşbirliği………………………………………………………………………………… 78
4.3.2. Doğal Gaz Anlaşması……………………………………………………………………………………………. 79
4.3.3. Nükleer Santral Anlaşması…………………………………………………………………………………….. 81
4.4.Turizm Alanında İlişkiler………………………………………………………………………………………….. 82
4.5. Basitleştirilmiş Gümrük Hattı Uygulaması…………………………………………………………………. 85
4.6. Rusya-Türkiye Arasında Ulaştırma ve Taşıma…………………………………………………………….. 86
4.7.Dağıtım Kanalları ve Perakende Sektörü…………………………………………………………………….. 88
4.8. Türkiye-Rusya Arasında İthalat ve İhracat, DTÖ Üyeliği Sonrası Beklentiler…………………. 89
SONUÇ………………………………………………………………………………………………………………………. 103
KAYNAKÇA………………………………………………………………………………………………………………. 104
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa No
Tablo 1: Dünya Geneli ve Seçilmiş Ekonomilerin İhracatı(1999-2010,Milyon$)……………… 10
Tablo 2: Çin’in Dış Ticareti(2001-2010,Milyar$)……………………………………………………………… 21
Tablo 3: Çin’in İhracatında İlk 10 Ürün Grubu(2010,Milyar$)…………………………………………… 22
Tablo 4: Çin’in Ticaret Yaptığı İlk On Ülke , 2010 (Milyon Dolar)…………………………………….. 23
Tablo 5: Çin’in Petrol İthalatı(1980-2010) ………………………………………………………………………. 24
Tablo 6: Çin’in DTÖ Üyeliği Sonrası Ekonomik Değişimi ………………………………………………… 24
Tablo 7: Rusya Temel Bilgiler ……………………………………………………………………………………….. 30
Tablo 8: Rusya’da GSYIH Değişimi(2006-2011)…………………………………………………………….. 33
Tablo 9: ABD Doğal Gaz Fiyat Değişimi(2008-2014)………………………………………………………. 35
Tablo 10: Seçilmiş Ülkelerde İhracat ve İthalatın GSYİH içindeki Oranı(2009-2011) ………….. 40
Tablo 11: En Fazla Doğrudan Yabancı Yatırımı Çeken On Ülke ve Rusya(2008-2010)………… 42
Tablo 12: Rusya’ya Yapılan Doğrudan Yabancı Yatırım Miktarları (Milyon Dolar)……………… 43
Tablo 13: Rusya Dış Ticaret Göstergeleri (Milyar Dolar)…………………………………………………… 44
Tablo 14: Rusya’nın İhraç ve İthal Ettiği Başlıca Ürünler (Milyon Dolar)……………………………. 45
Tablo 15: Rusya’nın Diğer Ülkelerle İhracat ve İthalatı 2011…………………………………………….. 46
Tablo 16: Rusya’nın Uygulayacak Olduğu Tarife Oranları………………………………………………… 49
Tablo 17: DTÖ Üyelik Anlaşması Şartlarına Göre Rusya’nın Tarım Sektöründe Seçilmiş Bağlayıcı Tarife Oranları…………………………………………………………………………………………………………………………………… 58
Tablo 18: Rusya’nın Gıda Ürünleri İthalatındaki Artış(200-2011)……………………………………… 59
Tablo 19: DTÖ Üyeliğine Katılımın Rusya Ekonomisi Üzerine Tahmini Etkileri………………….. 69
Tablo 20: Türkiye’yi Ziyaret Eden İlk On Sıradaki Yabancıların Milliyetlerine Göre Dağılımı(1999-2011) 83
Tablo 21: Türkiye-Rusya İhracat-İthalat Verileri(2007-2012) ……………………………………………. 90
Tablo 22: Rusya’nın Türkiye İle Madde Bazında Dış Ticareti, 2011-2012 ( Bin $)……………….. 91
Tablo 23: Rusya’nın Türkiye’den 2010-2012 Dönemi İthalatındaki İlk 20 Ürünün Tutarsal Değişimi Ve İthalat Sıralamasında Türkiye’nin Yeri ………………………………………………………………………………………. 94 ……………………………………………………………………………………………………………………………………
ŞEKİLLER LİSTESİ
Sayfa No
Şekil 1: Yabancı Sermayeli İşletmelerin Çin’in Endüstriyel Üretimi İçindeki Payları; (1990-2010 26
Şekil 2: Çin’in İhracatında İlk 10 Ürün Grubu(2010,Milyar$)…………………………………………….. 34
Şekil 3: Rusya’nın Kurumsal Yapı Kalitesi ve Kişi Başı Gelir Düzeyleri, 2010……………………… 39
Şekil 4: Rusya’da Yabancı Yatırım Miktarları(1993-2011)…………………………………………………. 41
Şekil 5: Rusya’da Çiftlik ve Kümes Hayvanı Üretim Miktarı,(1993-2010) Milyon Ton…………. 60
KISALTMALAR LİSTESİ
a.g.m | :Adı Geçen Makale | |
AB | :Avrupa Birliği | |
ABD | :Amerika Birleşik Devletleri | |
AGIT | :Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı | |
BAE | :Birleşik Arap Emirlikleri | |
BDT | :Bağımsız Devletler Topluluğu | |
BGH | :Basitleştirilmiş Gümrük Hattı | |
DTÖ | :Dünya Ticaret Örgütü | |
DYY | :Doğrudan Yabancı Yatırımları | |
EBRD | :Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası | |
GATT | :Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması | |
GSYIHGYÜ | :Gayri Safi Yurt İçi Hasıla:Gelişme Yolunda Ülkeler | |
IMF | :Uluslararası Para Fonu | |
İKDYY | :İç Kaynaklı Doğrudan Yabancı Yatırımları | |
KEK | :Türkiye – Rusya Hükümetler arası Karma Ekonomik Komisyonu | |
KOBİ | :Küçük ve Orta Boy İşletmeler | |
MFN | :En Çok Kayrılan Ülke | |
NACCNAMA | :Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi:Tarım Dışı Pazara Giriş | |
OECD | :İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı | |
SGP | :Satınalma Gücü Paritesi | |
SSCBSTA | :Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği:Serbest Ticaret Anlaşması | |
TRIMSTTIP | :Ticaret ile İlgili Yatırım Önlemleri:AB – ABD Transatlantik Ticaret Ve Yatırım Ortaklığı | |
:Ve benzerleri | ||
:Ve diğerleri | ||
WIPO | :Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü |
GİRİŞ
Bin dokuz yüz doksanlı yılların başında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ nin (SSCB) dağılmasından sonra çoğulcu demokrasi ve liberal ekonomik düzene geçiş yapan Rusya’nın 1993 yılında başvurduğu Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyeliği 16.12.2011 de Cenevre konferansında resmen kabul edilmiştir. Tam üyelik 22.08.2012 tarihinde gerçekleşmiştir. Yaklaşık iki trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe sahip olan Rusya, DTÖ’ye üye olan 156. ülke olmuştur. Çin’in 2001 yılındaki katılımından bugüne değin DTÖ’ ye katılan ikinci en büyük ekonomi olarak Rusya’nın üyeliği dünya ticaretinde yaşanan en geniş kapsamlı serbestleşme adımlarından birini oluşturmaktadır. DTÖ üyeliği tarife politikası, gümrük idaresi, standartlar, yabancı yatırımcıların hakları dâhil (özellikle hizmetlerde), tarım politikası, fikri mülkiyet hakları dâhil olmak üzere ile birlikte birçok kurumu geniş bir yelpazede etkileyecektir. Bu nedenle konu doğrudan yabancı yatırımlarını ve önemli ticari yatırım fırsatlarını çok geniş bir yelpazede değerlendirilmesini gerektiren bir süreci temsil etmektedir. Bu değişiklikler Rus ekonomisini, ekonomik gelişme için açık, serbest bir ticarete ve yatırım modeline taşıyabilecektir.Makalede Rusya’nın DTÖ üyelik sürecindeki müzakereleri incelenerek, vermiş olduğu taahhütler sonucu gerçekleşen DTÖ üyeliğinin Rusya ekonomisi üzerine etkileri incelenecektir.
BÖLÜM 2
RUSYA’NIN EKONOMİ POLİTİKASI VE DTÖ ÜYELİĞİ
2.1.Rusya Ekonomisine Genel Bakış
Dünyanın en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi olan Rusya 11 farklı zaman dilimine bölünmüştür ve 14 ülkeyle sınır komşusudur. 143 milyonluk kalabalık nüfusu, geniş toprakları ve zengin doğal kaynaklarıyla, Rusya dünyanın en önemli ekonomilerinden biridir.
2.1.1. Temel Bilgiler
Son yirmi yılda azalan nüfusa sahip olmasına rağmen Rusya Avrupa’nın en büyük ve Dünyanın ise sekizinci en büyük nüfusa sahip ülkesidir. Nüfus azalışını önlemek üzere hükümetin bir dizi önlemleri mevcuttur. Bu önlemler sonucunda nüfusun gerileme hızı 2012 yılında %1,8 ‘e düşmüştür. En büyük şehirler başkent Moskova, sonrasında ise St.Petersburg, Novosibirsk, Nizhny Novgorod ve Yekaterinburg’dur.[1]
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin dağılmasıyla 1991 yılında kurulan Rusya Federasyonu bağımsızlığının ilk yıllarında 75 yıl süren Sovyet yönetiminin ardından yeni bir siyasi sistem oluşturulması sürecinin zorluklarını yasamıştır. İlk Başkanı Boris Yeltsin’dir. Rusya iki parlamentolu bir başkanlık sistemi ile yönetilen demokratik federal bir hukuk devletidir. Rusya Federasyonu, farklı idari birimlere bölünmüştür. Bu birimler merkezi devlete bağlı, ama kendi yasalarıyla yürütme, yasama ve yargı organlarına sahip özerk birimlerdir. Bunların 21’i cumhuriyet, 9’u kray, 49’u vilayet (oblast), 2’si federal statüde kent, 1’i özerk bölge ve 4’ü özerk yöredir (okrug). Rusya Federasyonu’na bağlı olan 21 cumhuriyetin her birinin kendi anayasası ve devlet başkanı vardır. Federasyonun yürütme erki başbakan başkanlığındaki hükümet iken, yasama yetkisi alt meclis olan Duma ve üst meclis olan Federal Meclis’e aittir. Mart 2012 tarihinde yapılan seçimlerde Vladimir Putin Devlet Başkanı olarak seçilmiştir. Başbakanlık görevine ise Dmitry Medvedev atanmıştır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olan Rusya Federasyonu, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve
Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi’nin de (NACC) üyesidir.
Tablo 7: Rusya Temel Bilgiler
Ülke Adı : Rusya Federasyonu
Yönetim Biçimi : Başkanlık Tipi Cumhuriyet – Federasyon
Başkent : Moskova
Devlet Başkanı: Vladimir Vladimirovich PUTIN
Başbakan : Dmitriy Anatolyevich MEDVEDEV
Nüfus: 143 milyon
Yüzölçümü : 17.075.200 km² (dünyada 1.)
Resmi Dil : Rusça
Okuryazarlık Oranı : % 99.4
Para Birimi: Ruble (1USD=29,43 RUB Nisan 2012)
Kaynak: İGEME-İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Rusya Federasyonu Ülke Raporu2011.s2
2.1.2 Ekonomik Durum
1917 yılındaki Ekim Devrimi ile temeli atılan SSCB, 75 yıl boyunca uluslararası askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda dünyanın önemli güçlerinden birisi olarak yer almıştır. SSCB ekonomisi, kamu mülkiyeti ve merkezi planlama temelleri üzerine kurulmuş bir ekonomik düzene sahipti. 1928 yılından başlayarak devreye sokulan “Beş Yıllık Planlarla’’ idare edilen ekonomide her kamu kuruluşu için bağlı olduğu Bakanlık, üretim için kullanılacak girdileri, üretim takvimini ve ürünlerin satılacağı fiyatları dikte etmekteydi.
Birçok alanda kendi kendine yeter durumda olan Sovyet ekonomisi, ekonomik anlamda dış dünyaya büyük ölçüde kapalı kalmıştır. Ancak 1970’li yıllardan itibaren yerel üretimdeki yetersizliklerin giderilmesi için ithalata ağırlık verilmiş ve SSCB, petrol, metal ve kereste ihraç edip, karşılığında makina, tüketici ürünleri ve tarım sektörünün performansına bağlı olarak bazı dönemlerde tahıl ithal edilmiştir. 1980 yılına gelindiğinde SSCB’nin dış ticaretinin yaklaşık yüzde 50’si COMECON (Karşılıklı Ekonomik Yardım Konseyi) bölgesi ile başka bir deyişle Doğu Bloğu ile yapılmaktaydı. Sovyet hükümet verilerine göre 1928-41 döneminde yılda ortalama yüzde 13.9’luk bir büyüme oranı yakalamış olan ekonominin hızı, 1960’larda yüzde 7.1’e, 1970’lerde yüzde 5.3’e, 1980’lerin ilk yarısında ise yüzde 3,2’ye düşmüştür[2]. Büyüme oranları düştükçe basta gıda ve tüketici ürünlerinin arzında sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. 1980’lerin sonlarında “Perestroyka” (Yeniden Yapılanma) hareketiyle bir takım liberal önlemler getirilmişse de Sovyet ekonomisinin düşüşü engellenememiştir. Merkezin gücü azaldıkça SSCB Bünyesindeki Cumhuriyetler de vergi ödemeyi kesmişlerdir.
Ekonomik alanda yaşanan gerileme, Sovyetler Birliğinin dağılmasında önemli rol oynamıştır. Rus ekonomisi Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra önemli ölçüde küçülmüştür. 1990’lı yılların sonunda doğal gaz ve petrol gibi doğal kaynak ürünlerinin dünya piyasalarında değerlerinin artmasıyla, Rus ekonomisi de yeniden büyümeye başlamıştır.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra merkezi planlama anlayışıyla yönetilen ekonomiden küresel marketlerle bütünleşmiş piyasa ekonomisine geçen Rusya, 90’lar boyunca enerji ve savunma sanayi haricinde sanayisinin önemli kısmını özelleştirmiştir.
Rusya’nın DTÖ ye üyelik çalışmaları eski devlet Başkanı Boris Yeltsin tarafından 1993 yılında başlatılmış olmasına rağmen, siyasi istikrarsızlık ve 1998 ekonomik krizi nedeniyle proje yavaş ilerlemiş ve belli bir süre askıya alınmıştır. Yaşanılan ekonomik kriz, DTÖ üyeliği öncesi bir dizi yapısal reformun gerçekleştirilmesine olanak sağlamıştır.[3] Yeltsin’den sonra başkan seçilen Putin ise DTÖ üyeliğine önem vererek öncelikli olarak ele almıştır.[4]
1998 finans krizinden sonra Rusya’da ortalama büyüme hızı yüzde 7 olmuştur. Bu dönemde Rusya’nın büyümesinde özel tüketim harcamalarının artması etkili olmuştur. Ücretlerdeki ve emekli maaşlarındaki artış hane halkı tüketim harcamalarını artırmıştır.
Rus ekonomisinin hızlı değişen mal piyasalarındaki koşullara göre şekillenmesi, sürdürülebilir büyümenin dünya mal fiyatlarına bağlı olacağını göstermektedir[5]. Rusya’nın 2010 yılı GSYIH sı 1,5 milyar$ a yakın tutar ile Rusya’yı Dünyanın en büyük 11.ekonomisi yapmıştır. Dünya Bankası 2010 yılı kişi başına düşen 10,440 dolar ile Rusya’yı orta gelirli ülke olarak tanımlamaktadır[6].2008 yılında yüzde 2,1 olan sınaî üretim artış hızı ise 2010 yılında yüzde8, 2011 yılında ise yüzde5 olarak gerçekleşmiştir. Rusya dünyanın en büyük doğalgaz ve ikinci büyük petrol ihracatçısı konumundadır. 2011 yılında ekonominin büyüme hızı yüzde 4,3 olarak gerçekleşmiştir.[7]
Uzun yıllar boyunca, merkezi planlama anlayışı ile yönetilen, dışa kapalı ekonomiden piyasa koşullarına göre yönetilen ekonomiye geçişin günümüzde devam ettiğini söylemek mümkündür. Geçmiş dönemde ülkede ağırlıklı olarak sanayi sektörüne önem verilmiş ve ağır sanayi yatırımları geliştirilmiştir ve günümüzde de yakıt, enerji ve metalürji üretimi toplam sınaî üretimin %35’inden fazlasını oluşturmaktadır. Buna paralel olarak büyük ölçekli işletmeler ekonomide hakim durumdayken KOBİ’lerin GSYIH dan aldığı pay % 10-15 civarındadır. Sanayi üretimi ağırlıklı olarak Moskova, St.Petersburg, Nizhny Novgorod ve Yekaterinburg kentlerinde yoğunlaşmaktadır. Rusya 2007 yılında başlattığı ekonomik programlar ile yüksek teknoloji ağırlıklı sektörlere yatırım yapmayı hedeflemektedir.[8]
DTÖ üyelik süreci boyunca son yedi yılda yüksek oranlı büyüme göstermiş olan Rus ekonomisi, 2005 yılında yüzde 6,4 ile gelişmekte olan ekonomilerin ortalama büyüme oranı olan yüzde 5,9’un ve dünya ortalaması olan yüzde 3,2’ın oldukça üzerinde genişlemiştir. 2006 yılında yüzde 6,7 ve 2007 yılında ise GSYIH yüzde 8,1 oranında büyüyerek 1.290 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. 2008 yılını yüzde 5,2’lık bir büyümeyle kapatan Rusya ekonomisi, küresel krizin devam eden etkisiyle 2009 yılında yüzde -7,8’lik bir düşüş yaşasa da 2010 yılında yüzde 4,3 bir büyümeyi yakalamıştır.
Tablo 8: Rusya’nın Bazı Önemli Ekonomik Göstergeleri (2000-2011)
2000 | 2005 | 2008 | 2009 | 2010 | 2011 | |
GSYIH (ABD Dolar, milyar) | 259 | 764 | 1660 | 1222 | 1487 | 1857 |
GSMH(Atlas Metodu ve cari ABD Dolar, milyar) | 250 | 638 | 1378 | 1318 | 1409 | 1522 |
Reel GSYIH Artış Oranı (%) | 10 | 6,4 | 5,2 | -7,8 | 4,3 | 4,3 |
Kişi Başına (GSYIH-ABD Dolar) | 6.732 | 9.011 | 11.800 | 8.900 | 10.900 | 12.600 |
Tarımın GSMH içindeki yüzdesi | 6 | 5 | 4 | 5 | 4 | 4 |
Endüstrinin GSMH içindeki yüzdesi | 38 | 38 | 36 | 34 | 35 | 37 |
Hizmetlerin GSMH içindeki yüzdesi | 56 | 57 | 59 | 62 | 61 | 59 |
Doğrudan Yabancı Yatırım Girişleri(ABD Dolar-Milyar) | 2.714 | 12.886 | 75.002 | 36.500 | 43.288 | 52.878 |
Kaynak: Worldbank,http://data.worldbank.org/country/russian-federation
2011 yılında da bir önceki yıldaki büyüme oranını korumuştur. Rus ekonomisinin büyümesi, özellikle uluslararası petrol ve doğal gaz fiyatlarının oldukça hızlı artışı ile de 2007 ve 2008 yıllarında ekonomik büyüklüğünü 1,7 trilyon dolara kadar yükseltmiştir.[9]
Rusya, ekonomisini liberalleştirme ve dünya ekonomisi ile bütünleşme çabalarına ilave olarak DTÖ müzakereleri süreci ile beraber özellikle 2000 yılından sonra ekonomik olarak büyük gelişme göstermiştir. GSMH’nin, büyüme oranının arttığı gözlenmektedir. Tablo 8 de belirtildiği gibi tarım sektörü son on yıl içinde yüzde 6 olan GSMH içindeki payı 2011de yüzde 4’e kadar gerilemiştir. Hizmetler sektörünün payı ise artış göstermiştir. Ekonomik gelişmenin önemli göstergelerinden olan; Tarım sektörünün GSMH içindeki payının azalması, sanayi ve hizmet sektörlerinin ise GSMH içindeki payının artması, Rus ekonomisinde ekonomik gelişmenin ve değişmenin kanıtı olarak gerçekleşmeye devam etmektedir. Bu verilere ilave olarak, Rusya’nın DTÖ üyelik sürecinde vermiş olduğu taahhütlerin diğer ülkeler tarafından dikkatle takip edilerek, yatırım fırsatı olarak değerlendirildiği görülmektedir. Rusya’ya yapılan Doğrudan Yabancı Yatırım Girişleri 2000 yılında yalnızca 2,7 milyar Dolar iken, 2008 de 75 milyar Dolar seviyesine ulaştıktan sonra, küresel ekonomik krizin ardından 2011 yılında 52,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. DYY konusuna bölüm 2.2 de detaylı olarak değinilecektir.
([1])Ayşe Oya Benli Özbaş. Rusya Ülke Raporu. İGEME. Nisan 2011s.2, http://www.ibp.gov.tr/pg/section-pg-ulke.cfm?id=Rusya%20Federasyonu
([2])Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Rusya Federasyonu Ülke Raporu 2012,s.8
([3]) World Bank Development Indicators Database, http://data.worldbank.org/data-catalog/world-development-indicators
([4]) WTO, http://www.wto.org/english/news_e/events_e/symp05_e/portanskyi16_e.doc.s.1
([5]) WTO accession history, Alexey Portanskiy, Geneva, 21.04.2005 http://www.wto.org/english/news_e/events_e/symp05_e/portanskyi16_e.doc
([6]) 2011 Dünya Bankası verilerine göre bu guruba dahil 54 ülke vardır. Üst orta gelirli ülkelerde kişi başına düşen gelir seviyesi 3976 $ ile 12.275 $ arasındadır. Rusya bu nedenle üst gelir seviyesine yaklaşan gelir seviyesine sahiptir.
([7]) http://data.worldbank.org/country/china
([8]) Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı,Rusya Ülke Raporu, http://www.oka.org.tr/ContentDownload/Rusya_Ulke_Raporu.pdf,s.4
([9]) TC.Moskova Büyükelçiliği-Ticaret Müşavirliği, ‘’Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri’’, Temmuz 2012,s.31
Grafik 2. Rusya’da GSMH Değişimi(1998-2011)
Kaynak: The Central Bank of the Russian Federation, http://www.cbr.ru/eng/
Hızla değişen ve gelişen dünya ekonomisinin bir parçası olarak Rusya’nın rekabetçi ortama ayak uydurma potansiyelinin yüksek olduğunu söylemek mümkün olmakla birlikte, özellikle Putin hükümetleri dönemlerinde birçok reformun gerçekleştirilmiş olmasına karşılık ekonominin, sosyal sistemin ve devlet yapısının modernizasyonu için bir dizi reformun yakın bir gelecekte uygulamaya konulması gerekmektedir.
Devletin ekonomi içindeki ağırlığının fazla olması ve yatırımlar konusunda özellikle KOBİ’lerin ekonomideki yerinin halen düşük olması nedeniyle önümüzdeki yıllarda yatırımların ve KOBİ’lerin canlandırılması konusunda yeni ekonomik tedbirler ve destekler getirilmesi beklenmektedir.
Rusya Federasyonunun ekonomik gücünün temeli olan doğal kaynaklar ve insan gücünün son yıllarda sağladığı güçlü büyümenin itici gücü olduğu düşünülmekte ve ülkenin uzun vadeli büyümesi önünde “Dutch Disease-Hollanda Sendromu”[1] olarak adlandırılan doğal kaynaklara bağımlılık nedeniyle sıkıntı yaşanabileceği belirtilmektedir.
Bu endişelere ilave olarak, özellikle Rusya’dan önemli miktarda doğal gaz temin eden AB’nin başta güneş ve rüzgâr enerjisi olmak üzere alternatif enerji kaynaklarına yönelmiş olması, petrole alternatif olarak otomobillerde artan bir şekilde elektrik enerjisi kullanılmaya başlanması ve buna ilave olarak ABD’nin ise doğal gaza alternatif olarak teknolojik olarak bugüne değin çıkartılması mümkün olmayan ‘’Kaya Gazı’’na ulaşmayı başarması, Rusya’nın en önemli ekonomik güç kaynağı olan enerji hammadde fiyatlarının son yıllarda oluşan artış eğilimi önünde engel oluşturması olasıdır.
Nitekim Tablo9 da görüldüğü üzere ABD de kaya gazının kullanılmaya başlanması ile birlikte 2012 yılındaki doğal gaz fiyatları 2008 yılındaki değerlerine göre yaklaşık 1/3 oranında düşüş kaydetmiştir. Avrupa Birliği’nin ise Rusya’dan ithal ettiği bin metre küp doğal gazın fiyatı 2012 yılı Aralık ayı itibariyle 11,79Dolardır.[2]
Tablo 9: ABD Sanayi Doğal Gaz Fiyat Değişimi(2008-2014)
2008 | 2009 | 2010 | 2011 | 2012 | 2013 | 2014 | |
Doğal Gaz Fiyatı Dolar/Bin m3 | 8,1 | 4,82 | 4,73 | 4,71 | 3,94 | 4,37 | 4,96 |
Kaynak: U.S Energy Information, http://www.eia.gov/dnav/ng/ng_pri_sum_dcu_nus_a.htm
ABD’nin doğal gaza alternatif olarak elde etmiş olduğu bu çarpıcı başarının, diğer ülkeler, özellikle doğal gazının büyük çoğunluğunu Rusya’dan temin eden Türkiye ve AB için önümüzdeki kısa süre içinde dikkatle değerlendirileceği ve kaya gazının çıkarılma olasılıklarının araştırılacağı muhakkaktır. ABD’nin kaya gazını çıkarmada elde ettiği başarının Rusya çevresindeki coğrafya içinde elde edilmesi durumunda doğal gaz fiyatlarında oluşacak gerileme Rusya’nın doğal gaz ihracatından elde ettiği gelirin azalmasına neden olacaktır. Bu nedenle, Rus ekonomist ve karar vericiler ülkenin ekonomik büyümesinin daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması amacıyla ülkeye yatırım çekilmesi ve iç üretimin “innovasyon ekonomisi” ile geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini belirtmekte ve bu yönde çalışmaktadır.
Tarım ürünleri; Tahıl, şeker pancarı, ayçiçeği tohumu, sebze ve meyveler, kırmızı et, süt. Kereste en önemli tarım ürünlerindendir. Kimyevi maddelerin aşırı kullanımı, endüstriyel kirlilik, toprağın yoğun işlenmesi ve bazı bölgelerdeki yanlış ürün seçimi toprağın verimliliğini düşürmüştür. Rusya önemli miktarda kereste üreticisi ve ihracatçısı konumundadır. 75 milyar m3 stoku olduğu tahmin edilmektedir. Sovyetler Birliği döneminde, Rus balıkçılık endüstrisi dünyada Japonya, ABD ve Çin’den sonra 4. sırada yer almaktaydı. Halen, taze ve dondurulmuş dünya balık üretiminin %25’i ile dünya konserve balık üretiminin üçte biri Rusya’da gerçekleştirilmektedir. Ancak SSCB’nin dağılmasının ardından büyük üretim kayıpları gösteren bu sektör, çok yavaş büyümektedir. Tarımda çalışan nüfusta son yıllarda yaşanan düşüş devam etmektedir. 1992 yılında 10 milyon iken 2002 yılında 7,6 milyona, tarımda çalışanların toplam istihdamdaki payı ise bu dönemde % 14’den % 11,7’ye gerilemiştir.[3]
Hayvancılık alanında ise gerek hayvan sayısı gerekse, üretim rakamları 1990’lı yılların başına göre önemli gerilemeler göstermiştir. Son dönemde, açılan soruşturmalar ve getirilen kısıtlamalarla, kümes hayvanları ve kırmızı et ithalatı sınırlandırılmıştır. Ekonomik Gelişme ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri de, yaptıkları açıklamalarda, getirilen kısıtlamaların ithalatı engellemeyi amaçlamadığı, sadece yerli üretimi arttırmayı hedeflediklerini ve bu hedeflere ulaşılmakta olduğunu belirtmiştir. Hayvansal üretim de 1990’lı yılların başındaki seviyeden oldukça uzak olmasına rağmen artış eğilimindedir. Rus halkının küçük alanlarda yaptığı üretim halen toplam hayvancılık üretiminin %52’sini teşkil etmektedir. Rus Hükümeti hayvancılık sektörünün gelişimi için etkin tedbirler almaktadır. 2005 yılında açıklanan ulusal plan çerçevesinde büyük ticari hayvansal üretim merkezlerinin kurulması, yenilenmesi ve modernizasyonu hedeflenmiş, küçük ve özel ihtiyaca dönük üretim yapanlara da kredi imkânları sağlanmasını öngörülmüştür. Rusya’ya bazı ürünlerin başlıca ithalatçısı konumundaki ülkeler ise: Tavuk ve domuz eti: ABD, Patates: Hollanda, Balık: Norveç, Sığır eti: Brezilya, Sığır ve domuz eti: Avrupa Birliği, Süt, şeker, tuz: Belarus, Sıvıyağ, tuz: Ukrayna dır[4].
Endüstri Ürünleri: Kömür, petrol, gaz, kimyasallar ve metaller Rusya’nın toplam sanayi üretiminin %35 ten fazlasını oluşturmaktadır. Diğer önemli endüstri ürünleri; Makine üretimi, gemi inşaat sanayi, kara ve demiryolu taşımacılığı ekipmanları, iletişim ekipmanları, traktörler ve inşaat ekipmanları, elektrik enerjisi üretimi, medikal ve bilimsel araçlar, dayanıklı tüketim malları, tekstil ve gıda sanayidir. Elektrik ve gıda üretiminin sınai üretimdeki payı yaklaşık %25 dir. İleri teknoloji ve tüketim malları üretimleri Rus ekonomisinde küçük bir pay almaktadır. Tekstil sektörü dâhil olmak üzere hafif sanayinin de sınai üretimdeki payı çok cüzi düzeydedir.[5]
Rusya, sosyalist dönem sonrasında enerji yoğun, teknolojik olarak geri kalmış ve düşük katma değerli işleme ve savunma sanayilerine dayalı bir sanayi sektörü devralmıştır. Sosyalist dönemin sonlarında yaşanılan ekonomi kriz, devletin sübvansiyonlarını sonlandırmasına neden olmuş ve bu durumdan en çok etkilenen teknoloji sektörü ve üreticileri olmuştur. Havacılık ve Uzay sektörleri gibi Rusya’nın görece üstün olduğu stratejik önemdeki sektörler dahi bu durumdan olumsuz etkilenmiştir.
Ulaştırma sektörüne bakıldığında Rusya’da 2010 verilerine göre 1.213 havaalanı, 87.157 km uzunluğunda demiryolu, 982.000 km karayolu ve 102.000 km denizyolu bulunduğu görülmektedir.[6] İstatistiklerdeki büyüklüklerden Rusya Federasyonu’nun ulaşım altyapısının geliştiği izlenimi edinilse de, mevcut alt ve üst yapıların eski ve demode oldukları ve coğrafyanın genişliği dikkate alındığında ulaşım altyapısına önemli yatırımlar yapılması gerekmektedir.
Geniş bir coğrafyaya sahip olan Rusya’da ulaşımda, özellikle yük taşımacılığında demiryolu yaygın olmakla birlikte, Sovyet sonrası dönemde özellikle gelir seviyesindeki artış ile birlikte büyük kentlerde trafikteki özel araç sayısı hızla artmıştır. Şehir içi yolcu taşımacılığında ise metro yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Hava trafiği ve yolcu sayısında da son yıllarda artış gözlenmektedir. Yolcu sayısı 2000 yılında 23 milyon iken, 2012 yılında 74 milyona ulaşmıştır.[7] DTÖ müzakerelerinde önemli tartışmalara neden olmuş olan, Hava taşımacılığı sisteminde ve filolarda hala modernizasyon ihtiyacı bulunmaktadır. 1990’ların başında tekel durumunu kaybeden ulusal havayolu şirketi Aeroflot’un yanı sıra yerel Rus havayolları ve yabancı havayolu şirketlerinin yoğun rekabeti mevcuttur. Rusya’nın artan ham petrol üretimi karşısında deniz yolu ulaşımı yoğun bir şekilde kullanılmakta ancak mevcut yatırımlar yetersiz kalmaktadır. Çin ve Japonya’ya yönelik petrol boru hattı konusunda son dönemde gelişmeler yaşanmaktadır. Aynı şekilde son dönemde Rusya Kuzey ve Güney Akım Projeleri ile de petrol ve doğalgaz ihracının pazar çeşitlendirmesine yönelik çalışmalar yürütmektedir.
Enerji Sektörü; Zengin enerji kaynaklarına sahip olan Rusya dünyanın en büyük doğalgaz rezervine, ikinci en büyük kömür rezervine ve sekizinci en büyük petrol rezervine sahiptir. Rusya dünyanın en büyük doğalgaz ihracatçısı ve miktar olarak ikinci en büyük petrol ihracatçısıdır[8]. Bu durum, enerjide dışa bağımlı olan Türkiye’yi kuzey komşusu olan Rusya ile enerji alanında işbirliğine yöneltmektedir.
“Rus Doğal Gazının Karadeniz Altından Türkiye Cumhuriyeti’ne Sevkiyatına İlişkin Hükümetler arası Anlaşma” 15 Aralık 1997’de imzalanmış ve aynı tarihte yılda 16 milyar m3 doğal gaz alımına yönelik 25 yıl süreli üçüncü Doğal Gaz Alım Satım Anlaşması imzalanmıştır. Türkiye Rusya Federasyonu’nun AB’den sonra ikinci büyük doğal gaz pazarı haline gelmiştir. Hattın resmi açılış töreni Türk-Rus-İtalyan Başbakanların katılımlarıyla 17 Kasım 2005 tarihinde Samsun’da gerçekleştirilmiştir. 1.236 km (Samsun-Ankara kesimi:501 km) uzunluktaki hat üzerinden doğal gaz alımına 2003 yılında başlanmıştır[9].
Öte yandan, Rusya’nın Asya enerji pazarında etkinliğini arttırmak ve Avrupa pazarının yanı sıra, hızla gelişen Asya-Pasifik pazarına da petrol sağlamak amacıyla, 28 Aralık 2009 tarihinde, Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin, Vladivostok’ta 14 milyar dolara mal olan Doğu Sibirya Pasifik Petrol Boru Hattı’nın ve Kozmino Limanı’nın açılışını gerçekleştirmiştir. Söz konusu hattın açılışı ile Rusya’nın Sibirya petrolleri ilk kez bir boru hattı aracılığıyla Hong Kong’daki bir Asyalı müşteriye ihraç edilmiştir. Projenin gerçekleşmesiyle, Rus petrol şirketleri, Sibirya petrolünü Asya-Pasifik ülkelerine ihracat vergisi ödemeden ihraç edebilme imkânına kavuşmuşlardır. Ayrıca, Rusya, ham petrol sevkiyatı için Baltık boru hattı sisteminin kapasitesini 2012 yılına kadar 30 milyon ton/yıla çıkarılmasını hedeflemekte ve Karadeniz’deki Novorossiysk petrol terminalinin iyileştirilmesine çalışmaktadır.
Tüm bu yatırımlar, Rusya sahip olduğu enerji kaynaklarını çevre ülkelere ulaştırarak, enerji sektöründeki gücünün artarak devamı yönünde mevcut konumunu koruyacak adımları atmaya devam ettiğinin göstergeleridir.
2.1.3 Kurumsal özellikler
Demokratik federal bir hukuk devleti olan Rusya’da serbest piyasa ekonomisi hâkimdir. Ekonomik anlamda kaynakların tahsisine ilişkin kararların çoğunluğu devlet tarafından yapılmamakta, bireyler, hane halkı ve şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. Otoriter yönetimlere kıyasla ekonomik gelişmeye/büyümeye daha fazla katkı yaptığından dolayı demokrasi ekonomik gelişmenin ön koşulu olarak görülmektedir.[10]
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) verilerine göre GSYIH’nin yaklaşık üçte ikisini özel sektör yatırımları oluşturmaktadır. Yirmi yıl öncesine kadar Rusya’nın dünyanın en güçlü sosyalist ülkelerinin başında geldiği göz önüne alındığında, bu etkileyici bir dönüşümdür. Ancak Rusya’da piyasa ekonomisinin halen tam anlamıyla uygulanmadığı ve sınırlı bir pazar erişimine sahip olduğu belirtilebilir[11].
Rusya’da ekonomik faaliyetlerin büyük çoğunluğu özel sektör tarafından gerçekleştirilirken, petrol, gaz ve finans gibi stratejik açıdan önemli sektörler devlet kontrolündedir. Rusya’da kurumsal çevre, gerçekleştirilen reformlara karşılık henüz gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerin gerisindedir.
Grafik 3: Kurumsal Yapı Kalitesi ve Kişi Başı Gelir Düzeyleri, 2010
Kaynak: EU Parliment, The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO. World Bank Development Indicators (2012)
Dünya Bankası kayıtlarında üst orta gelir seviyesinde bulunan ülkeler arasında Rusya ancak üç ülkeden daha iyi konumdadır. Bu ülkeler; Azerbaycan, Belarus ve Venezüella dır.(Grafik3)
Rusya’nın kurumsal yapısının, henüz ekonomik faaliyetleri destekleyici ve arttırıcı nitelikte olmadığı belirtilebilir. Bu durum ekonomi içindeki rekabet eğilimlerini zayıflatıcı yönde etki etmektedir.
Belirtilen bu hususlar, daha büyük bir ekonomik büyümenin önünde engel teşkil etmektedir. Zayıf kurumsal düzenin orta gelirli ülkelerde yaygın olmasına rağmen, Rusya’nın mevcut haliyle bu konuda daha eksik durumda olduğu belirtilebilir. Rusya iş yapma kolaylığında ise BM üyesi ülkeler içinde 120. sıradadır[12].
2.2.Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları
Rusya’da doğrudan yatırımlar uzun süre istenilen düzeye çıkarılamamış olmakla beraber özellikle 2002 yılından itibaren yabancı doğrudan yatırımların önemli artış gösterdiği görülmektedir.
Yabancı sermaye hareketleri açısından önemli kaynak kullanabilen ülkelerden biri olmakla birlikte, yatırımların büyük bölümü enerji sektöründe olup, diğer imalat sanayi dallarında az miktarda yatırım çekilebilmiştir.
Rusya’nın, serbest piyasa ekonomisi tabanlı ekonomi düzenine geçiş yapması, küresel ekonomi ile bütünleşmesini hızlandırmıştır. Bir ülkenin Küresel ekonomi ile bütünleşmesinde diğer uluslarla yaptığı ticaretin rolü oldukça önemlidir. Tablo 10 da seçilmiş ekonomilerin ihracat ve ithalatlarının GSYİH içindeki oranları gösterilmektedir.
Tablo 10: Seçilmiş Ülkelerde İhracat ve İthalatın GSYİH içindeki Oranı(2009-2013)
Ülke Adı | AB(27) | ABD | BRZ. | ÇİN | HİND. | JPN | RUSYA | TÜRKİYE |
(2009-2011)Oran % | 31,1 | 28,5 | 22,7 | 53,1 | 48,1 | 29,8 | 51,4 | 50,8 |
(2011-2013)Oran % | 34,9 | 30,1 | 25,7 | 51,9 | 54,2 | 33,6 | 51,5 | 57,3 |
Kaynak:http://stat.wto.org/CountryProfile/WSDBCountryPFExportFile.aspx?Language=E&Country=E27,CN,IN,RU,TR,US,BR,JPN
([1]) Not: Bu terim, 1959 yılında Hollanda’da büyük miktarda doğal gaz rezervi bulunmasını takiben, imalat sektöründe yaşanan düşüşü tanımlamak üzere ilk kez 1977 yılında Economist dergisi tarafından kullanılmıştır.
([2])European Union Natural Gas Import Price, http://ycharts.com/indicators/europe_natural_gas_price
([3])TC.Moskova Büyükelçiliği-Ticaret Müşavirliği, ‘’Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri’’, Temmuz 2012,s.33. http://www.counsellors.gov.tr /altdetay .cfm?AltAlanID=368&dil=TR&ulke=RF
([5]) Ayşe Oya Benli, İgeme Rusya Federasyonu Ülke Raporu,Nisan 2011,s.2
([6]) Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı,Rusya Ülke Raporu, http://www.oka.org.tr/ContentDownload/Rusya_Ulke_Raporu.pdf,s.6
([7]) Rusya Ulaştırma Bakanlığı, http://www.mintrans.ru/documents/detail.php?ELEMENT_ID=20033
[8] World Bank Oil Report, http://web.worldbank.org–US.Energy Information Administration, http://www.eia.gov
([9]) TC.Dışişleri Bakanlığı, Türkiye-Rusya Federasyonu Siyasi İlişkileri ,2011, www.mfa.gov.tr/turkiye-rusya-federasyonu-siyasi-iliskileri.tr.mfa
([10])Adem Doğan, Demokrasi ve Ekonomik Gelişme, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,2005,Sayı 2,s.3
([11]) North, D., J. Wallis and B. Weingast, Violence and Social Orders, Cambridge: Cambridge University Press2009,s.7
([12]) World Bank, http://data.worldbank.org/country/russian-federation
Rusya’nın ticaretine baktığımızda yüksek bir orana sahip olduğu görülmektedir. GSYİH içindeki ithalat ve ihracat toplamı 2010 yılında yüzde 51,4 dür. Bu diğer büyük, dışa açık ekonomilerle karşılaştırıldığında yüksek bir orandır. Çin (yüzde 53,1),Türkiye(yüzde 50,8) ve Hindistan (yüzde 48,1), gelişmiş ekonomiler ile karşılaştırıldığında ise Rusya AB(27) (yüzde 31,1) ,ABD (yüzde 28) ve Japonya’dan (29 yüzde) daha açıktır[1].
Yurtiçi hizmet sektörü büyüme hızı nispeten yüksek olmasına rağmen, Rusya’nın ticaret görünüşünde hizmet sektörünün GSYİH içindeki payı 2000 yılında yüzde 10 iken 2010 yılında azalarak yüzde 8’in biraz üzerinde olmuştur.
Doğrudan yabancı yatırım akışları (DYY),son yirmi yıl içinde önemli ölçüde büyümüştür. Ekonominin 1990’lardaki, kapalı-içe dönük yapısı ve kasvetli performansı 2003 yılına kadar DYY ‘ın düşük kalmasına neden olmuştur. 2003 sonrasında hem iç hem de dışarıya yapılan yabancı yatırımlar yüksek oranda artarak doğrudan yabancı yatırımlar kriz öncesinde 2008 yılında zirveye ulaşmıştır.(Grafik4)
Grafik4: Rusya’da İç ve Dış Kaynaklı Yabancı Yatırım Miktarları(1993-2011),Milyon$
Kaynak: Central Bank of Russia, Balance of Payments (March, 2012)
Doğrudan yabancı yatırımların kompozisyonu her yıl önemli ölçüde değişmektedir. Ancak son yıllarda en popüler sektörler madencilik ve taş ocakçılığı, imalat ve aracı finans sektörleridir[2].Moskova ve etrafında bulunan Sakhalin ve Omsk şehirleri bu tür DYY bakımından en zengin bölgelerdendir.
Piyasa döviz kurları ve satın alma gücü endeksine göre Rusya’nın küresel DYY lardaki payı, küresel GSYİH içindeki payını aşmaktadır. 2010 yılında, Rusya’nın IFDI stoku GSYİH’nın yüzde 32,7 sini oluşturmuştur.
Bu oran birçok büyük gelişmekte olan ülkelerden; Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika ve Türkiye gibi, daha yüksek, bunun yanında bazı gelişmiş ekonomilerdekini (Kore ve İtalya gibi) aşan bir oran olmuştur. Belki de en çarpıcı olan Rusya’nın GSYİH içindeki yüksek DYY oranıdır. Rusya’nın doğrudan dış yatırım oranı neredeyse tüm diğer gelişmekte olan ekonomilerin yanı sıra Fransa, Kanada, Hollanda dan ve ilk onda yer almayan Japonya ve İtalya gibi gelişmiş ülkelere göre oldukça yüksektir.
Tablo 11: En Fazla Doğrudan Yabancı Yatırımı Çeken On Ülke ve Rusya 2008-2010 | |||||||||
Sıra | Ülke | 2008 DYY | Sıra | Ülke | 2009DYY | Sıra | Ülke | 2010 DYY | |
1 | ABD | 306,4 | 1 | ABD | 152,9 | 1 | ABD | 228,2 | |
2 | Çin | 142 | 2 | Çin | 95 | 2 | Çin | 105,7 | |
3 | Belçika | 108,3 | 3 | İngiltere | 71,1 | 3 | HongKong | 68,9 | |
4 | İngiltere | 91,5 | 4 | HongKong | 52,4 | 4 | Belçika | 61,7 | |
5 | İspanya | 77 | 5 | Almanya | 37,6 | 5 | Brezilya | 48,4 | |
6 | Rusya | 75 | 6 | Rusya | 36,5 | 6 | Almanya | 46,1 | |
7 | Fransa | 64,2 | 7 | Hindistan | 35,6 | 7 | İngiltere | 45,9 | |
8 | HongKong | 59,6 | 8 | Hollanda | 34,5 | 8 | Rusya | 41,2 | |
9 | Kanada | 57,2 | 9 | Fransa | 34 | 9 | Singapur | 38,6 | |
10 | Avusturya | 46,8 | 10 | S.Arabistan | 32,1 | 10 | Fransa | 33,9 | |
17 | Türkiye | 19,5 | 30 | Türkiye | 8,4 | 27 | Türkiye | 9,1 |
Kaynak: UNCTAD, World Investment Report (WIR) 2011, http://www.unctad-docs.org/files/UNCTAD-WIR2012-Full-en.pdf,s.172
Son on yıl içinde Rusya’ya yapılan DYY akımlarında ki büyüme bu kaynaklı stokların yükselmesine neden olmuş ve Rusya’nın karşılaştırmalı uluslararası yatırım pozisyonunu güçlendirmiştir.(Tablo11)Büyük Rus işletmeleri gerek teknolojik yenilik kazanmak gerekse Ar-Ge konularında kendilerini geliştirme istekleri nedeniyle yabancı firmalarla ortaklık ve iş birliğine gitmektedirler, bunun sonucu olarak ülkedeki DYY oranı artmaktadır. Rus firmaları ayrıca yabancı teknolojilere erişim arzularına bir araç olarak ortak girişimlere ağırlık vermişlerdir. Tanınmış örnekler; VSMPO Avisma ile BoeingJV nin iş birliği, Wintershall ile Sukhoi ve Finmeccanicanın Superjet 100 uçağını geliştirme iş birliği ve batı Sibirya’da Gazprom ile Alman enerji grubu Achimgaz JV arasında işbirliği gösterilebilir.
Rusya’daki doğrudan yabancı yatırımları 1990dan itibaren başlamıştır. Uzun dönem düşük seviyelerde seyreden yabancı yatırımları son yıllarda hızlanarak artmıştır.2011 yılı sonu itibariyle toplam yabancı yatırımlar 343,4 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu rakam ile Dünya da 16.sırada yer almaktadır. 2009–2010 yılları karşılaştırıldığında Lüksemburg dışında yatırım miktarının çok fazla değişmediği görülmektedir.
Tablo12:Rusya’ya Yapılan Doğrudan Yabancı Yatırım Miktarları (Milyon$)
Ülke | 2010 Ocak- Eylül | 2009 Ocak-Eylül |
Almanya | 7.520 | 5.507 |
Hollanda | 7.507 | 8.348 |
Kıbrıs Rum Kesimi | 5.635 | 5.231 |
İngiltere | 4.240 | 4.231 |
Fransa | 2.098 | 1.600 |
Çin | 1.494 | N/A |
Lüksemburg | 1.258 | 8.905 |
İrlanda | 1.229 | 595 |
A.B.D. | 862 | 1.279 |
Japonya | 818 | 1.641 |
Toplam | 47.488 | 54.738 |
Kaynak: ABD Dışişleri Bakanlığı; Ekonomi, Enerji ve Ticari İşler Bürosu; 2011
Rusya’nın DTÖ üyeliğini takiben yabancı yatımlara karşı uygulanan sınırlamaların kaldırılması ile birlikte yabancı yatırım tutarlarının artacağını öngörebiliriz. Mevcut koşullar göz önüne alındığında mülkiyet haklarının güçlendirilmesi ve özel sektöre devlet müdahalesinin azaltılması üstünde durulan konular arasındadır. Ayrıca, Rusya’nın büyümesini devam ettirmek için azalan çalışma çağındaki nüfusa karşı ve KOBİ’lerin pazara girmelerini kolaylaştıracak önlemler alması gerekmektedir.
2.3.Rusya’nın Dış Ticareti
Rusya, Sovyetler Birliğinin dağılmasından itibaren neredeyse her yıl dış ticaret fazlasını muhafaza etmiştir.(Tablo 13) Açık verilen tek yıl 1998 krizi öncesinde 1997 yılıdır. 2000 yılından itibaren, gerek ülkedeki siyasi istikrar, gerek dünya ekonomisinin ve dünya ticaretinin 2007 yılına kadar hızlı büyümesi nedenleriyle, ülkenin dış ticaret hacminde önemli bir gelişme yaşanmıştır.
2008 yılında petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artışın etkisiyle ihracat 471 milyar dolara ulaşmış ve bu artış etkisiyle dış ticaret dengesi 179,7 milyar dolar fazla vermiştir.
İhracat artışının yanında İthalat hacmi 2008 yılında %31 artış göstermiştir. Küresel ekonomik kriz nedeni ile iç talepte düşüş olmuştur; bu nedenle ülkenin ithalat hacminde 2009 yılında ciddi ölçüde daralma yaşanmıştır. İhracatı 303 milyar dolara, (%35,6 düşüş) ithalatı ise 191milyar dolara (%37,3 düşüş) gerilemiştir.(Tablo13)
Tablo 13: Rusya Dış Ticaret Göstergeleri (Milyar Dolar)
Yıllar | 2005 | 2006 | 2007 | 2008 | 2009 | 2010 | 2011 | 2012 |
İhracat | 243,6 | 303,6 | 354,4 | 471,6 | 303,4 | 396,4 | 516 | 524,7 |
İthalat | 125,3 | 164,3 | 223,5 | 291,9 | 191,8 | 230,0 | 305,3 | 312,6 |
Denge | 118,3 | 139,3 | 130,9 | 179,7 | 111,6 | 167,6 | 210,7 | 212,1 |
Hacim | 368,9 | 467,8 | 577,9 | 763,5 | 495,2 | 625,4 | 821,3 | 837,3 |
Kaynak: TC.Moskova Büyükelçiliği-Ticaret Müşavirliği, ‘’Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri’’, Temmuz 2012,s.126
2010 yılında krizden çıkış sürecinin başlaması ile birlikte Rusya’nın ihracatında % 31, ithalatında ise % 37 artış olmuştur. 2011 yılına bakıldığında ise ticaret hacminde 50 milyar artış meydana gelmiştir. 2011 yılına göre yalnızca %1,8 artan ticaret hacmi, 2012 yılı sonu itibariyle 2005 yılına göre kıyaslandığında 2 kat üzerinde artmıştır.
Dünya’nın en büyük enerji üreticisi olan Rusya’nın ihracat görünümüne bakıldığında orta ve yüksek teknolojili ürünlerin çok sınırlı bir paya sahip olduğu görülmektedir. İhracatın yaklaşık yüzde 80’ni hidrokarbonlar, metaller ve mineraller gibi işlenmemiş hammadde tabanlı ürünlerden oluşmaktadır. Rusya işlenmiş mallar, özellikle sermaye ve tüketim malları ithal etmek eğilimindedir. [3]Rusya’nın ihracatından en fazla pay alan ürünler başta petrol ve gaz olmak üzere ham maddelerdir.
Tablo 14 Rusya’nın İhraç ve İthal Ettiği Başlıca Ürünler (Milyon Dolar)
İHRACAT | İTHALAT | ||||||||||
G.T.İ.P. | MADDE | 2008 | 2009 | 2010 | 2011 | 2012 | 2008 | 2009 | 2010 | 2011 | 2012 |
01-24, | Yiyecek maddeleri ve tarım hammadeleri (tekstil hariç) | 8,369 | 9,27 | 8,688 | 11,337 | 16,7 | 33,352 | 28,349 | 33,794 | 39,236 | 40,3 |
25-27 | Mineral maddeler | 312,23 | 192,07 | 262,32 | 346,33 | 375 | 8,155 | 3,985 | 5,792 | 6,037 | 7,4 |
27 | Yakıt ve enerji ürünleri | 307,63 | 190,02 | 259,07 | 340,93 | 370 | 4,083 | 2,378 | 3,676 | 4,716 | 4 |
28-40 | Kimya ürünleri, kauçuk | 28,457 | 17,557 | 23,575 | 29,224 | 32 | 34,29 | 27,136 | 36,165 | 44,037 | 47,9 |
41-43 | Deri, kürk maddeleri ve hammaddeleri | 303 | 207 | 261 | 331 | 0,5 | 996 | 742 | 1,213 | 1,476 | 1,6 |
44-49 | Kereste ve kağıt ürünleri | 11,153 | 8,168 | 9,518 | 10,392 | 10,1 | 6,181 | 4,908 | 5,641 | 6,418 | 6,1 |
50-67 | Tekstil, tekstil maddeleri ve ayakkabı | 481 | 395 | 460 | 439 | 0,75 | 10,808 | 8,878 | 13,301 | 15,566 | 17,6 |
71 | Kıymetli taş, kıymetli madenler ve ürünleri | 7,164 | 5,037 | 8,623 | 11,119 | 13,8 | 722 | 422 | 494 | 647 | 0,7 |
72-83 | Maden ve ürünleri | 51,487 | 32,129 | 40,304 | 43,22 | 44,4 | 17,377 | 10,301 | 16,12 | 19,847 | 22 |
84-90 | Makina, ekipman ve otomotiv | 20,236 | 16,52 | 20686 | 21,031 | 26,5 | 136,45 | 70,568 | 98,708 | 141,27 | 167,6 |
68-70, 91-97 | Diğerleri | 4,194 | 3,582 | 4,152 | 4,745 | 5,5 | 8,221 | 5,455 | 8,001 | 10,235 | 12,8 |
TOPLAM | 444,1 | 285 | 378,6 | 478,2 | 525,4 | 256,6 | 160,7 | 219,2 | 217,2 | 314,2 |
Kaynak: İGEME, 2011- RF Federal Gümrük Servisi
Ülkenin ithalatında en önemli paya sahip olan ürün grupları ise makine ve ekipman, tüketim malları, ilaçlar, et, şeker ve yarı işlenmiş metal ürünlerdir. Ülke ithalatının yaklaşık %40’ını makine ve ekipman sektörü, yaklaşık %20’sini tarım ve gıda sanayi ürünleri oluşturmaktadır. İthalatta önemli yer tutan diğer ürün grupları ise kimyasallar ve eczacılık ürünleridir.
Rusya 2011 DTÖ verilerine göre Dünya ihracatının %6,5 ini ve ithalatının ise %4,3’ünü gerçekleştirmiştir. Rusya enerji ve doğal kaynak ihracatına ve tüketim malları ithalatına dayalı bir dış ticaret sistemine sahiptir. Ancak bununla beraber son yıllarda ülkede yabancı sermaye hareketlerinin girişi ile de desteklenen yatırım harcamaları buna bağlı ithalatın da artmasına yol açmıştır.
Tablo 15 Rusya’nın Diğer Ülkelerle İhracat ve İthalatı 2012
İHRACAT | İTHALAT | ||||||
Sıra | Ülke | Değer (Milyon $) | Pay (%) | Sıra | Ülke | Değer (Milyon $) | Pay (%) |
1 | Hollanda | 76 763 | 14,63 | 1 | ÇHC | 51 789 | 16,6 |
2 | ÇHC | 35 720 | 6,81 | 2 | Almanya | 38 275 | 12,2 |
3 | Almanya | 35 590 | 6,78 | 3 | Ukrayna | 17 967 | 5,7 |
4 | Italya | 32 428 | 6,18 | 4 | Japonya | 15 650 | 5 |
5 | Türkiye | 27 413 | 5,22 | 5 | ABD | 15 317 | 4,9 |
6 | Ukrayna | 27 179 | 5,18 | 6 | Fransa | 13 770 | 4,4 |
7 |
|
24 422 | 4,65 | 7 | İtalya | 13 412 | 4,3 |
8 | Polonya | 19 878 | 3,79 | 8 |
|
11 305 | 3,6 |
9 | Japonya | 15 571 | 2,97 | 9 | G.Kore | 10 986 | 3,5 |
10 | İngiltere | 15 029 | 2,86 | 10 | İngiltere | 8 191 | 2,6 |
11 | Kazakistan | 14 558 | 2,77 | 11 | Kazakistan | 7 870 | 2,5 |
12 | G.Kore | 13 894 | 2,65 | 12 | Polonya | 7 472 | 2,4 |
13 | ABD | 12 964 | 2,47 | 13 | Türkiye | 6 804 | 2,2 |
14 | Finlandiya | 12 009 | 2,29 | 14 | Hollanda | 5 977 | 1,9 |
15 | İsviçre | 10 881 | 2,07 | 15 | Çek Cumh. | 5 344 | 1,7 |
16 | Fransa | 10 527 | 2,01 | 16 | Finlandiya | 5 001 | 1,6 |
17 | Letonya | 8 890 | 1,69 | 17 | İsveç | 4 940 | 1,6 |
18 | Hindistan | 8 002 | 1,52 | 18 | İspanya | 4 908 | 1,6 |
19 | Belçika | 6 799 | 1,3 | 19 | Belçika | 4 490 | 1,4 |
20 | Macaristan | 6 622 | 1,26 | 20 | Avusturya | 3 390 | 1,1 |
İLK 20 TOPLAMI | 415 139 | 79,12 | İLK 20 TOPLAMI | 252 858 | 80,9 | ||
GENEL TOPLAM | 524 728 | 100 | GENEL TOPLAM | 312 567 | 100 |
Kaynak: TC. Moskova Ticaret Müşavirliği, Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri, Temmuz 2013
([1])http://stat.wto.org/CountryProfile/WSDBCountryPFExportFile.aspx?Language=E&Country=E27,CN,IN,RU,TR,US,BR,JPN
([2])Europen Parliement.Policiy Department.The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO.2012.s.9
([3]) Connolly, R. “The Structure of Russia’s Industrial Exports in Comparative Perspective,”Eurasian Geography and Economics,2008, Vol. 49, No.5, s.s.586 -683
Küresel ekonomi ile bütünleşme sonucunda Rusya’nın ticaretinde önemli bir değişim görülmüştür. Avrupa Birliği Rusya’nın en önemli ticaret ortağıdır. 2011 yılı verilerinde Rusya’nın ihracatının yaklaşık yarısı ve ithalatının yüzde 43’ü AB ile olmuştur. Bununla birlikte Rusya’nın, eski Sovyet ülkeleri ile ticareti ise son yıllarda önemli ölçüde azalmıştır. 1995 yılında BDT ülkeleri ile ihracatı toplam ihracatının yüzde 19’u ve ithalatı toplam ithalatının yüzde 29 unu oluştururken, 2011 yılında bu oranlar sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 9 oranına düşmüştür. Son yıllarda BDT’nin yerine,
Çin, Hindistan ve Türkiye gibi hızlı büyüyen gelişmekte olan dünya ekonomilerine ihracatı almıştır.1995 yılında yüzde 2 seviyesinde iken bu oran şimdilerde yalnızca Çin’den ithalatı yüzde 18 seviyesindedir. Avrasya Ekonomik Topluluğu (Eurasec) ile ticaretin toplam ticaretteki payı 2010 yılında % 8,7’den % 7,8’e gerilemiştir. Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü (APEC)’nün toplam ticaretteki payı ise 2009’da % 20,7 iken 2010’da % 23,3’e yükselmiştir. Türkiye, Rusya’nın 2012 yılı ihracatında 5. ithalatında ise 13. sıradadır.
BÖLÜM 3
RUSYA’NIN DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ İLE İLGİLİ TAAHÜTLERİ
Rusya’nın DTÖ ne üyeliği ilişkin görüşmeleri 1994 yılında Ticaret ve Tarifeler Genel anlaşmasına(GATT) katılım için ‘Dış Ticarete İlişkin Mutabakatı’ imzalamasıyla başlamıştır. Rusya 2009 yılına kadar birçok ikili müzakereleri tamamlanmış ve Kasım 2011 yılında son olarak Gürcistan ile arasındaki sorunları çözüme kavuşturmuştur. DTÖ ne katılmak amacıyla Rusya, GATT 1994, Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS) ve Fikri Ticaretle İlgili Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS) da dâhil olmak üzere bütün DTÖ anlaşmaları hükümlerine uymayı kabul etmiştir. Rusya üyeliğin bir parçası olarak, pazar erişimine olanak sağlamak üzere hizmetler için otuz ve mallar için elli yedi adet karşılıklı anlaşma imzalamıştır.
3.1.Rusya’nın Tarım Dışı Pazara Giriş (NAMA) İle İlgili Taahhütleri
Genel Tarifeler; Rusya En Çok Kayrılan Ülke(MFN) ile ilişkili tarifeleri ortalamada yaklaşık yüze 8 azaltmayı kabul etmiştir. Rusya’da ortalama tarifeler 2001-2003 yılları arasında %11,5 seviyesinden yaklaşık olarak %13-14,5 seviyesine yükselmiştir sonrasında ise 2004-2005 yıllarında sabitlenmiştir.
Rusya’da toplam tarife düzeyi 1990’ların başlarında ticaretin serbestleştirilmesinin bir sonucu olarak oldukça düşüktür.(tüm mallar için, yaklaşık yüzde10) 2011 yılında ortalamada yüzde 10 olan tüm ürünlerdeki yasal olarak bağlayıcı tarife tavanı ortalaması yüzde 7,8 olacaktır. Üretim malları için yüzde 9,5 olan ithalat tarife tavanı ortalama olarak yüzde 7,3 e çekilecektir. Buna ek olarak, Rusya da tüm sanayi sübvansiyonlarını sonlandırmayı, en azından ihracatla ilgisi olmayan veya yerel ürünleri ithal ürünlere karşı desteklememeyi taahhüt etmiştir.
İthal malların fiyatlarında oluşacak etkili azalma Rus Tüketicilerin yararına olmakla beraber, bu tür ürünlerde Rus üreticilerini daha yoğun rekabete itmesi beklenmektedir. Sonuç olarak Rusya’da bulunan bazı üreticiler lobi faaliyetlerinde
bulunarak indirimlere karşı kamuoyu oluşturarak rekabetçi ortamın oluşması aleyhinde direnç göstermişlerdir, gelecekte aynı dirençleri ve baskıları şuan tarife dışı olan konularda yapmaları muhtemel olarak görülmektedir. Ancak DTÖ geri dönüşü olmayan
bir süreçtir ve tüm ülkeler gecikmelide olsa bu DTÖ kuralları gereği düzenlemeleri uygulamak durumundadırlar.
Rusya’nın uygulayacak olduğu başlıca tarife oranları Tablo 16 da belirtilmiştir.
Tablo 16: Rusya’nın Uygulayacak Olduğu Tarife Oranları
Ürün Kategorileri | DTÖ Sonrası Uygulanacak Tarife Oranları |
Tarım Ürünleri | 10,8 |
Otomobiller | 12 |
Geniş gövdeli uçaklar | 7,5 |
Dar gövdeli uçaklar | 12,5 |
Havacılık ve Uzay motorları | 5 |
Makinalar | 7,2 |
İnşaat Ekipmanları | 5,5 |
Elektrikli Makinalar | 6,2 |
Tıbbi Cihazlar | 4,9 |
İlaçlar | 5 |
Yüksek Teknoloji Ekipmanları | 4,4 |
Kimyasallar | 5,2 |
Plastik Maddeler | 6,2 |
Çelik Ürünleri | 6.0 |
Tarım Ekipmanları | 4,3 |
Tüketim Malları | 2.0 |
Tekstil Giyim, Ayakkabı ve Seyahat Eşyası | 11 |
Bilgi Teknolojisi Ürünleri | 0 |
Kaynak:WTO http://stat.wto.org/TariffProfile/WSDBTariffPFView.aspx?Language=E&Country= RU
Gıda ve hafif sanayi sektörleri toplamda en yüksek tarifelerin uygulandığı sektörlerdir. Çift haneli seviyelerde bulunan motorlu araçlar, ayakkabı, deri ürünleri en çok korunan ürünler arasındadır.
Otomobiller için yüzde 15,5 olan tarife oranı yüzde 12’ye çekilmiştir. Üyeliğin başlamasını takip eden yedi yıl içerisinde 01 Temmuz 2018 yılına kadar Rusya’ya
üretim temeline dayalı yüksek miktarda yatırım yapacak olan otomobil üreticileri için tarifeleri kaldırmayı taahhüt etmiştir. Rusya, otomotiv sektörünü stratejik önemde gördüğünden tarife indirimlerini mümkün olduğunca asgari düzeyde tutmuştur. Bugün itibariyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Resmi verilerine göre, otomotiv sektöründe yer alan 400.000 şirket, bir milyon yan sanayi ve bayileri ile birlikte Rusya Federasyonunun
GSYİH nın %1 ini oluşturmaktadır.[1] Rusya yeni yatırımlar planlayan yabancı otomobil üreticileri için 2011 yılında sert kurallar getirmiştir. Bu kurallar ile yerel bileşen şartı yüzde 30 ‘dan yüzde 60’a, asgari yatırım tutarı 500 milyon dolar ve üretim eşiği 25.000 den 300.000 araca yükseltilmiştir[2]. Rusya bu yeni kurallar ile sanayi politikasının bir parçası olarak yerli otomobil üretimini canlandırmayı amaçlamaktadır. Uygulanan politikalar sonucu olarak otomobil sektörü yabancı yatırımlarında artış olmuştur. Tüm bu ilave koşullara karşın, birçok otomobil üreticisi(başta AB kaynaklı olmak üzere) Rusya’nın büyük ve büyüyen otomobil pazarına ulaşabilme arzuları sonucu, yeni kuralların dayattığı maliyetleri karşılamayı göze alarak, bu koşulları kabul etmişlerdir.
Rusya, 2012 yılında Avrupa’da Almanya’dan sonra ikinci büyük otomobil pazarı olmuştur.[3] 2013 yılı ilk çeyrek verilerinde üç yıl aradan sonra otomobil satışlarında ilk kez bir gerileme görülmesine karşın, birçok Avrupalı otomobil firması Rusya’da yeni otomobil üretimi için yatırımlarına devam etmektedir. Yabancı üreticilerin Rusya pazarında üretim yapma isteklerindeki en büyük etken otomotiv pazarının gelecek vaat eden kapasitesidir. Rusya da araçların ortalama yaşı 11,8 dir, ithal araçların yaş ortalaması 8,4 ile genel yaş ortalamasından düşükken, yerel araçların yaş ortalaması ise 14,4 yıldır. Rusya da üretilmiş olan araçların neredeyse üç te biri (%33,4) 20 yaş üzerindedir.[4] Rusya da özel otomobil, ticari motorlu araçlar, kamyon, otobüs, treyler ve askeri motorlu araçların yanı sıra, motorlu taşıt bileşenleri(Motor, şanzıman, şasi, traktörler, elektrik donanımları ve motor elektronik, vb) üretilmektedir. Rusya da faaliyette bulunan 400 ana işletme mevcuttur.[5] Otomotiv ekipmanları elektrik ve teknik, metalürji, kimya, elektronik, tüketim malları imalat ve diğer sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler ile yakın işbirliği içinde üretilmektedir. Otomotiv sektörü ilave etkiler ile diğer sektörlerde dikkate alındığında 4,5 milyonluk istihdam sağlamaktadır.[6]
Rusya GSYIH sının %1’ini teşkil eden otomotiv sektörü, önde gelen otomotiv üreticisi ülkelerle karşılaştırıldığında düşük seviyededir. Örnek olarak bu oran A.B ülkelerinde %2-%3 seviyelerindedir[7].Yerel otomotiv sektörünün üretim verimliliği gelişmiş ülkelerin gerisindedir. Rusya da toplam üretim 1,7 milyon araç iken bu sayı ABD de 11 milyon civarındadır. Rusya da sektör çalışanı başına 4,4 araç üretilirken ABD de ise 12 araç üretilmektedir.[8]Tüm bu veriler, Rus otomotiv sektörünün gelişmeye açık yapısının göstergeleridir.
Rusya’nın DTÖ üyeliğinin yerel otomotiv endüstrisinin ve otomobil pazarının gelişimi üzerine etkide bulunması kaçınılmazdır. En ciddi değişiklikler gümrük vergileri alanında gerçekleşecektir. Tüm otomotiv parça aksamları değerlendirildiğinde, mevcutta %25 olan ithalat gümrük vergisi, %15 seviyelerine çekilecektir. Yeni oranların uygulanması ise üyeliği takiben yedi yıllık bir süreçte gerçekleşecektir.[9] Ayrıca, 3 ila 7 yaş arası araçlar için uygulanan %35 oranında ki vergi %25 olarak uygulanacaktır. Gümrük vergisinin önemli unsuru olan motor hacmine göre cm3 başına 1,2 ila 2,8 Euro olarak uygulanan verginin 0,7 ila 16 Euro olarak uygulanacak olması ise Rus yetkili mercilerinde ilave ciddi kaygılar uyandırmasına neden olmuştur.[10]
Sonuç olarak, Rus otomotiv pazarı ile gelişmeye açıktır, yerel üreticiler için üretim ve satış hacimlerinin artarak devam etme potansiyeli devam etmekle beraber, vergi oranlarındaki indirim sonucu ithal otomotiv ürünleri Rus pazarına DTÖ öncesine göre daha ucuz fiyatlarla sunulabilecek, bu da ithal araçların satış hacimleri ve pazar paylarını attırmalarını beraberinde getirecektir. Bunun dışında otomotiv aksamı ve yedek parça vergi oranlarında uygulanacak indirimler ile birlikte Rusya dışında üretilen bu ürün grupları da daha kolay ve DTÖ öncesine göre uygun fiyatlarla Rus pazarına ulaşabileceklerdir.
Tarife müzakerelerinin en üst düzey tartışma yaşanan alanlarından birisi sivil hava araçları olmuştur.
Geniş gövdeli uçak tarifeleri üyeliği takip eden dört yılsonunda yüzde 20 den yüzde 7,5’a indirilecektir. Rusya uçak kiralama ile ilgili kurallarda değişiklik yaparak Rus yapımı uçaklara uyguladığı gibi yabancı yapım uçaklar için aynı avantajları geçerli kılacaktır. Bunun sonucu olarak Rus havayolları cazip hale gelecektir.
Rusya inşaat, tarımsal ve bilimsel donanım yanı sıra tıbbi cihazlarda önemli tarife indirimlerine gitmiştir. Bu sektörlerde gümrük tarifeleri yüzde 5 ortalamasındadır.
İnşaat ekipmanları ve iş makineleri sektöründe %5 ile %25 arasında uygulanmakta olan ithalat vergisi oranı DTÖ üyeliği ile birlikte 0 ile %10 arasında olmak kaydıyla ortalamada %5,5 olarak uygulanacaktır. Tıbbi cihazlara %15 lere kadar ulaşan oranlarda uygulanmakta olan tarife oranı, DTÖ üyeliği ile birlikte 0 ile %7 arasında olmak kaydıyla ortalamada %4,9 olarak uygulanacaktır. Tarım makinaların da ise tıbbi cihazlarda olduğu gibi %15 seviyelerinde olan tarife oranı, DTÖ üyeliği sonrasında 0 ile %7 arasında olmak kaydıyla ortalamada %4,3 olacaktır.[11]
3.2. Hizmet Sektörü Taahhütleri
Rusya Federasyonu, hizmetler ana sektöründe on bir ve alt sektörlerde ise 116 adet taahhütte bulunmuştur. Taahhütlerin oranları sektörlere ve sektör çeşitlerine göre değişiklik göstermektedir. Bazı sektörlerde taahhütler için geçiş dönemleri oluşturulmuştur. Bir takım sektör başlıklarında ayrımcılık yapmama ilkesinden istisnalarda bulunulmuştur. Yabancı şirketlerin çalışanlarının hizmet sektörü dâhil olmak üzere, ticari faaliyetlerde bulunmasına izin verilmemiş, yalnızca Rusya’da bulunan tüzel kişilerin faaliyette bulunmasına olanak tanınmıştır. Araştırma ve Geliştirme sektöründe devlet tarafından sağlanan destekler ile ilgili taahhütlerde bulunulmamıştır, Ar-ge faaliyetlerinde devlet desteği özel sektörle ortaklık kurmamak şartıyla devam edecektir. Tarım arazilerinin ve sınır bölgelerinin yabancı mülkiyetine geçirilmesine izin verilmemiştir(tarım arazileri 49 yıllığına kiralanabilecektir)
Devlet, ayrımcı olmamak üzere etil alkol, alkollü ve alkol içeren ürünlerinin toptan satışının ilk elden yapılması üzerindeki hakkını saklı tutacaktır.Yükseköğrenim alanında Rus
([1])http://www.minpromtorg.gov.ru/reposit/minprom/ministry/strategic/sectoral/10/Strategiya_Avto_dlya_sajta.doc
([2])Egor Popov, “Avtokomponenty razlozhili po kvotam,” Kommersant, 14 November 2012; First Deputy Prime Minister Igor Shuvalov, PRIME-TASS, 20 January, 2012’den, Peter Rutland, Journey’s End: Russia Joins the WTO, Russian Analytical Digest No. 111, 2 April 2012,’s.1
([3])TC Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformu , 2013. http://www.ibp.gov.tr/pg/section-pg-hab.cfm?haberkodu=1201247
([4]) http://www.autonews.ru/automarket_news/index.shtml?2012/02/17/1721051
([5]) http://protown.ru/information/hide/6144.html
([6])http://protown.ru/information/hide/6144.html
([7]) http://www.acea.be/index.php/country_profiles/detail/germany
([9]) http://www.wto.org/english/news_e/news11_e/acc_rus_10nov11_e.htm
([10]) http://old.autostat.ru/news_Eng.asp?t=1&n=11082
([11] )International Trade Administration, http://www.trade.gov/mas/ian/build/groups/public/@tg_ian/documents/webcontent/tg_ian_003443.pdf,003453.pdf,003446.pdf
hizmet sağlayıcıları korunmuş ve hükümet bu alanda serbestleşme ile ilgili taahhütlerde bulunmamıştır. Başlıca önemli taahhütler aşağıda sıralanmıştır.[1]
3.2.1.Telekomünikasyon
Telekomünikasyon alanında, abone olan kullanıcılara dönük olarak ayrımcılık gözetilmemesi garanti altına alınacaktır. Bu alanda faaliyet izni ancak Rusya Federasyonu’nda konuşlanmış tüzel kişilere verilmiştir. Örneğin, yurt dışı haberleşmenin özelleştirilmesine geçiş süreci, Rusya’nın sahip olduğu sabit haberleşme uyduları üzerinden gerçekleştirilecektir. Görsel-işitsel hizmetler alanında, televizyon ve radyo programlarında, üçüncü ve dördüncü el satış metotlarının kullanılmasıyla ilgili taahhütte bulunulmamıştır.
Rusya özellikle güçlü Telekom firmalarına sahip olan AB ile yapmış olduğu müzakere görüşmeleri sonucunda uzun sabit telefon hattı üzerindeki Rostelekom tekelini sona erdirmeyi kabul etmiştir. ABD ile yapılan anlaşma ile Rusya, yüzde yüz yabancı sermayeli telekomünikasyon şirketlerinin herhangi bir telekomünikasyon sektöründe faaliyet göstermelerine izin vermeyi kabul etmiştir. Yüzde 49 olarak belirlenmiş olan yabancı sermaye kısıtlaması, üyeliğin gerçekleşmesini takiben dört yıl sonra kaldırılacaktır.
Rusya ayrıca DTÖ temel başvuru şartnamesinde istenilen diğer Telekomünikasyon reformlarını uygulamayı ve uygulamaların şeffaf bir şekilde takibinin yapılmasını sağlamak için bağımsız bir ara düzenleyici kurulmasına izin vermiştir.Ulaştırma Bakanlığı halen devlet varlıkları yönetmenin yanı sıra ara bağlantı ve lisanslama gibi düzenleyici fonksiyonları da yerine getirmekten sorumludur.
3.2.2.Sigortacılık
Sigortacılık, Rus finans sektörü içindeki en az gelişmiş kesimlerden biridir. Sigorta yelpazesi ve ortalama prim miktarı gelişmiş ülkelerin gerisindedir. En yaygın olarak kullanılan sigorta çeşidi mali sorumluluk sigortasıdır. Sovyet döneminde kullanımı olmayan mülkiyet sigortası ise son yıllarda hızlı bir gelişim göstermektedir. Aynı zamanda bireysel sigortacılıkta özellikle sağlık ve emeklilik sigortası devlet desteği sayesinde olmak üzere, bina sigortası, finansal risk sigortası ve tarımsal risk sigortaları görece daha düşük bir hızda da olsa gelişmektedir.[2]
Rusya çok uluslu sigorta şirketleri için taahhütlerini önemli ölçüde arttırmıştır. DTÖ’ye üyelik aşamasında hayat dışı sigorta şirketlerinin yüzde 100 yabancı mülkiyetine izin verilmiştir. Rusya’nın yabancı zorunlu hayat sigortası şirketlerinin lisanslarının sayısına karşı getirdiği sınırlandırmalar üyeliğin gerçekleşmesinden beş yıl sonra kademeli olarak kalkacaktır. Yabancı sigorta şirketleri üyeliğin gerçekleşmesinden dokuz yıl sonra şube açma hakkı kazanacaklardır.
Rus bankacılık ve sigorta şirketlerinin de müzakerelerde güçlü rakipleri olduğundan çok daha güçlü ve verimli olan uluslararası finans hizmetleri sağlayıcıları karşısında kendilerini savunmasız olarak görmekteydiler. Çin de yaşanan deneyimler sigorta çıkar çevrelerinin dile getirdiği bu korkularının abartılı olduğunu göstermektedir. 2001 öncesinde, büyük ölçüde devlet tekelinde ve yerel şirketlerin elinde bulunan sigorta pazarı, DTÖ üyelik taahhütlerinin bir parçası olarak, Çin’in Ocak 2005 yılı itibarıyla tamamen olmak üzere sigorta sektöründe yabancı yatırımcılar ile ilgili kısıtlamaları kaldırarak, hayat sigortası sektöründe yabancı şirketlerin %50 lik bir ortaklık sahibi olabileceği dışında kademeli olarak kaldırmayı kabul etmesi ile beraber sigorta sektöründe hızlı ve çok olumlu gelişmeler yaşanmıştır.[3]
Sigorta sektöründe kalifiye işçilerin ücretleri artmıştır, yabancı sermayenin yabancı bir yatırımla pazara rahat girebilmek nedeniyle yerel ortaklar araması sebebiyle yerel sigorta şirketleri dâhil olmak üzere sektör büyümüştür.
DTÖ üyeliği sonrası Rus sigorta sektöründe de benzer gelişmelerin gerçekleşmesi beklenebilir. Yeterli finansal kaynağa ve prim çeşitliliğe sahip olmayan yerel sigorta sektörü, yabancı yatırımcıların pazara girmesiyle birlikte daha geniş finansal kaynak ve araçlarla çalışma şansına sahip olacaklardır.
3.2.3.Bankacılık ve Menkul Kıymetler;
SSCB döneminden oldukça dar bir alanda ve devlet kontrolünde devralınmış olan Bankacılık ve Finansal hizmetler sektörü Rusya da özellikle 2000’li yıllardan itibaren hızlı gelişme göstermiştir. Bankacılık sektörü devlet ve özel sektörün birlikte ortaklık yaptığı büyük bankalardan oluşan özel bir yapıya sahiptir. Bu durum, hükümet yetkilileri ile yakın ilişki kurma olanağına sahip olan Rus bankacılık lobisinin gücünün kaynağını teşkil etmektedir. Devlet ve özel sektör ortaklığının bu sarmal yapısı DTÖ müzakerelerinde ulusal bankacılık çıkarlarının en üst düzeyde korunmasının başlıca nedenini oluşturmuştur. Müzakere öncesinde devlet ortaklığındaki büyük özel Rus bankalarının, küçük yerel bankalara ve yabancı ortaklıklı bankalara karşı bir dizi önemli rekabet avantajı mevcuttu.[4]
Rusya DTÖ müzakereleri sonucunda mevcut pazara giriş düzenlemelerini oluşturmak ve bazı ilave serbestleştirmeleri sunmayı kabul etmiştir. Bu taahhütler; Bankaların ve diğer sigorta dışı şirketlerin yüzde yüz yabancı mülkiyetine izin verilmesi, varlık yönetimi hizmetleri, kredi kartları ve diğer ödeme türleri sınır ötesi provizyon de dahil olmak üzere devlet senetleri ve külçe altın gibi, yabancı yatırım şirketlerinin kendi hesaplarına ticari faaliyette bulunmalarına, kamu işletmelerinin özelleştirilmesi ve finansmanına katılabilmelerine izin verilmesini içermektedir. Ayrıca Rusya yüzde 15 olarak sınırladığı yabancı bankaların sektör yatırım payını yüzde 50 oranına kadar yükseltecektir.2011 yılında yüzde 18 olan ve bugünlerde yüzde 25 seviyesinde bulunan değerler göz önüne alındığında yüzde 50 olarak belirlenen taahhüt azımsanmayacak ölçüdedir ve Rusya’ya yatırım yapacak olan yabancı sektör temsilcileri açısından fırsatlar içermektedir.[5]
Bankacılık konusu, şube bankacılığı konusunda muhalefeti ve bankacılık lobisini harekete geçirmiştir. Rusya uluslararası bankaların bağlı ortaklıklarına izni vermek amacındaydı. Bağlı ortaklıkların sahip oldukları öz sermayelerini Rus varlığı olarak kayıt yaptırmış olmaları gerekmektedir ve Rus Merkez Bankası denetimine tabiidirler. Ancak şubeler, ana ortak bankalarından ayrı olarak hukuki bir statü de olmak veya sermaye bulundurmak zorunluluğu yoktur. Genel olarak bir ülkede şubelere izin verildiğinde bankacılık sektörüne giriş kolay olmaktadır. ABD hazine bakanlığı DTÖ’ne başvurmuş olan tüm ülkelerde şube bankacılığına izin verilmesini sağlamak için girişimde bulunmuştur.
Rusya Merkez Bankası şubeleri yeteri kadar denetleyemeyeceği ya da yönetemeyeceğini ve bunun mudiler için bir risk olacağını ileri sürmüştür. Rus Merkez bankasının görüşüne karşılık öne sürülen karşı görüş, bugüne kadar olan deneyimlerden referansla; Kendi ağlarına katacakları her bir yeni şube çok uluslu bankaların itibarlarını arttıracaktır ve buda iddialarda öne sürülenleri önlemek üzere teşvik edici olacaktır. Ayrıca şubeleri aracılığıyla pazara giriş maliyetleri düşük olduğu ölçüde çok uluslu şirketlerin şube sayısı mevcut sayıdan fazla olacaktır. Bu durumda şubelere izin veren ev sahibi ülke daha yüksek miktarda doğrudan yabancı yatırım çekme avantajına sahip olmaktadır. Bu durum, şube bankacılığına izin verilmesi yönünde önemli bir avantaj olmasının yanında, Rus bankaları için daha yüksek miktarda uyum maliyeti getirdiğinden Rus merkez bankası için büyük bir endişe yaratmıştır.[6] Çin şubelere izin vermekte ancak, ana bankanın büyük bir asgari varlık bulundurmasını şart koşmaktadır[7]. Bu uygulamanın fiili sonucu olarak Çin yalnızca çokuluslu büyük bankaların girişine izin vermektedir. Bu uygulama Çin bankalarının hem birçok yeni girişe karşı korunmasını hem de yapılacak küçük denetim ve düzenlemelerle yabancı girişler için oldukça güvenli bir ortam yaratılmasını sağlamıştır.
Rusya- DTÖ müzakerelerinde bankacılık konusu Putin’in bizzat kendisinin konuyu ele alarak şube bankacılığının Rusya’nın DTÖ müzakerelerini sonlandırması anlamına geleceğini söylemesini gerektirecek kadar sert tartışmalara sahne olmuştur. Ancak özellikle müzakerelerinin son dönemlerinde ABD ile yapılan mutabakat
çerçevesinde Rusya şube bankacılığı ile ilgili olarak taahhüt vermekten kaçınarak görünüşte başarı kazanmış oldu[8].
Üyelik müzakerelerinde taahhütlerden kaçınmak Rusya için görünüşte bir zafer olsa da bununla birlikte daha fazla doğrudan yabancı yatırımlardan elde edilebilecek ilave faydaları kaybettirecektir. Günümüzde özellikle Bankacılık konusunda yabancı yatırımların ülke ekonomilerine ve sermaye birikimine sağladıkları yararlar göz önüne alındığında, Rusya’nın gelecekte çokuluslu bankaların katılımından daha fazla yararlanmak yönünde çaba göstermesi gerekmektedir.
3.2.4.Ticari Hizmetler;
Rusya çok geniş yelpazede; avukatlar, mimarlar, muhasebeciler, mühendisler, sağlık profesyonelleri, reklam, pazarlama ve yönetim uzmanları da dâhil olmak üzere birçok meslek için pazar erişimi ve ulusal muamele koşulu sağlayacaktır. Yabancı şirketlerin yüzde 100 yabancı sermayeli olarak faaliyete izin verilecektir. Ticari hizmetlerde oluşacak yabancılara pazar erişimi hakkının Rusya’da gelir artışına önemli oranda katkı sağlaması beklenmektedir.
3.2.5.Dağıtım Hizmetleri;
DTÖ’ ye katılım sonrasında Rusya yüzde 100 yabancı sermayeli şirketlerin, toptan perakende ve franchising alanları yanı sıra ekspres dağıtım hizmetlerinde faaliyette bulunmalarına izin verecektir. Aynı durum minimal sınırlamalar ile ilaç dağıtımını da içermektir. Yolcu ve yük taşımacılığı alanlarında Kara ve Denizyolu dâhil olmak üzere mevcut pazarı yabancı firmalara açmayı kabul etmiştir. İthal ürünler Rus pazarına erişimde yerli ürünlerle aynı navlun şartlarına tabii olacaktır. Rusya tekelinde olan ve uzak mesafelere ulaşmada yoğun olarak kullanılan Demir yollarında da aynı uygulamanın yürürlüğe geçecek olması önemli bir taviz olarak değerlendirilebilir.
3.3.Tarımsal Ürünlerle İlgili Taahhütler;
Tarımsal konular Rusya’nın DTÖ üyelik müzakerelerinin en çekişmelileri arasında yer almıştır. Bu durum yadırganmaması gereken bir süreci temsil eder, tarım konusu tüm ülkeler tarafından stratejik olarak görülmekte ve gelişmiş ülkeler dâhil olmak üzere, hemen her ülke tarım üreticilerini ve tarım sektörünü koruyabilmek üzere azami gayret göstermektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ise ekonomilerinin büyük bir bölümünü oluşturan tarımsal ürünlerini dış pazarlara ihraç edebilmek veya en azından zayıf olan ekonomileri göz önüne alındığında ucuz fiyatlı tarım ürünlerinin ithalat yoluyla pazarlarına girmesini mümkün olduğunca engelleyerek, kendi üreticilerini korumayı amaçlamaktadırlar. Bu nedenle gelişmiş ülkelerin uyguladıkları tarım sübvansiyonlarında önemli bir azaltmaya gidilmesini ve nihai olarak sübvansiyonların ortadan kaldırılması talep etmektedirler. Rusya’nın bulunmuş olduğu taahhütlerden bazıları Tablo 17 de belirtilmiştir.
Tablo17: DTÖ Üyelik Anlaşması Şartlarına Göre Rusya’nın Tarım
Sektöründe Seçilmiş Ürünlerin Bağlayıcı Tarife Oranları
Ürün Kategorisi | DTÖ Sonrası Yeni Oran | DTÖ Öncesi Eski Oran |
Genel Tarım Ürünleri | 10,8 | 13,8 |
Süt Ürünleri | 14,09 | 19,08 |
Tahıllar | 10 | 15,1 |
Katı ve Sıvı Yağlar | 7,1 | 9 |
Ağaç ve Kağıt | 8 | 13,4 |
Şeker | $222/t | $243/t |
Şarap | 12,05 | 20 |
Kahvaltılık Gevrekler | 10 | 15 |
Kümes Hayvanları | 14,9 | 19,8 |
Peynir | 15 | 25 |
Kaynak: WTO http://tariffdata.wto.org/TariffList.aspx
Müzakereler sırasında sığır, domuz ve kümes hayvanları ihracatı konuları anlaşmazlıkların en önemlileri arasında yer almıştır. Rusya tarım ürünleri ithalatına yüksek tarifeler ve tarife-oranı kotaları uygulamaktadır. İhracatçı ülkeler Rusya’yı sözde tüketici sağlığı ve güvenliğini koruma amacını gerekçe göstererek bitki ve hayvan sağlığına yönelik aşırı derecede ve keyfi olarak dereceleri değişen yaptırımlar ve kontroller uyguladığı yönünde şikâyet etmektedirler.[9]
Kümes hayvanı ürünlerinde kota yüzde 80’den yüzde 25’e, sığır etinde yüzde 55’ten yüzde 15’e indirilecektir. Kümes hayvanları üzerinde kotalarda indirime gidilecek ve tarife indirimleri ise sekiz yıl sonra yürürlüğe girecektir.
Avrupa Komisyonu’nun birleşik gümrük tarifesi uyarınca, RF’de bugün 1 kilogram elmadan alınan 0,2 Euro gümrük vergisi 0,06 Euro’ya inecek, elma şarabı yapımı için ithal edilen elmalarda vergi kilogram başına 0,2 olarak kalmaya devam edecektir. DTÖ yükümlülükleri gereği, elmadan alınan gümrük vergisinin 2017 yılına kadar 0,03 Euro’ya indirmesi gerekmektedir. Bu rakam 2013’de 0,054 Euro, 2014’te 0,048 Euro, 2015’te 0,042 Euro, 2016’da 0,036 Euro olarak belirlenmiştir. Armutta DTÖ üyeliği sonrası gümrük vergisi değişmezken (yüzde 10), 2015 yılına kadar oranın yüzde 5’e indirilmesi öngörülmektedir. Muzda kilogram başı 0,02 Euro’dan az olmamak kaydıyla yüzde 5 düzeyinde kalacak olan gümrük vergisi, portakal, greyfurt ve diğer bazı narenciyelerde de aynı kurala (en az 0,02 Euro, yüzde 5) bağlanacaktır. Mandalina ve klemantin mandalinada alt sınır yüzde 0,03 olarak belirlenirken, limon ve lime’da ise bugün yüzde 0,03 olan sınır yüzde 0,02’ye indirilecektir. Kayısı, vişne, kiraz ve erikte vergi yüzde 5, çilekte yüzde 10, olarak kalırken, nektarin, şeftali ve kividen vergi alınmamaya devam edilecektir.[10]
Rusya’nın tarım ürünleri alanında bulunmuş olduğu taahhütler, hızla büyüyen pazarı göz önüne alındığında ayrı bir önem arzetmektedir.2000’li yılların başında 7 Milyar Dolar olan Rusya’nın gıda ürünleri ithalatı 2008 yılında 33Milyar Dolara yükselmiştir. İthalatta yaşanan bu artış Rusya’yı Çin’in ardından gelişmekte olan ülkeler pazarında ikinci sıraya taşımıştır.[11] Bu rakam 2011 yılında ise 39Milyar Doları aşmıştır. Tablo 18 de 2001-2010 yılları arasında gıda ürünlerinin ithalat artışı listelenmiştir.
Tablo 18: Rusya’nın Gıda Ürünleri İthalatındaki Artış(200-2011)
2001-2010 arasında ithalat artışı (kat) | 2010 yılı ithalatı(Milyar $) | |
Rusya’nın Toplam İthalatı | 5,9 | 248,7 |
Tarım Ürünleri | 3,9 | 33,8 |
Canlı Hayvanlar | 18,2 | 0,3 |
Yağlı Tohum ve Meyveler | 11,8 | 1 |
Balık | 9,6 | 2 |
Sebzeler | 11,2 | 2,3 |
Fidan ve Çiçekler | 10 | 0,8 |
Yemiş ve Fındık | 8 | 5,5 |
Un | 5,5 | 0,7 |
Kümes Hayvanları ve Yumurta | 5,2 | 2,1 |
Kakao | 4,9 | 1,3 |
Alkol ve İçecekler | 4,1 | 1 |
Kaynak: International Trade Center, Russia’s Accession to the Wto: Major Commitments, Possible İmplications, http://www.intracen.org/uploadedFiles/Russia%20WTO%20Accession%20English.pdf,s.7
Rusya, pazara giriş yanı sıra, bitki sağlığı ve hijyeni müzakerelerinde önemli taahhütlerde bulunmuştur. Anlaşma ile sonuçlanan tarım ürünleri pazarına girişle ilgili müzakereler uyarınca mevcutta %13,2 olan ortalama ithalat vergisi oranı %10,8 olacaktır.[12] Bununla beraber Rusya, tarım ürünleri ticaretinde ticari kotalar uygulama hakkını saklı tutmuştur. Bunlar domuz, sığır, kümes hayvanları ve fermente süt ürünlerinin bazı türlerini kapsamaktadır.
DTÖ üyeliği ile beraber ticari kuralların serbestleşecek olması sonucunda etkilenecek en önemli ürünler, et ve et ürünleri, uzun ömürlü süt ürünleri(peynir, kuru süt ve benzerleri),pirinç, şeker ve mevsimsel sebzelerdir.
Rusya’nın mevcut et üretimine bakılacak olursa 1994 yılı başındaki 7milyon tonluk üretimini aşarak 7,5milyon tona ulaştığı görülmektedir.
Grafik5: Rusya’da Çiftlik ve Kümes Hayvanları Üretim Miktarı(1993-2010),MilyonTon
Kaynak: http://www.gks.ru/bgd/regl/b11_38/IssWWW.exe/Stg/05-06.htm
DTÖ öncesi dönemde hükümet desteğiyle iç üretimin arttırıldığı Çiftlik ve Kümes hayvanları sektörünün gelişmeye açık yapısı devam etmektedir. İç üretim artışının yanında Rusya’nın bu ürünlerden olan ithalatı artmaya devam etmektedir. DTÖ üyeliği sonucu gümrük vergisi oranlarının ve sübvansiyonların azaltılacak olması Rusya’nın çiftlik ve kümes
([1]) WTO. Russian Federation.http://tariffdata.wto.org/TariffList.aspx
([2]) International Trade Center, Russia’s Accession to the Wto: Major Commitments, Possible İmplications, http://www.intracen.org/uploadedFiles/Russia%20WTO%20Accession%20English.pdf,s.13
([3])William H. Cooper,’’Russia’s Accession to the WTO and Its Implications for the United States’’Congressional Research Service,2012,R42085,s10
([4])International Trade Center, Russia’s Accession to the Wto: Major Commitments, Possible İmplications, http://www.intracen.org/uploadedFiles/Russia%20WTO%20Accession%20English.pdf,s.13
([5]) David Tarr,Russian WTO Accession:What Has Been Accomplished, What Can be Expected, World Bank,Policy Research Working Paper,December 2007, s.11
([6])David Tarr,Russian WTO Accession:What Has Been Accomplished, What Can be Expected, World Bank,Policy Research Working Paper,December 2007, s.7
([7])Bu minimumvarlıkşartıüyelerin aralarında anlaşmazlıkları önlemek içinGATStaahhütlerinde planlandığı şekilde olması zorunludur.
([8]) Rusya OECD üyeliğini göz önüne alarak bu konuda görüşmeleri yeniden açmayı kabul etmektedir
([9])David Tarr,Russian WTO Accession:What Has Been Accomplished, What Can be Expected, World Bank,Policy Research Working Paper,December 2007, s.8
([10])TC.Moskova Büyükelçiliği-Ticaret Müşavirliği, ‘’Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri’’, Temmuz 2012,s.99
([11]) Economic Research Service. Russia’s Growing Agricultural Imports. http://www.ers.usda.gov/publications/wrs-international-agriculture-and-trade-outlook/wrs-09 04.aspx#.UhRddZLIaAk
([12])http://www.wto.org/english/news_e/news11_e/acc_rus_10nov11_e.htm
hayvanı ithalatını arttıracaktır. Bu durum küçük ve orta ölçekli canlı hayvan üreticileri için ciddi tehlikeler oluşturacaktır. Özellikle küçük ve orta ölçekli üreticiler yeni koşullara adapte olmakta zorluk çekeceklerdir. Sektörde istihdam azalacaktır. Bununla beraber büyük tarım işletmeleri ve holdingler için yeni fırsatlar doğacaktır.
Rusya’nın yerel yiyecek pazarındaki yerel ürünler mevcut fiyatları ile karşılaştırıldığında DTÖ üyeliği sonrasında daha ucuz fiyatlı ürünlerle rekabet etmek zorunda kalacaklardır. Örneğin ithal peynirler eskisine oranla daha ucuz fiyatla pazara giriş imkânı bulacaklardır. Bu ürünlerde %25 olan ithalat vergisi %15’e düşürülmüştür. Yüksek oranda uygulanacak olan bu indirime karşılık süt ürünleri temsilcilerinin karşılaşabilmesi muhtemel sorunlar mevcuttur. Bu konular daha çok tarife dışı engeller arasında yer alan kalite kontrol ve teknik düzenlemelerle ilgilidir. Rusya diğer yabancı
ülkeler ile kıyaslandığında mikrobiyoloji, antibiyotik uygulamaları ile ilgili oldukça yüksek seviyelerde isteklerde bulunmaktadır. Ancak DTÖ üyeliği sonrası, üye ülkeler bu isteklerin yüksek olduğunu belirterek, anlaşmazlıkların halli organına başvuruda bulunabileceklerdir.
Rusya’nın her geçen yıl artan pirinç tüketimi; Sektörü korumak amaçlı uygulanan ton başına 120EUroluk desteğin 45Euroya indirileceğinden Rus yetkililerde ciddi kaygılar uyandırmaktadır. Rus üreticilere uygulanan yardımın azaltılacak olması, Rus pazarının fiyatı ve kalitesi düşük ithal pirinç ile işgal edilmesini doğurabilecektir. Bu durum pirinç sektöründe çalışan ve geçimini bu sektörden sağlayan bölgelerdeki insanların karşılaşacakları sosyal sorunların çözümünü gerektirebilecektir.
Müzakereler sonucunda üzerinde uzlaşmaya varıldığı üzere Rusya 2012-2013 döneminde 9milyar dolar olarak uyguladığı tarımsal desteğini %50 oranında azaltarak 2018 yılında 4,4milyar dolar olarak uygulayacaktır.[1] Bu destekler, devletin tarım üreticilerinin bazı maliyetlerini karşılamak amacıyla harcadığı yüksek fiyatlı mahsul alımı, düşük tarım kredileri, mazot desteği gibi kaynaklardır. Belli bir ürün grubuna dâhil olan veya olmayan ürünler için azami destek oranı toplam desteğin %30 unu geçemeyecektir.[2]
DTÖ üyeliğinin Rusya’nın uyguladığı tarımsal sübvansiyonlarının yapısının değişmesine katkıları olacaktır. DTÖ tarafından uygulanmasına izin verilen ’’Yeşil Kutu’’ destekleri üreticiler için önemli kalıcı imkânlar sağlayacaktır. Bu tür destek araçları esnek bir şekilde uygulanabilecek yapıda olan; arazilerin işlenmesi, tohum alım desteği, yeni tesislerin inşası, enerji tasarrufu ekipmanlarının tesisi, ulaşım ve lojistik alt yapısının geliştirilmesi ve kırsal alanda üretim ve sosyal tesislerin iyileştirilmesi türünde desteklerdir.[3]
Yeşil kutu destekleri ile tarımsal üretim verimliliğinin artmasını destekleyici yönde uzun vadeli bir bakış açısıyla ortaya koyulurken, doğrudan yapılan destekler ise sadece çiftçileri ayakta tutmak için acil önlem olarak uygulanan kısa vadeli çözümlerdir. Devletin Rus tarımına verdiği desteğin yapısının değişecek olması, hayali iş kurma planları ile düşük faiz oranlı kredi alımlarını önleyecek ve buralarda boşa harcanacak olan devlet gelirleri gerçekçi ve uzun dönemde kazandıracak tarımsal destekler için kullanılarak tasarruflar arttırılacak ve yapılan desteklerden tarım sektörünün daha yüksek verim elde etmesi sağlanacaktır. Bu desteklerden özellikle holdingleşmiş tarım işletmeleri daha üst düzeyde fayda sağlayacaklardır.
3.3.1.Rus Tarım Ürünleri İhracatının Görünümü
DTÖ üyeliğinden sonra Rusya’nın Cairns grubu olarak adlandırılan gıda ürünlerinin en büyük ihracatçıları ülkelerle(Avustralya, Kanada, Arjantin, Brezilya, Yeni Zelanda, ve diğerleri) ile daha yakın işbirliği yapacağına dair görüşler mevcuttur.
Rusya’nın tahıl ürünleri üretim ve ihracatı artış göstermektedir.1995 yılında 60milyon ton olan ihracat 2009 yılında 110 milyon tonu aşmış,2011 yılında ise 100 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Tahıl ürünleri arasında özellikle buğday ihracatının önemli miktarda arttığı görülmektedir. DTÖ üyeliğinin Rusya’nın diğer pazarlara girişini kolaylaştıracağından mevcut ihracatına 25 milyon ton ilave artış sağlayabileceği öngörülmektedir. Bazı öngörülere göre DTÖ üyeliği Rusya’nın önümüzdeki yılki tahıl ürünleri ihracatına %15 ila %17 arasında artış sağlayacaktır.[4]Bu kadar kısa dönemde yaşanacak bu artış, uzun vadede Rus tahıl sektörünün gelişim gücünün göstergesi olacaktır.
3.4.Tarife Dışı Engeller
GATT’ın III.1. maddesinde yerli ürünleri koruyacak şekilde, ithal veya yerli ürünler üzerinde iç önlemler uygulanamayacağı belirtilmiştir.[5] Ticaretin şeffaf ve adil olarak yapılması amaçlanan bu kurala karşın ülkelerin, ithalatı kısıtlamak ve yerli üreticilerini korumak amacıyla kota ve tarife artırımları dışında başvurdukları diğer bir yol tarife dışı önlemlere başvurmalarıdır.
Ülkeler, ithalat kotası ve yüksek tarife uygulaması yapamadıkları durumlarda tarife dışı engeller yoluyla yerli üreticilerini dış ticaretin rekabetinden korumayı amaçlarlar. Günümüzde DTÖ’nün kota ve tarifeler yoluyla ticaret önünde engeller uygulanması üzerindeki kontrolleri üst düzeyde olduğundan, birçok ülke tarife dışı engellere başvurmaya devam etmektedir.
Rusya tarafından sıklıkla uygulanmakta olan bu yöntemlerden bazıları; Taşıma yolu güzergâhlarını değiştirmek, TIR şoförlerine çok kısa süreli vize vermek, TIR’lar için yüksek geçiş ücreti uygulamak, TIR geçişlerini kotaya bağlamak, araç girişlerini yavaşlatan kantar uygulaması gibi taşımalarda gecikmeye neden olacak önlemlerdir.
Gümrüklerde spesifik vergilendirmenin sıklıkla kullanılıyor olması emsal kıymet (referans fiyat) uygulamasını da beraberinde getirmiştir. Emsal kıymetler (Referans fiyatlar) aşamalı olarak yükseltilmekte ve özellikle küçük ölçekli firmaların pazardaki rekabet gücünü yitirmesine yol açmaktadır.
Rus gümrüklerinde, fiziki kontrol, dünya ülkelerinin ortalamasının üzerindedir. Bu tarz kontroller, siyasi manevra olarak kullanılabilmektedir. Bu husus, 2008 ve 2009 Türk-Rus gümrük krizleri sırasında tecrübe edilmiş ve Türk ürünlerine %100 fiziki kontrol uygulanmış, iki ülke arasındaki siyasi gelişmelerin olumlu bir şekilde gelişmesini müteakiben bu uygulamadan vazgeçilmiştir. Bu çerçevede, gümrük krizinin
ardından iki ülke arasında “Basitleştirilmiş Gümrük Hattı” uygulaması başlatılmıştır.
Rusya, ülkesine yönelik ithalat işlemlerinde, uluslararası kabul görmüş kurallar dışında kendine özgün bazı teknik düzenlemelere sahip olan bir ülke konumundadır. Bununla birlikte, bu kuralların iyi anlaşılması, gerekli profesyonel yardımın alınması ve bu ülkede yerleşik bir yapı kurulması gibi yöntemler ile, kendine has bir sistemi olan söz konusu ülkede başarılı olma ve bu düzenlemeleri diğer ülkelerin “sıkıntısı” haline getirebilme şansı mevcuttur.
Dolayısıyla, Rusya’nın teknik düzenlemelerini iyi bilmek şartıyla, ülkemiz ihracatçılarının bu ülkeye pazara girişte diğer ülkelere nazaran daha şanslı bir konumda olması mümkündür. Diğer taraftan, Rusya, DTÖ üyeliği ile birlikte pratikte, 5-7 yıllık bir geçiş sürecinin ardından uluslararası kurallara daha fazla riayet edecek bir ülke halini de alacaktır. Bu çerçevede, hâlihazırdaki teknik engellerin birçoğu kalkacak veya daha anlaşılır hale gelecektir.[6]
Tarife dışı engellerin uygulamaları incelendiğinde büyük ölçüde tarım ürünleri ve gıda üzerinde uygulandığı görülmektedir. Örnek olarak, gelişmiş iki ekonomi olan Japonya ve Almanya’nın uyguladıkları tarife dışı iki önlemi burada ortaya koymak konuyu açıklamak üzere yararlı olacaktır. Almanya’da yakın geçmişe kadar yapılan bira özellikleri tanımında ‘’Almanya’da ki bir kaynaktan elde edilen su kullanılması’’ zorunlu tutulmakta idi. Japonya’da ise işlenmiş gıda ürünlerinde son kullanma tarihinin değil, üretim tarihinin ürün üzerine basılması zorunlu kılınmıştır. Böylece ithal ürünlerin tüketici gözünde eskimiş ve bayatlamış izlenimi yaratması amaçlanmaktadır.
Rusya’nın DTÖ üyeliği öncesi Türk menşeli tarım ürünleri üzerine yapmış olduğu tarife dışı engeller göz önüne alındığında, üyelik sonrasında bu engellerin azalacak ve eskiden olduğu gibi Rusya tarafından keyfi şekilde uygulanamayacak olması Türk tarım ve gıda sektörü ürünlerinin Rus pazarına daha kolay girmesi açısından önem arz etmektedir.
Rusya’nın DTÖ öncesi mevcut dönemde uyguladığı önemli tarife dışı önlemlere örnek olarak, sebze ve meyvelerdeki ilaç kalıntı limitlerinin çok düşük hatta Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından ortak oluşturulan Codex Alimentarius’un bile altında olması nedeniyle Türk firmaları sık olmamakla birlikte denetimlere takılmakta ve her an yasak tehlikesi ve gerginliğiyle ihracat faaliyetlerine devam etmek zorunda kalmaktaydılar.
DTÖ üyeliği sonrası kalıntı limitlerinin olması gerekenden de daha düşük olduğu hususu göz önünde bulundurularak yetkililer tarafından DTÖ nezdinde gerekli başvurularak yapılabilecek ve sınırlamaların dünya standartlarına çekilmesi sağlanabilecektir.
Rusya’nın tarım ithalatında uyguladığı “bitki ve hayvan sağlığı önlemleri” ihracatçı ülkeler bakımından ciddi eleştirilere neden olmaktaydı. Katılım ile birlikte DTÖ Hayvan ve Bitki Sağlığı Anlaşması hükümlerine uyacağını taahhüt etmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Anlaşma esasında, ülkelere kendi standartları uygulamalarına izin vermekle birlikte bu uygulamaların “bilime” dayalı olmasını ve sadece uygulamaların bitki ve hayvan sağlığını korumakla sınırlı olacak şekilde yeterli önlem alınmasını hükme bağlamaktadır. Uygulamada benzer koşullardaki ülkelere farklı önlemlerin uygulanmaktan kaçınılması ve bunlar yapılırken mümkün olduğu en az şekilde ticaret sapmasına neden olunması taahhüt edilmektedir. DTÖ Anlaşması uluslararası kabul edilmiş standartların uygulanmasını teşvik etmekle birlikte ülkelerin bilim temelli olmak kaydıyla daha yüksek standart uygulamasını da hüküm altına almaktadır. Bu konu katılım sürecinde üzerinde en fazla müzakere sürdürülen alanı oluşturmuştur.
DTÖ ile birlikte Rusya, diğer hükümlülüklerinin yanında bitki ve hayvan sağlığı konusunda, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütüne (OIE) ve Uluslararası Bitkileri Koruma Konvansiyonu’na uygun olarak bu alandaki standartlar ve kuralları uygulamayı ve bunlara uygun şekilde kuralları geliştirilmeyi kabul etmiştir.
Rusya’nın sistemik olarak insan ve hayvan sağlığı denetimlerini bir korumacılık önlemi olduğuna dair sürekli iddialar öne sürülmüştü. Özellikle tarım ihracatçısı Amerika, AB ve Brezilya diğer ihracatçı ülkeler Rusya’nın DTÖ’ ye katılım müzakerelerinde başta et olmak üzere tarım konusunda önemli bir pazara giriş avantajı elde etmek için yoğun bir gayret göstermişlerdir. Rusya’nın uyguladığı yüksek tarifeler ve kotalar diğer taraftan bitki ve hayvan sağlığı denetim uygulamaları tarım maddeleri ithalatında sınırlayıcı bir rol oynadığı ileri sürülmüştü.[7]
Türkiye açısından önem az eden özellikle kümes hayvanları başta olmak üzere, domuz ürünleri tesislerinin yerinde ortaklaşa denetimi ile ilgili olarak Rusya, tesislerin incelenmesi ve onaylanması veya bir eksikliğin giderilmesi ya da yeni bir tesis inşasına karar verilmesi yönünde ABD Tarım-Gıda Güvenliği Denetim Servisine izin vermeyi kabul etmiştir. Sığır eti ile ilgili olarak, Rusya ve ABD Rusya’ya ihracat yapan tüm tesislerin eş zamanlı olarak müşterek denetimlerini kararlaştırmışlardır. Ortak bir denetim tamamlandıktan sonra, kümes hayvanları ve domuz ihracatçılarına uygulanan denetim süreci geçerli olacaktır.[8]
Modern biyoteknoloji ürünleri Rusya mevzuat rejiminde öngörülememiştir. Örneğin, yeni bir kalıcı düzenleme sistemi çalışması başlatıldığında ürün tescilleri ve onaylarının yayınlanması konusu 2004 yılında durdurulmuştu. Rusya ayrıca DTÖ anlaşması ile tutarlı bilim temeline dayalı modern ve şeffaf yeni bir kalıcı sistem temin edilinceye kadar biyoteknoloji ürünlerinin geçici onay ve kayıt sistemini kullanmayı sürdürmeyi taahhüt etmiştir.
3.5.Fikri Mülkiyet Hakları;
Fikri mülkiyet haklarının yetersiz oluşu Rusya’da liberal bir iş ortamının gelişmesi yönünde engel teşkil etmektedir. Yazılım şirketleri, film şirketleri ve müzik yapımcıları gibi fikri mülkiyet haklarının sahipleri, Rusya’nın taahhütleri sonucu daha güçlü bir şekilde haklarını korumuş olacaklardır.
Rusya’nın fikri mülkiyet hakları konusunda vermiş olduğu taahhütler başlıca şu şekildedir;
-Marka taklitleri ve telif hakkı korsanlığına karşı daha hızlı ve kararlı bir şekilde yaptırımlar uygulamak.
-Rusya Federasyonunda bulunan servis sunucular tarafından telif hakları ve diğer hakları korunan yayınların yasa dışı bir şekilde web sitelerinden yayınlanmasına karşı önlemler almak.
-İlgili hakları yasa dışı bir şekilde internette yayınlanan ve çoğaltan şirketleri araştırmak ve kovuşturma açmak,
-Korsanlığa karşı gümrüklerde ve sınırlarda uygulanan önlemlerin arttırılması ve uygulamaların takip edilmesi,
-Her hangi bir geçiş dönemi uygulamasına başvurmaksızın, DTÖ anlaşmasının Fikri Mülkiyet Haklarına ilişkin hükümlerinin tam olarak uygulanması.
Rusya fikri mülkiyet haklarına uyum sağlayabilmek amacıyla bugüne kadar medeni kanununda birçok değişiklikler yapmıştır. Rusya’nın bu konuda gerçekleştirdiği reformlar önemli boyutlarda olmakla birlikte yasa değişikliği ile deklare edilen kuralların etkinliği, Rus resmi mercilerinin bu kuralları pratikte ne kadar uygulayacağıyla ilişkilidir.[9]
3.6.Ticaret ile İlgili Yatırım Önlemleri (TRIMS)
Mal ticaretine yönelik olan Ticaretle Bağlantılı Yatırım Tedbirleri Anlaşması (TRIMS), bazı yatırım tedbirlerinin ticareti kısıtladığı ve bozduğu gerçeğinden hareketle, üye devletlerce yabancı mallara veya yabancı yatırımlara karşı ayrımcı yatırım tedbirlerin uygulanmamasını öngörür. Bu tür önlemler, yabancı yatırım firmaları tarafından kullanılan girdilerin(hammadde veya yedek parça) belirli bir düzeyde yerel kaynaklı olmasını gerektirir.
Bu çerçevede, yabancı sermaye yatırımları için yerli ürün kullanma koşulu veya ihracat yapma zorunluluğu gibi hususlar TRIMS Anlaşması hükümleri çerçevesinde yasaklanmıştır.
Anlaşma uyarınca, gelişmiş ülkeler iki yıl, gelişmekte olan ülkeler beş yıl, en az gelişmiş ülkeler ise yedi yıl içinde söz konusu tedbirleri kaldıracaklardır. Anlaşmanın yürütülmesinden Ticaretle Bağlantılı Yatırım Tedbirleri Komitesi sorumludur.
Müzakereler sonucunda Rusya, tüm kanun, yönetmelik ve Ticaretle ilgili yatırım önlemleri anlaşması ile ilgili diğer önlemlerin DTÖ hükümleri ile uyumlu olarak sağlamayı kabul ederek, mevcut otomobil yatırım programları ile ilgili olarak uygulanan herhangi bir anlaşma ve tercihli tarife veya tarife muafiyetleri dâhil olmak üzere, DTÖ ile uyum göstermeyen tüm yatırım önlemlerinin 01 Temmuz 2018 yılına kadar kaldırılacağını taahhüt etmiştir.
Rusya’nın DTÖ ne katılımının ardından DTÖ anlaşması ile uyuşmayan başka hiç bir ticaret ile ilgili yatırım önlemi uygulanamayacaktır. Bir dizi yerel içerikli gereksinimleri karşılayarak, yerli otomobil üretimini teşvik etmeyi amaçlayan bu taahhütten en çok etkilenen sektör otomotiv sektörü olacaktır.
3.7. DTÖ Üyeliğinin Rusya Ekonomisi Üzerine Olası Etkileri
Yukarıda açıklandığı üzere Rusya DTÖ üyeliği amacıyla ekonomisini ve ticaretini çok farklı sektörlerde etkileyecek önemli taahhütlerde bulunmuştur. Genel çerçevede değerlendirildiğinde ticareti kolaylaştırıcı, ekonomik rekabeti arttırıcı kapsamda olan taahhütler, Rus ekonomisinin daha liberal olması üzerinde etkili olacaktır. Anlaşmalar sonucunda Rusya diğer DTÖ üyeleri ile olan ticari ilişkilerinden daha yüksek oranda fayda sağlayacaktır. DTÖ katılımı ile beraber Rusya, diğer üyelerinin serbest ticaret kurallarını ihlal ettiğini ileri sürdüğünde DTÖ’ye başvurması mümkün olabilecektir. Bu şekilde DTÖ kuralları dışında ekonomik yaptırımların uygulanması önlenerek, ülkesi girişimcilerinin ekonomik zarar görmesi önlenebilecektir.
Rus ekonomisi için etkileri farklı boyutlarda sınıflandırmak mümkündür. Öncelikle, üyelik Rusya’nın iş ortamının iyileştirilmesini sağlayacak şekilde önemli yurtiçi ekonomik reform için destek oluşturabilecektir. Bu etkilerin olumlu bir şekilde görülebilmesi, Rusya’nın üyelik yükümlülüklerini uygulama kapasitesi ile doğru orantılı olacaktır. Rus liderler reformları uygulamak için arzu gösterseler bile, reformların tabana yayılarak yürütülmesini sağlayacak kapasiteye sahip olabilmeleri önem arz etmektedir. Yukarıdaki iki noktanın uygulanma derecesi, DTÖ üyeliğinin Rusya üzerine muhtemel ekonomik etkileri üzerinde belirleyici olacaktır.[10]
DTÖ üyeliği, Rusya açısından ekonomik kazanımın gerçekleşmesini sağlayacak olmakla birlikte, en azından kısa vadede, Rusya’nın ekonomik performansı üzerinde çok ani ve önemli bir etkisinin olması beklenmemektedir. Olumlu etkiler orta ve uzun vadede daha belirgin olarak hissedilecektir. Rusya katılım müzakereleri sırasında, gümrük vergilerinde yapılacak değişikliklerle ilgili çok sayıda teknik ayrıntılar üzerinde çalışarak, bunlardan birçoğunu uygulamaya başlamış, diğerlerini de taahhütlerde bildirdiği üzere kısa vadede uygulamaya alacaktır.
([1]) Economic Research Service. Russia’s Growing Agricultural Imports. http://www.ers.usda.gov/publications/wrs-international-agriculture-and-trade-outlook/wrs-09 04.aspx#.UhRddZLIaAk,s.7
([2])Dünyanın en büyük et ihracatçılarından biri olan Brezilya, Rusya’nın canlı hayvan sektörüne destek olacağı kaygısıyla bu konuda ısrarcı olmuştur.
([3]) WTO, http://www.wto.org/english/tratop_e/agric_e/agboxes_e.htm
([4]) Economic Research Service. Russia’s Growing Agricultural Imports. http://www.ers.usda.gov/publications/wrs-international-agriculture-and-trade-outlook/wrs-09 04.aspx#.UhRddZLIaAk,s.9
([5]) Ece Deniz Günay, ‘’Less Favourable Treatment under Article III of the GATT’’ University of Cambridge L.L.M, 2012,s.9
([6])TC. Moskova Ticaret Müşavirliği, Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri, Temmuz 2013,s.118
([7]) Tepav,Rusya Federasyonunun DTÖ Katılımına İlişkin Değerlendirme,Mart2013, http://www.tobb.org.tr/Lists/DuyurularListesi/Attachments/1169/RUSYA%20NIN%20DT%C3%96%20YE%20KATILIM%20NOTU%20v03.doc
([8]) – David Tarr,Russian WTO Accession:What Has Been Accomplished, What Can be Expected, World Bank,Policy Research Working Paper,December 2007, s.8-9
([9]) http://www.wto.org/english/news_e/news11_e/acc_rus_10nov11_e.htm
([10]) Europen Parliement.Policiy Department.The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO.2012.s.25
DTÖ Üyeliği’nin ekonominin yapısı üzerine olacak etkilerini orta ve uzun vadede beklemek daha doğru olacaktır.
DTÖ üyeliğinin Rusya’daki büyüme, gelir ve refah üzerine potansiyel etkisi çeşitli ampirik çalışmalarda sayısal olarak değerlendirilmiştir. Sonuçlar, Tablo 19 da özetlenmiştir. Çalışmada ulaşılan sonuçlara göre DTÖ üyeliği orta vadede Rusya’daki refah düzeyini %7,2 ve Rus GSYİH sını da %3,3 arttıracaktır. Uzun vadede, kazanımlar ise tüketimde %24 veya (GSYİH da yüzde 11’e ) ulaşabilecektir, ama bu varsayımların gerçekleştirilmesi yukarıda belirtildiği üzere Rusya’daki yatırım ortamının iyileşmeye devam etmesi ve gelişmesine bağlı olacaktır.[1]
Bu çalışmalarda öngörülen kazanımlar üç ana başlık altında toplanabilir: 1) Rus gümrük vergilerinin indirilecek olmasıyla beraber daha yüksek rekabet ve iyileştirilmiş kaynak tahsisi sonucu; İthalattan elde edilecek kazanımlar, 2) Rus ihracatçılarına karşı uygulanabilecek anti damping önlemlerine karşın en çok kayrılan ülke kuralına bağlı olarak, daha elverişli pazar erişimi nedeniyle; İhracattan elde edilecek kazanımlar, 3) DYY lara karşı engellerin kaldırılarak daha liberal bir ortam oluşması ile birlikte hem hizmet hem de sanayi sektörlerinde yatırımların artması; Yabancı Yatırımlardan elde edilecek kazanımlardır.
Tablo 19 DTÖ Üyeliğine Katılımın Rusya Ekonomisi Üzerine Olası Etkileri
Ekonomik Gösterge | Rus İhracatçılar İçin Öngörülen Pazar Artışı | Engellerin Kaldırılmasının DYY lara etkisi | Tarife İndirimleri | Toplam Etkiler |
GSYİH Artışı | 0,3 | 2,5 | 0,6 | 3,3 |
Niteliksiz İş Gücü | 0,1 | 3,2 | 0,5 | 3,8 |
Nitelikli İş Gücü | 0,6 | 3 | 1,7 | 5,5 |
Sermaye | -0,5 | 1,1 | 1,1 | 1,7 |
Kaynak;Jesper Jensen,Thomas Rutherford,David Tarr,Economy-Wide and Sector | ||||
Effects of Russia’s Accession to the WTO,May 26, 2004,p.28 |
Yukarıda temel olarak üç başlıkta sıralanan faydalar açıklanacak olursa;
DTÖ üyeliği sonrası İthalat tarifelerinde oluşacak azalma ile yabancı firmaların Rus pazarına daha fazla erişimi sonucunda Rusya’da daha rekabetçi bir piyasa ortamı oluşacaktır. İthalat vergilerinin düşecek olması nedeniyle ithalat fiyatları ucuzlayacaktır, artan rekabet ve düşecek fiyatlar Rus tüketiciler yararına fiyat avantajı yaratacaktır. DTÖ üyeliğinin Rusya’nın toplam gelirler, ücretler, sermaye dönüşleri, gelir artışı, ihracat ve sektörlere göre istihdam üzerine olumlu etkileri olacaktır. Daha iyi bir yatırım ortamı oluşturarak, yoksulluğu azaltacak ve yatırım bölgeleri DTÖ üyeliğinden daha fazla kazanç elde edeceklerdir. [2]
Yudeava ve diğerleri( 2002) yaptıkları araştırmalara göre Rus tüketim mallarında yüzde 16dan daha yüksek bir fiyat azalması olacağını öngörmektedirler.[3] Yeni yapılan çalışmalarda DTÖ üyeliği sonucu oluşacak tarife indirimlerinden elde edilecek kazancın yüzde 18 civarında olacağı tahmin edilmektedir. Yudueva yaptığı çalışmalarda Rusya’nın DTÖ katılımı ile ilgili şu öngörülerde bulunmuştur; Artacak olan yabancı yatırımlar sonucunda özellikle sanayi bölgeleri istihdamında kısa vadede yüzde -0,5 olarak gerçekleşecek azalış, orta ve uzun vadede ise artacak verimlilik(yapılan çalışmalar ithalatta yaşanan %1 lik artışın, verimlilikte %0,12 artış sağladığını göstermektedir) ve piyasa gelişimi ile istihdam artışı olarak gerçekleşecektir. Tarifelerde oluşacak düşüşün yüzdesi ile aynı oranda Rus halkının tasarruflarında artış olacaktır.
DYY akışlarında oluşacak artış, GSYİH da artış sağlayacaktır. Hizmetler sektörünün liberalleşerek daha serbest bir piyasaya dönüşmesi ile orta vadede yüzde 6,8 lik tüketim artışı sağlanacaktır.[4]
DTÖ üyeliğinden sonra ticari hizmetler üzerindeki engelleri ortadan kalkmasıyla DYY lerden elde edilecek kazanımların orta ve uzun vadede yaklaşık olarak yüzde 72 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.[5] David ve Tarr DTÖ üyeliğinin hane halkı ve yoksulluk üzerine etkileri konulu çalışmalarında, özellikle vasıflı iş gücü ve kentlerdeki hane halkının neredeyse tamamının doğrudan yabancı yatırımlardan özellikle ticari hizmetler sektörünün ortalamanın üzerinde kazanç elde edeceği sonucuna ulaşmışlardır. Yabancı yatırımlarla oluşacak rekabet sonucu olarak; Zengin hane halkının kazanç artışı ortalama gelir seviyesindeki hane halkına göre daha düşük seviyede olacaktır. Düşük gelirli hane halkı kazançlarının ise orta gelirli hane halkı ile aynı seviyelerde olacağı tahmin edilmektedir. Benzer etkilerin telekomünikasyon sektöründe de gerçekleşeceği beklenmektedir. Ayrıca Jensen vd. yaptıkları çalışmada Rus sermaye gruplarının yabancı firmalarla yapacakları ortaklıklar ile elde edecekleri kazançların yüksek olacağını belirtmişlerdir.
Finansal sektördeki DYY artışlarının ekonomik büyümenin gerçekleşmesine yardımcı olacağının kanıtlanması gerekmektedir. Yabancı bankaların rolü bölgesel standartlarla kıyaslandığında halen sınırlı bir orandadır. 2002 yılında yüzde 8 olan Yabancı bankaların toplam aktiflerinin oranı 2008 yılına gelindiğinde yüzde 25 seviyelerine ulaşmıştır. Yabancı bankalar Rus Bankalarına göre daha verimli görülmektedirler.[6] Moskova ve çevresine yayılmış olan bölgesel bankacılık sektörü ülkedeki genel trendi yansıtmaktadır. Yabancı bankalar ekonominin katma değeri yüksek sektörlerine hizmet verme eğilimindedirler(tasarruf, yatırım, hisse senedi alım-satımı vb.) ekonominin bu bölümlerinden uzakta kalan firmalar ve Kobiler bu kredi ve fonlardan yeteri kadar yararlanamamaktadırlar. Kısacası yabancı bankalar Rusya’da diğer Sovyet sonrası ekonomilerde olduğu gibi üretim sektörlerinin finansal gelire ulaşmasına yeterli katkıyı sağlayamamaktadırlar. Son yıllarda gerekli finansmana ulaşamama Rus ekonomisinin gelişmesine engel olduğundan, bu sonuçtan elde edilecek çıkarımlarla Rusya’nın gelecekte yeterli finansal erişim ortamının oluşma potansiyeli mevcuttur.[7]
Tüketicilerin İthalattan elde edecekleri kazanımlar arttıkça, Rus üreticiler de artan rekabetin oluşmasından kazanç elde edeceklerdir. Joseph Schumpeter tarafından ”Yaratıcı Yıkım” olarak adlandırılan pazardaki ürünlerin rekabeti, yenilikçiliği direkt veya dolaylı olarak etkileyerek verimliliği arttırma yönünde itici güç oluşturmaktadır. Ampirik çalışmalar, dış rekabete açılma sonucunda yerli üretimde verimlilik artışı olduğunu göstermektedir. (OECD, 2009 Aghion ve Bessonova, 2006) Firmalar yüksek teknoloji kullanımına yaklaştıkça etkilerin güçlü olduğu kabul edilir. Düşük verimlilikteki firmalar için pazara yapılacak yeni girişler bu tip firmaların yaşam ömürlerini tehdit edici olduğundan kendilerini yenilemeleri yönünde hızlandırıcı etkiye sahiptir.
Rus ihracatçılar gerek artan iç rekabet sonucu yeni pazarlar elde etme gayreti ve gerekse iç rekabetten elde edecekleri maliyet avantajı deneyimleri ile kendi çıkarlarını savunarak bugüne kadar giremedikleri başka ülke pazarlarına DTÖ üyeliği ile birlikte elde edecekleri gümrük avantajları ile girebileceklerdir. Cooper ve Connolly yaptıkları çalışmalarda Rus ihracatçılarının DTÖ üyeliğinden yüzde on kazanç elde edebileceğini belirtmişlerdir. Oldukça mütevazı olan bu kazancın nedeni Rusya’nın sanayi ve hizmet ihracatının rekabetçi olmayan yapısından kaynaklanmaktadır. Son dönemde yapılan bir dizi çalışma Rusya’nın sadece bir kaç sanayi dalında karşılaştırmalı üstünlüklere sahip olduğunu göstermektedir. Hidrokarbonlar ve diğer bazı hammaddeler dışında (kıymetli madenler ve keresteler gibi) Rusya yalnızca askeri teçhizat, nükleer reaktörler ve diğer birkaç orta-yüksek teknoloji ürünlerinde karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir. Bunlar Sovyetler Birliği bölgesinde geliştirilmiş olan ve Rusya tarafından ihraç edilmekte olan geleneksel Sovyet ürünleridir. Rusya’nın endüstri alanında yegâne başarısı Sovyet döneminde geliştirdiği mikroskop sektörüdür, Rusya bu alanda dünyanın en büyük ikinci ihracatçısıdır. Rusya’nın katma değeri yüksek ürünlerdeki rekabet gücünün orta ve düşük gelir seviyesindeki ülkeler olan Brezilya, Çin, Hindistan ve Türkiye dâhil karşılaştırıldığında düşük olduğu görülmektedir.[8]
DTÖ üyeliği ile birlikte Rusya perakende pazarının 2022 yılı itibarı ile yaklaşık 1,5 milyar Dolar büyüklüğe ulaşması ve Rusya’nın Çin, ABD, Hindistan ve Japonya’dan sonra dünyanın beşinci büyük perakende pazarı olması beklenmektedir.[9]
Gelişen ekonomisi ve siyasi etkinliği ile Rusya, DTÖ içindeki uluslararası ticaretin kurallarının belirlenmesi sürecine dâhil olabilecektir. Böylece ekonomisinin çıkarlarını savunabilme imkânı bulacaktır.
Belirtilen olası olumlu etkilerin yanında, olası bazı olumsuz etkilerin görülmesi mümkündür.
Oluşabilecek olumsuz etkiler; Özellikle artacak DYY ile birlikte yoğun bir rekabetle karşılaşacak olan Rus işletmeleri oluşacak bu rekabet ortamına uyum sağlayamayacak olurlarsa bu durumda özellikle DTÖ üyeliğinin ilk dönemlerinde bazı bölge ve sektörlerde işsizlik oranında artış görülmesi olasıdır.
Fikri mülkiyet haklarının korunması ilkesi çerçevesinde özellikle kitap, film ve müzik cd si gibi ürünlerin fiyatlarında artış olacaktır.
Bugüne değin Devlet sübvansiyonlarını almaya alışmış ve bu sayede ayakta kalabilen bazı tarım üreticileri kısa ve orta vadede sektör dışında kalabileceklerdir.
Yüksek teknoloji kullanım yatkınlığının düşük olduğu; Hafif sanayi, makine mühendisliği, Tarımsal Gıda, Tekstil, Giyim, Yapı malzemeleri ve Tarım üreticilerinin(özellikle sığır ve domuz eti) uyum göstermeleri zor olacaktır. Jensen ve Ark yapmış oldukları çalışmalarda yabancı ortaklık yapmayan Telekomünikasyon ve Finansal hizmetler gibi sektörlerde ki Rus firmalarının da zarara uğramalarının olası olduğunu bildirmiştir.
Özellikle AB ile yapılan müzakereler çerçevesinde Rusya’nın destek olarak iç kullanıcılarına uygun fiyatla sunduğu doğal gaz fiyatları artacak olduğundan, Rus hane halkı ve sanayi sektörünün doğal gaz kullanım maliyetleri artacaktır.
([1]) Europen Parliement.Policiy Department.The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO.2012.s.25
([2]) Europen Parliement.Policiy Department.The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO.2012.p.25
([3]) Carnegie Endowment For International Peace, http://carnegieendowment.org/2003/05/28/effects-of-wto-accession-on-russian-economy/84q
([5])Europen Parliement.Policiy Department.The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO.2012.p.28
([6])Zuzana Fungacova vd. Stock Market Reaction to Debt Financing Arrangements in Russia,Strasbourg University Working Paper 2010-10,September 2010, s.8
([7]) Julian W.Connolly.A World of Becoming.Durham:Duke University Press.2011
([8]) Europen Parliement.Policiy Department.The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO.2012.p.26
([9]) Ayşe Oya Benli Özbaş. Rusya Ülke Raporu. İGEME. Haziran 2013, http://www.ibp.gov.tr/pg/section-pg-ulke.cfm?id =Rusya%20Federasyonu, s.14
BÖLÜM 4
TÜRKİYE-RUSYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ VE DTÖ ÜYELİĞİNİN TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ
4.1. Türkiye-Rusya İlişkilerinin Tarihçesi
İki ulus arasındaki ilişkiler 15.yy da Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusya’sı arasında başlamıştır. İlişkilerin başlangıcı iki ülke arasındaki güç ve çıkar çatışmaları ile bağlantılıydı.
Rusya’nın var oluşundan itibaren Akdeniz sularına ulaşma çabaları bu çatışmaların nedenleri arasındadır. Osmanlı Devletinin 1600’lü yıllardan itibaren yavaş yavaş gücünü kaybetmesiyle iki ulus arasındaki ilişkiler Osmanlı aleyhine negatif yönlü ve ağırlıklı savaş halinde seyir alan bir çizgide gelişmiştir.
1699 Karlofça Antlaşması’na kadar iki ülke 3 kez savaş meydanında karşı karşıya gelmişlerdir.1699’dan sonra ise Rusların Osmanlı üzerindeki üstünlüğünü artık daha belirgin hale gelmiştir. Kalıcı elçilik ve Osmanlı Devleti içinde bulunan Ortodoksları da himayesi altına alan Rusya artık Osmanlı içişlerine de karışabilir hale gelmişti. Yıllar içinde çeşitli ateşkesler olsa da iki ülke ilerleyen yıllarda yine savaşan taraflar halinden kurtulamamıştır. Rusya tek başına değil, yeri geldiğinde Fransa, yeri geldiğinde İngiltere ile de ittifaklar yaparak Osmanlı ile savaş halini almıştır. İki ülke son olarak savaş meydanına 1914’te 1.Dünya Savaşı’nda çıkmıştır. Kafkas Cephesi’nde Osmanlı ile savaşan Rusya ülke içinde çıkan Bolşevik İhtilali ile kazandığı toprakları bırakarak savaştan çekildiğini açıklamıştır.[1]
Bu olaydan sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin tansiyonunun yavaş yavaş düşmeye başladığı belirtilebilir. Cumhuriyetin kurulması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkeler sistemine katılmasından sonra iki ülke arası işbirliği dönemi başladı ve akabinde çeşitli anlaşmalar yapıldı. Bunlara 1929’daki Dostluk Antlaşması ve 1934 ve 1937’deki ticaret antlaşmaları örnek verilebilir. Türkiye Cumhuriyet’inin izlediği akılcı politikalar ile ekonomik açıdan gelişme çabasındaki Türkiye sanayisi için Sovyet Rusya’sının önemli destekleri olmuştur. Seydişehir Alüminyum Fabrikası ve İskenderun Demir Çelik Fabrikası gibi birçok yatırım Sovyetler Birliği tarafından desteklenmiştir.
2.Dünya Savaşı ile başlayan süreç Türkiye-Rusya ilişkilerinde 30 yıllık bir gerilemeye sebep vermiştir. Bu dönem özetlenecek olursa, 2.Dünya Savaşı esnasında Sovyet Rusya’sı, Türkiye’den Boğazlardan üs talebinde bulunmuş, özellikle 19 Mart 1945’te Türkiye’ye verdiği notada 7 Kasım 1945’te bitecek olan 17 Aralık 1925 tarihli Türk-Sovyet Dostluk ve
Saldırmazlık Antlaşmasını yenilemek istemediğini bildirmiştir. [2] Bu sırada Türkiye savaşta tarafsız iken, savaş biterken Almanya ve Japonya’ya savaş ilan ederek, Batı ittifakına girmiş,1952’de NATO’ya katılınca iki yıl sonra Rusya isteklerinden vazgeçmiş ve Türkiye, Rusya tehdidinden kurtulmayı başarmıştır.
Gergin geçen yaklaşık bir 10 yıllık dilim sonrası ilişkiler 1967 yılında yavaş yavaş düzelmeye başlamış,1967, 1972 ve 1979 yılında imzalanan ticaret anlaşmaları gerginliği gittikçe azaltan bir etki yaratmıştı. Eski gerginliklerin yerini iki devletin de çıkarlarını koruma politikası alınca Türkiye ve Rusya’nın enerji platformunda bir araya geldiği görülmektedir. Doğalgaz sevkiyatı konusunda Dünya’da 1.sırada olan Rusya 1980lerden sonra Türkiye’yi planlarına katmaya başlamıştır. Çünkü sevkiyat konusunda her zaman alternatifler arayan Rusya Türkiye’yi bu konuda köprü olarak kullanabilirdi, Türkiye’de bu köprü görevinden kendisine nispeten daha ucuz gaz ve Rusya ile stratejik bir ilişki sahibi olma şansı elde edebilecekti. 1990 larda Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla da Türkiye için Sovyet ideolojisi sorunu ortadan kalkmış ve ilişkilerin daha da ilerlememesi için ortada bir neden kalmamıştı.1997 de yapılan Mavi Akım Antlaşması ile iki ülke enerji alanında ilk ciddi antlaşmalarını sağlayarak ilerleyen yıllarda artacak olan bir işbirliğinin temelini atmış oldular.
4.2 Türkiye-Rusya Ekonomik İlişkileri
Türkiye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerimizin temel çerçevesini, Türkiye ile SSCB arasında 8 Ekim 1937 tarihinde imzalanan Ticaret ve Seyrüsefain Anlaşması belirlemiştir. SSCB’nin dağılmasını takiben, RF ile bu alandaki yasal zemini ise 25 Şubat 1991 tarihinde imzalanan Ticari ve Ekonomik İşbirliğine Dair Anlaşma oluşturmuştur.[3]
1992 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte Rusya ile ilk önce ticari ilişkiler gelişmeye başlamış, ardından ticari ilişkiler kadar olmasa da Türk yatırımlarında artış kaydedilmiştir. Türk özel sektörü 1990’ların sonlarına doğru yatırımlarına hız vermiştir.
Günümüzde genişleyen ve iç içe geçen küresel ekonomi, ülke ekonomilerinin birbirine olan duyarlılığını arttırmıştır. Bu durum birçok ekonomik avantaj getirmekle birlikte bir takım riskleri de içermektedir. Bir ülkede oluşabilecek ekonomik kriz başta o ülkeyle ekonomik ilişkisini olan ülkeler ve komşuları olmak üzere diğer ülkeleri de olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle bu ülke dünya ticaretinde önemli bir konuma sahipse bu etkinin şiddeti daha da fazla olmaktadır.
‘’1997 Asya ve 1998 Rusya krizleri Türkiye ekonomisini derinden etkilemiştir. Özellikle 1998de Rusya’nın ihracat talebinin daralması ve artan uluslararası güvensizlik ortamına ilave olarak siyasi alanda yaşanan belirsizliklerin artmasıyla Türkiye ekonomisi finansal reel krize sürüklenmiştir.[4]’’
2000’li yıllarda Rusya ve Türkiye adına önemli adımların atıldığı bir döneme girilmiştir. Tarih boyunca Türk devlet liderleri zaman zaman ABD’yi zaman zaman ise Rusya’yı desteklemiş oldukları için iki ülkenin çıkarları doğrultusunda Türkiye hep bir taraf seçmek zorunda kalmış genellikle de Rusya’ya aleyhte bir saf almıştı. Fakat 2000 li yılların ardından Türkiye, Rusya’da ki siyasal rejim değişikliği ve komşuları ile ekonomik işbirliğini arttırma strateji doğrultusunda 500 yıllık komşusu Rusya ile daha önce Cumhuriyetin kuruluş yıllarında sahip oldukları iyi ilişkiye tekrar sahip olma yoluna girmiştir.
Enka, Koç, Zorlu Grubu (Vestel, Taç, Zorlu Enerji), Efes, Şişecam, Kale Grubu, Eczacıbaşı gibi büyük firmaların yanında küçük ve orta ölçekli firmaların üretim tesisleri kurmak suretiyle pazara olan ilgileri her geçen gün artmıştır.
2012 yılı sonu itibariyle Rusya’daki Türk yatırımların toplam tutarının 9 milyar Dolara yaklaştığı tahmin edilmektedir.2011 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki Rus yatırımlarının tutarı da 9 milyon Dolar civarındadır. [5]
Son olarak 2012 yılında Rus bankası Siberbank, Deniz Bankı satın alarak Türkiye’ye önemli bir yatırımda bulunmuştur.
Gelişen ikili ekonomik ilişkiler neticesinde Rusya, Türkiye’nin ithalat yaptığı ülkeler arasında Almanya ve Çin’i geride bırakarak birinci sırada bulunmaktadır. Rusya Türkiye’nin toplam ihracatı içerisinde yüzde 4.4 pay alırken, Türkiye’nin Rusya İthalatı içerisindeki payı ise yüzde 2.1 oranı ile 13. sırada kalmaktadır. Türkiye Rusya’yla olan dış ticaretinde 2012 yılında 20 milyar dolayında açık vermiştir. Rusya ile dış ticaret açığının temel nedeni, Türkiye’nin başta doğal gaz olmak üzere Rusya’dan aldığı yüksek enerji faturasından kaynaklanmakla birlikte, diğer yandan da Rusya’nın uyguladığı yüksek gümrük tarifelerine, üreticilerine sağlamış olduğu Türk şirketlerinin rekabetlerini bozucu destek ve sübvansiyonlarla, çeşitli tarife dışı engellere dayanmaktadır.
Bu nedenle Rusya’nın DTÖ üyeliği Türkiye açısından büyük önem taşımaktadır. Rusya’nın, DTÖ’ye girmesinin ardından Rusya ticaretinin şeffaflaşarak Türkiye için olumlu sonuçlar vereceği belirtilebilir. DTÖ üyeliği sonrası ticari olumsuzluklar, rekabet bozucu engeller ortadan kalkacak ve Rusya’ya ihracatımızın artması yönünde yardımcı olacaktır. Rusya’nın kısıtlamaları kaldırmasıyla Türkiye’nin Rusya’ya gıda, otomobil, otomotiv yan sanayi, inşaat malzemeleri ve müteahhitlik hizmetleri başta olmak üzere, tarım ekipmanları tekstil ve hazır giyim, tıbbi cihazlar vb. sektörlerinde ihracat artışı sağlanmasına katkı sağlayacaktır. DTÖ sonrası Rusya’nın artacak GSYİH ve hane halkı gelirleri, Türkiye’ye gelen Rus turist sayısında artış sağlayacaktır. Türk hükümetinin Rusya’ya karşı verilen dış ticaret açığını azaltma yönündeki kararlılığı, DTÖ üyeliği sonrası engellerin kalkacağı ve perakende sektörünün büyüyeceği Rus pazarına Türk işletmelerinin yatırım yapmaları ve şube açmaları konusunda cesaret verici ve teşvik edici rol üstlenecektir.
Rusya DTÖ’ne üye olmasıyla birlikte, daha önce olumsuzluk yaratan kararların benzerlerini alamayacaktır. Örnek olarak,2008 yılının 8. Ayında Rusya, gümrüklerine yaptığı bir bildirim ile Türkiye, Yunanistan, Moğolistan, Çin ve BAE’ inden yapılan ithalata gümrüklerinde zorluklar çıkarmaya başlamış, bu da bu ülkelerden ithalatı olumsuz etkilemiştir. Türkiye ancak 13 ay sonra Türk-Rus gümrükleri arasında yeni bir anlaşma imzalayarak bunu aşma başarısını gösterebilmiştir.
İki ülke arasında ticareti kolaylaştırmak için yürürlüğe alınması planlanan TL ve Ruble ile ticaretin geliştirilmesi de ekonomik ilişkiler açısından olumlu sonuç verecek bir unsur olarak görülmektedir. Rusya’da taahhüt işlerinin artırılması ve gelen Rus turist sayısının artması da ilişkilerimiz açısından olumlu unsurlardır.
4.3. İki Ülke Arasındaki Anlaşmalar
Rusya ile imzaladığımız, Karma Ekonomik Komisyonu mekanizmasını kuran Anlaşma ile Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme, Turizm alanında İşbirliği, Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması, Gümrük Konularında Karşılıklı Yardım ve İşbirliği Anlaşmaları ve Uluslararası Karayolu Taşımaları Hakkında Protokol, Rusya ile ekonomik ilişkilerimizi düzenleyen diğer önemli belgelerdir.[6]
4.3.1. Karadeniz Ekonomik İşbirliği
Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ), Türkiye’nin girişimi ve öncülüğüyle 25 Haziran 1992 tarihinde İstanbul Zirvesi sırasında yayımlanan Deklarasyon ile kurulmuş ve Mayıs 1999 yılında yürürlüğe giren KEİ Şartı ile uluslararası örgüt kişiliğini kazanmıştır. Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan kurucu üyelerdir. Sırbistan’ın da 2004 yılında KEİ’ye katılmasıyla üye sayısı 12’ye çıkmıştır. Soğuk Savaş sonrası dönemde Karadeniz çevresinde kurulan böyle bir işbirliği örgütü ile bölgesel barış, güven ve istikrarın sağlanması yanında bölgedeki ekonomik değişim sürecinin hızlandırılmasına da katkıda bulunmak hedeflenmiştir.[7]
KEİ Şartında, ekonomik işbirliği çerçevesinde; ticaretin geliştirilmesi, bankacılık ve finansman, iletişim, çevrenin korunması, tarım, enerji, bilim ve teknoloji, eğitim, istatistik verileri ve ekonomik bilgi değişimi, sağlık ve eczacılık ile ulaşım önde gelen alanlar olarak sıralanmıştır. Bu alanlarda işbirliğinin arttırılması ve üye ülkelerin birbirine öncelik tanıması amaçlanmıştır.
Kuruluşu üzerinden 20 yılı aşkın süre geçmiş olmasına karşın KEİ anlaşmasından arzu edilen ekonomik hedeflere ve üye ülkeler arasında işbirliği düzeyine henüz ulaşılamamıştır. Bunun temel nedeni Türkiye ve Yunanistan dışında kalan üye ülkelerin henüz serbest piyasa ekonomisine tam anlamıyla geçememiş olmalarıdır. Diğer bir önemli neden ise ülkeler arasında siyasal ve politik uyumsuzluk ve görüş ayrılıklarıdır. Üye ülkeler imza metnini parlamentolarından onay alarak geçiremediklerinden örgüt, Birleşmiş Milletler tarafından onaylanmadığından tüzel kişilik kazanamamıştır. Bu durum uluslararası kuruluşlardan kredi sağlanmasının önünde engel teşkil etmektedir. Örgütün üye ülkeleri siyasi çıkarlarını ekonomik çıkarlarının üzerinde tutarak, temel hedef olan birliğin entegrasyonun gerçekleşmesi yönünde uzlaşmaya yanaşmamakta, bu yönde önemli engeller ortaya çıkarmaktadırlar. KEİ’nin dünya ihracatından aldığı pay (2009 itibariyle) yüzde 4,6; dünya ithalatındaki payı ise, yüzde 4,2 düzeyindedir.[8]
Günümüzde ülkelerin, içlerine kapanarak ekonomik anlamda gelişme şansları kalmamıştır II. Dünya savaşı sonrası değişen siyasal ve ekonomik şartlarında, birbirine coğrafi açıdan uzak ülkeler dahi aralarındaki ekonomik ilişkilerini arttırarak gelir seviyelerini yükseltme çabasındadırlar. Bu bağlamda artık küreselleşen ve liberalleşen dünyada ülkelerin ulusal sınırları önemini kaybederken, örgütlülük önem kazanmıştır. Hem ekonomik bütünleşme ile gelişme, hem de toplumların barış ve refah içinde yaşaması için artık örgütlere katılım hayati önem arz etmektedir. KEİ Dönem Başkanlığı, 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle ülkemize geçmiştir. ‘’Dönem Başkanlığımız süresince kuruluşunda öncü rol oynadığımız ve Sekretaryasına ev sahipliği yaptığımız KEİ’ye küresel ve bölgesel gelişmeler ışığında yeni bir vizyon kazandırılarak, etkinlik ve görünürlüğünün artırılması amaçlanmaktadır.[9]’’
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında KEİ örgütü üyesi olan Türkiye ve komşu üye ülkelerin geçmişte kalan anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak ortak işbirliğini arttırarak, birbirleri arasındaki ticaret hacmini genişletmeleri, ekonomik olarak kalkınmalarına destek olacaktır. Özellikle Rusya’nın DTÖ üyeliği ile birlikte bu birliğin ekonomik olarak en büyük iki ülkesi Türkiye ve Rusya’nın Dünya ticaretine yön veren bu en büyük birliğin çatısı altında toplanacak olmaları KEİ üye ülkelerin ortak işbirliği çabalarını arttırmasına olumlu katkıda bulunacaktır.
4.3.2. Doğal Gaz Anlaşması
18.9.1984 tarihinde imzalanan Doğal Gaz Anlaşması ile Sovyet tarafı 1987 yılından başlayarak 25 yıl süreyle Türkiye Cumhuriyeti’ne doğal gaz sevk etmeyi garanti ederken, Türk tarafı da bu süre zarfında doğal gaz ithal etmeyi taahhüt etmiştir. Anlaşma ile, doğal gaz bedellerinin Türkiye tarafından serbest döviz şeklinde ödenmesi, Rus tarafının ise bu ödemeleri genelde Türk malları alımında kullanması amaçlanmıştır.
Anlaşmanın imzalandığı dönemde, doğal gaz karşılığında mal ihracı uygulaması ile geleneksel Türk ürünleri ihracatından ziyade, Türk sanayi ürünlerinin ihracatının arttırılması için yeni bir imkân yaratılması hedeflenmiştir.
Doğal gaz anlaşmasının ülkemiz açısından diğer önemli bir yönü, doğal gaz bedellerinin bir kısmının, Türk müteahhitlik firmalarının Rusya’da gerçekleştirmiş oldukları projelerin finansmanında kullanılmasıdır. 1986 yılında imzalanan 9. Dönem Türkiye – Rusya Hükümetler arası Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Protokolünde bu konuda hükümlere yer verilmiştir. İlk doğal gaz alımına başlanıldığı yıl olan 1987 ile 1994 yılları arasında 1,9 milyar Dolar tutarında doğal gaz ithalatı gerçekleştirilmiş olup, bu tarihler arasında belirlenen mal listeleri kapsamında kayda alınan ihracat miktarı 271 milyon Dolar, gerçekleştirilen müteahhitlik hizmetleri toplamı ise 609 milyon Dolar olmuştur.
Ancak, söz konusu Doğal Gaz Hesabı Uygulaması, 1994 yılından itibaren devam ettirilememektedir. Diğer taraftan, ülkemizdeki doğal gaz kullanımının giderek yaygınlaşması ve 1990’lı yıllardaki ihtiyaçlar nedeniyle, ithal edilen doğal gaz miktarının artırılması yönünde ülkemizce çalışmalara başlanmıştır. 1994 yılında imzalanan protokol ile mevcut 6 milyar metreküp doğal gaz alımının, 1995 yılından itibaren tedricen artırılması ve 1998 yılında 10.5 milyar metreküpe çıkarılması öngörülmüş, 1996 yılında imzalanan bir protokolle de Batı hattından sağlanacak ilave gaz miktarı 8 milyar metreküpe çıkarılmıştır. Ayrıca, mevcut Batı hattına ilave olarak Rusya Federasyonu’ndan ithal edilecek doğal gazın Karadeniz’in altından geçerek Türkiye’ye getirilmesine ilişkin anlaşma 1997 yılında imzalanmıştır. “Mavi Akım” olarak adlandırılan bu anlaşma ile ülkemize Karadeniz’in altından 16 milyar metreküp doğal gaz sevk edilmesi kararlaştırılmıştır. Türkiye 2000’li yıllarda enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü Rusya Federasyonu’ndan sağlama konusunda bir tercih yapmıştır. Bu tercih, Rusya Federasyonu ile ekonomik ve ticari ilişkilerimizdeki temel noktalardan birini teşkil etmektedir. Ülkemiz 2011 yılında ithal ettiği toplam 43,874 milyar m3 doğal gazın 25,4 milyar metreküpünü Rusya’dan satın almıştır[10].
28.12.2011 tarihinde imzalanan “Güney Akım” adı verilen diğer bir doğal gaz boru hattı anlaşmasıyla doğal gaz boru hattı Türkiye’nin karasularından geçerek Rus doğalgazını
([1]) Türk Tarih Kurumu, http://www.ttk.gov.tr/templates/resimler/File/Makaleler/240/240_8/240_8.html
([2]) Saime YÜCEER, ‘’Tarihsel Perspektif İçinde Türkiye’nin Nato’ya Girişi ve Meclisteki Yankıları’’,Uludağ Üniversitesi,2002),s.7-8
([3]) T.C. Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/turkiye-rusya-federasyonu-ekonomik-iliskileri.tr.mfa
([4] ) Mustafa Özer,’’Türkiye Ekonomisi’’,Anadolu Üniversitesi Yayını (2004),No:1579,s. 212
([5])TC.Moskova Büyükelçiliği-Ticaret Müşavirliği, ‘’Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri’’, Temmuz 2012,s.139
([6]) Mustafa Özer,’’Türkiye Ekonomisi’’,Anadolu Üniversitesi Yayını (2004),No:1579,s. 212
([7])T.C Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/karadeniz-ekonomik-isbirligi-orgutu-_kei_.tr.mfa
([8]) T.C Ekonomi Bakanlığı, http://www.ekonomi.gov.tr/upload/78A591E8-19DB-2C7D-3D54FA0054885559/KEI.pdf?CFID=1871222&CFTOKEN=63728227
([9]) T.C Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/karadeniz-ekonomik-isbirligi-orgutu-_kei_.tr.mfa
([10]) TC. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu,’’Doğal Gaz Piyasası 2011 Yılı Sektör Raporu,s.32
Karadeniz’in altından Bulgaristan, Macaristan, Sırbistan ve Slovakya üzerinden Batı Avrupa’ya taşıyacaktır. 900 kilometre uzunluğundaki boru hattı yılda 63 milyar metreküp gaz taşıma kapasitesine sahip olacak ve yapımı 2015 sonunda tamamlanacaktır.
Rusya ile yapılan doğal gaz antlaşmaları Rusya ile yaptığımız ticaretin temelini oluşturmaktadır. Türkiye gelişen ekonomisinin enerji ihtiyacını karşılamak üzere diğer enerjilere göre daha ekonomik ve çevreci olan doğal gazı tercih etmiş ve Avrupa’nın en hızlı gelişen doğal gaz pazarı haline gelmiştir. Doğal gaz ihtiyacını karşılamak üzere ise büyük oranda Rusya ile işbirliğine gidilmiştir. Kuşkusuz ki bu tercihin en önemli nedenleri Rusya’nın dünyanın en büyük doğal gaz rezervine sahip olması sonucu diğer ülkelere göre uygun fiyatlara doğal gaz temin ediyor olması ve Türkiye’ye olan coğrafi yakınlığıdır.
Türkiye başlangıçta yukarıda belirtildiği üzere doğal gaz alımı karşılığında Rusya’ya karşı oluşacak ticaret açığını giderecek yönde bir takım ticari anlaşmalar yapmış olmasına rağmen ilerleyen süreçte artan doğal gaz ihtiyacı tutarında mal ihracatı gerçekleştirme imkânı bulamamıştır. Bunun sonucu olarak Türkiye aleyhine var olan ticaret açığı daha da büyümüştür. Stratejik öneme sahip enerji konusunda Rusya’ya olan bağımlılığımız büyük oranda artmıştır. Rusya ile yapılan doğal gaz anlaşmaları başta Azerbaycan olmak üzere diğer Türk Cumhuriyetleri ile yapılabilecek doğal gaz anlaşmalarıyla sağlanabilecek ekonomik birlikteliğin gelişmesi yönünde engel teşkil etmiştir.
Rusya’nın DTÖ üyeliğinin Doğal gaz ticaretimiz üzerine çok önemli etkilerinin olması beklenmemektedir. Ancak Rusya, Bölüm III de değinildiği üzere DTÖ ile birlikte Rusya’nın yurtiçi ve yurtdışı kullanıcılar için uyguladığı farklı doğalgaz fiyatını uygulayamayacak olmasından dolayı, doğal gaz fiyatlarında yüksek fiyat politikası izleyemeyecektir. Türkiye’nin ithalatında ilk sıralarda yer alan doğal gaz fiyatları değerlendirildiğinde geçmişe göre daha avantajlı bir durum sağlayacaktır.
4.3.3. Nükleer Santral Anlaşması
Türkiye ve Rusya arasındaki son dönemdeki önemli ekonomik anlaşmalardan bir tanesi de 12.05.2011 tarihinde imzalanan Nükleer Enerji Santrali yapım anlaşmasıdır. Bu anlaşma ile Rusya Türkiye’ye değeri 20 Milyar Doları bulacak 4 bin 800 MW’lık kapasiteye sahip olması planlanan dört üniteden oluşan bir santral inşa edecektir.
Mevcut ve önümüzdeki dönem de enerji açığı bulunan Türkiye’nin başta Avrupa ve Japonya olmak üzere gelişmiş ülkelerin 10 yıllık süreçte nükleer enerji kaynaklı üretimi yarı yarıya azaltacakları kararına karşın bu enerji türünü seçimi yoğun eleştirilerle karşılaşmıştır. Eleştiri konusu olan diğer bir konu ise ihale yüklenicisi ülke ile ilgilidir. Özellikle Almanya ve Japonya’nın teknolojik alandaki gelişmişlikleri göz önüne alındığında neden bu ülkelerden bir tanesi ile anlaşma yapılmadığı sorgulanmıştır.
Kuşkusuz bu kararın temel nedeni olarak son dönemde artan ekonomik ilişkileri daha da pekiştirmek adına Türkiye’nin Rusya’ya karşı bir iyi niyet yaklaşımı olduğunu belirtebiliriz. Türkiye’nin doğal gaza olan bağımlılığını azaltma politikasının bir parçası olan Nükleer Elektrik Santralleri ile Rusya’dan alınacak doğal gaz miktarının azalacak olması nedeniyle Rusya’nın oluşacak olası ekonomik kaybı böylece engellenmiş ve Rusya ile iyi bir seyirde olan ekonomik ve siyasi ilişkilerin devamının sağlanması amaçlanmıştır.
4.4. Turizm Alanında İlişkiler
Rus vatandaşlarının artan gelirlerine paralel olarak yurtdışı seyahatlerinde son dönemde artış görülmektedir. Özellikle kişi başına milli gelirin yüksek olduğu Moskova ve St.Petersburg gibi şehirlerde yaşayan yüksek gelirli Rusların bir çoğu tatillerini yurt dışında geçirmektedirler.
RF’de 2010 yılında yurtdışına çıkan turist miktarı bir önceki yıla göre %32,0’lik artış ile 12,6 milyon kişi olarak gerçekleşmiştir. Rusya Federal Turizm Ajansı’nın açıkladığı istatistiklere göre, 2 milyon 367 bin turistle Türkiye 2010 yılında da Rusya halkının en gözde tatil ülkesi konumunda bulunmaktadır. Ancak, 2010 yılında Mısır, %36,0’lik artış oranı ile Rusya’dan 2 milyon 198 bin turist çekmiş ve ikinci sıradaki yerini sağlamlaştırmıştır. Diğer ülkeler ise, Çin (1 440 bin, %44,0 artış), Finlandiya 709 bin (%27,0 düşüş), Almanya 470 bin (%30,0 artış), İtalya 451 bin (%34,0 artış), İspanya 411 bin (%39,0 artış), Yunanistan 386 bin (%37,0 artış), Tayland 264 bin (%13,0 düşüş)[1].
2011 yılı başında yaşanan Arap Baharı nedeniyle, Mısır’ın turizm destinasyonu olarak güvenilirliği Rus turistler nezdinde azalmış ve 2011 yılı yaz ayında ülkemize Rus turistler daha fazla gelmeye başlamıştır. Özellikle 2011 yılı Nisan ayında iki ülke arasında turistik vizelerin kaldırılması bu süreci daha da hızlandırmıştır.
Bu kapsamda, RF’de 2011 yılında yurtdışına çıkan turist miktarı bir önceki yıla göre %15,0 artış ile 14,49 milyon kişi olarak gerçekleşmiştir. Rusya Federal Turizm Ajansı’nın açıkladığı istatistiklere göre, 2,68 Milyon turistle Türkiye 2011 yılında da Rusya halkının en gözde tatil ülkesi konumunda bulunmaktadır. 2011 yılında Türkiye’yi Çin (1,5 Milyon turist) ve Mısır (1,45 Milyon turist) izlemektedir.
Tablo 20: Türkiye’yi Ziyaret Eden İlk On Sıradaki Yabancıların Milliyetlerine Göre Dağılımı (1999-2011-Bin Kişi)
MİLLİYET | 1999 | 2000 | 2001 | 2002 | 2003 | 2004 | 2005 | 2006 | 2007 | 2008 | 2009 | 2010 | 2011 | 1999-2011 Değişim % |
ALMANYA | 1,39 | 2,28 | 2,88 | 3,48 | 3,33 | 3,98 | 4,24 | 3,76 | 4,15 | 4,42 | 4,49 | 4,39 | 4,83 | 248 |
RUSYA FED. | 439 | 677 | 757 | 947 | 1,28 | 1,61 | 1,87 | 1,85 | 2,47 | 2,88 | 2,7 | 3,11 | 3,47 | 691 |
İNGİLTERE | 815 | 915 | 846 | 1,04 | 1,09 | 1,39 | 1,76 | 1,68 | 1,92 | 2,17 | 2,43 | 2,67 | 2,58 | 217 |
İRAN | 352 | 381 | 327 | 432 | 497 | 629 | 957 | 866 | 1,06 | 1,14 | 1,38 | 1,89 | 1,88 | 434 |
BULGARİSTAN | 259 | 382 | 540 | 834 | 1,01 | 1,31 | 1,62 | 1,18 | 1,24 | 1,26 | 1,41 | 1,43 | 1,49 | 476 |
HOLLANDA | 214 | 440 | 633 | 873 | 940 | 1,19 | 1,25 | 998 | 1,05 | 1,14 | 1,13 | 1,07 | 1,22 | 471 |
GÜRCİSTAN | 181 | 180 | 164 | 161 | 168 | 235 | 367 | 549 | 631 | 830 | 995 | 1,11 | 1,15 | 536 |
FRANSA | 270 | 450 | 524 | 523 | 471 | 549 | 701 | 658 | 768 | 885 | 933 | 928 | 1,14 | 322 |
SURİYE * | 102 | 122 | 110 | 126 | 154 | 194 | 289 | 278 | 333 | 407 | 510 | 899 | 974 | 851 |
A.B.D. | 395 | 515 | 430 | 248 | 223 | 291 | 435 | 532 | 643 | 679 | 667 | 643 | 757 | 92 |
Kaynak: T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı(2012)
*Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle Suriye’den Türkiye’ye geçişlerin artışı değişim oranını yüksek göstermektedir.
Tablo 20 de belirtildiği üzere Türkiye istatistiklerine göre ise 2011 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Rus turistlerin sayısı 3,47 milyon dur.
Türkiye Rus turistlerin en çok tercih ettiği ülke konumundadır. Rusya Federasyonu’ndan yurt dışına giden 11–12 milyon turistin 3,5 milyonu Türkiye’yi tercih etmektedir. Diğer bir ifadeyle Rusya Federasyonu’ndan yurt dışına tatil için çıkan her üç Rus’tan birinin tercihi Türkiye olmaktadır. Türkiye’ye gelen Turist sıralamasında Rus turistler Almanya’dan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Almanya’dan gelen turistler arasında Alman pasaportlu Türkler olduğu dikkate alındığında Rus turistlerin ilk sırada yer aldığını varsayabiliriz.1999-2011 arasında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayılarının yüzdesel olarak değişimleri incelendiğinde Rus ziyaretçi sayısının yaklaşık 7 kat oranında arttığı görülmektedir. İlk on sıradaki ortalama artışın yaklaşık 4 kat olduğu göz önüne alındığında Rus ziyaretçilerin artış sayısı ortalamanın oldukça üzerinde gerçekleşmiştir.
Rusya’nın DTÖ üyeliğini takiben GSYIH ve kişi başına düşen gelirindeki oluşacak artışa paralel olarak, Türkiye’ye gelecek Rus ziyaretçi sayısının artarak devam etmesini beklemek yerinde bir yaklaşım olacaktır. Rusya da 2000 yılında 6.732$ olan kişi başına GSYIH, 2011 yılında 12.600$ olarak gerçekleşmiş ve bu yıllar arasında Türkiye’yi ziyaret eden Rus ziyaretçi sayısı sırasıyla 677bin den 3milyon 470bine yükselmiştir. On bir yıl içinde oluşan yaklaşık iki kat oranında kişi başı gelir artışı Rus turist sayısında yaklaşık altı kat artışı beraberinde getirmiştir. DTÖ katılımı ile birlikte Rusya’nın uzun vadede sağlayacağı yüzde 11’lik GSYIH artışı öngörüsünden hareketle Rus ziyaretçi sayısında ilave %60 artış beklenmelidir. DTÖ üyeliği etkisiyle sonuç olarak önümüzdeki on yılsonunda Türkiye’yi ziyaret edecek Rus turist sayısı 5,5 milyonu aşacaktır. Ziyaretçi sayısının artışı ile birlikte Türkiye turizminin olumlu yönde etkilenerek Türkiye’nin turizm gelirinde artış olacağını belirtebiliriz.
Türkiye’nin Rusya’nın DTÖ üyeliği sonraki önümüzdeki dönemde de Rus turistlerin ilk tercih ettiği ülke olabilmesinin devam ettirilmesi yönünde bir takım önlemler alınmalıdır. Rus turistlerin beklenti ve şikâyetlerini giderecek yönde geçekleştirilmesi gereken alt yapı çalışmaları tamamlanmalı, özellikle İstanbul başta olmak üzere otel kapasiteleri arttırılmalı, gıda ve içecek hijyeni, trafik kazalarının önlenmesi, personel davranışları gibi konularda gerekli iyileştirmeler yapılmalı ve yetkili birimlerce takip edilmelidir.
4.5. Basitleştirilmiş Gümrük Hattı Uygulaması
Rusya Federal Gümrük Servisi Temmuz 2008’de yayınladığı bir iç genelge ile Türkiye’den Rusya Federasyonu’na yapılan tüm sevkiyatlara ilişkin yoğun kontroller başlatmıştır. 13.08.2008 tarihinde yayımlanan iç genelge de Türkiye’den sevk olunan ve/veya Türk menşeli tüm ürünlere, şüpheli işlem uygulaması ile %100 gümrük kontrolü uygulayarak Türk araçları ve ürünleri Rus gümrüklerinde uzun süreli beklemelere maruz bırakılmıştır. Genelge, yalnızca Türkiye’ye yönelik olmayıp Yunanistan, İtalya, Moğolistan, Çin ve BAE gibi ülkeleri de kapsamaktadır. Söz konusu genelgeden kaynaklanan Rus gümrüklerinde uzun süreli bekleme sorununun aşılması amacıyla 18.09.2008 tarihinde “Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Müsteşarlığı ile Rusya Federasyonu Federal Gümrük Servisi Arasında Gümrük İşlemlerinin Basitleştirilmesine İlişkin Protokol” imzalanmıştır. Bu Protokol ile iki ülke arasında Basitleştirilmiş Gümrük Hattı (BGH) adında bir sistem oluşturulması öngörülmüştür.
6 Ağustos 2009 tarihinde Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir PUTİN’in Türkiye’yi ziyareti esnasında ise, iki ülke gümrük idaresi başkanları tarafından imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Müsteşarlığı ile Rusya Federasyonu Federal Gümrük Servisi Arasında Gümrük İşlemlerine İlişkin Mutabakat Zaptı ile kriz aşılmıştır.
Söz konusu Mutabakat Zaptında, Rusya Federasyonu Gümrük Servisinin, Türkiye menşeli ve Türkiye’den ithal edilen eşyaya yönelik tam tespit uygulamasını içeren 13 Ağustos 2008 tarihli Genelgeyi ve diğer idari tedbirleri, 17 Ağustos 2009 tarihi itibariyle yürürlükten kaldıracağı hükme bağlanmıştır. Anılan Genelgenin iptal edildiği, Rusya Federasyonu’nun 18 Ağustos 2009 tarihli yazısı ile bildirilmiştir. Bu sayede, yaklaşık bir yıl süren ve Türk araçları ve ürünlerini Rus gümrüklerinde uzun süreli beklemelere maruz bırakan Türkiye’den sevk olunan ve/veya Türk menşeli ürünlerin tabi tutulduğu tam tespit uygulaması 17 Ağustos 2009 tarihi itibarı ile sona ermiştir. Diğer taraftan, 6 Ağustos 2009 tarihli Mutabakat Zaptında, 17 Ağustos 2009 tarihi itibarıyla, işlemlerinin olağan rejim çerçevesinde gerçekleştirileceği yer almaktadır. Bu husus, Türk mallarına karşı, üçüncü ülkelerden farklı, negatif ayrımcılık içeren bir uygulamayla karşılaşılmayacağını ifade etmektedir.
Türkiye ile Rusya arasında oluşturulan, iki ülke arasındaki ticarette sevk edilen mallara ilişkin bilgilerin iki ülkenin gümrük idareleri arasında elektronik yolla önceden değişimine dayanan bir sistemdir. Sistemden yararlanmak tamamen gönüllülük esasına dayanmakta olup, sistem çerçevesinde, sevk edilen mallara ilişkin bilgileri gümrük idaresine önceden sunan firmalara dış ticaret işlemlerinde çeşitli kolaylıklar sağlanmaktadır.18 Eylül 2008 tarihli BGH Protokolünde uygulamanın tüm taşımacılık türlerine uygulanacak bir sistem olması kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede, pilot uygulamasının birinci aşaması Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı ile Vnokovo Havalimanı arasında başlayan BGH sisteminin yakın bir zamanda kara ve deniz taşımacılığına da yaygınlaştırılması konusunda çalışmalar devam etmektedir.
Rusya’nın DTÖ üyeliği ile birlikte yukarıdaki örneklerde belirtildiği şekilde tek taraflı ve keyfi uygulamalar ile Türk ihracatçılarının zarar görmesine ve bu ülkeyle ticaret yapmalarını engelleyecek yaptırımlara başvurma şansı olmayacaktır. Gümrük uygulamaları DTÖ kuralları gereği uygulanacak, özellikle, vergi daireleri arasındaki sınır ötesi bilgi alışverişi basitleştirilecek ve bunun sonucunda gümrük kontrolü prosedürleri kolaylaşacaktır.[2] Ani tarife değişikliği veya gümrük uygulamaları yapılması ortadan kalkacaktır. Böylece Türk ihracatçısı ve yatırımcıları için daha öngörülebilir ve güvenli bir ticaret ortamı doğmuş olacaktır.
4.6. Ulaştırma ve Taşıma
Dünyanın en büyük yüzölçümüne sahip olan Rusya’da genel olarak taşımacılık altyapısı yeterince gelişmemiş olup, yeni yatırımlara ihtiyaç bulunmaktadır. Ülke içi yük taşımacılığının büyük çoğunluğu demiryolları ile yapılmaktadır. Karayolları ağının genişletilmesi gerekmektedir. Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Moskova arasında günde 3 defa olmak üzere her gün tarifeli uçuşları bulunmaktadır. Rus hava yolu şirketi Aeroflot’un da her gün İstanbul’a uçuşları vardır.
Rusya ile ülkemiz arasında karayolu taşımacılığı sırasında yaşanan sıkıntılar aşılmış bulunmaktadır. Türkiye’den Rusya’ya karayolu taşımacılığı Ukrayna ve Beyaz Rusya üzerinden gerçekleşmektedir. Ayrıca malların Novorossisk limanına kadar deniz yoluyla, buradan ise karayolu ile taşınması da sıklıkla tercih edilen bir taşıma şeklidir. Ancak, Rusya ile demiryolu taşımacılığının geliştirilmesi ulaşımın ucuzlatılması açısından önemlidir. İki ülke arasındaki Ro-Ro taşımacılığının da ucuz ve sistematik bir hale getirilmesi, konteynır taşımacılığının yapıldığı başlıca limanlar olan Rostov ve Novorossisk’de ticareti kolaylaştıracaktır. Ürünlerin karayolu ile Rusya’ya ulaşması 7–8 gün sürmekte, ürünler gümrüklerde yaklaşık 2 gün beklemekte ve sonuç olarak alıcıya yaklaşık 10 günde ulaşmaktadır. Taşımacılık maliyetleri tercih edilen taşıma türüne, döneme, taşınan malın cinsine ve miktarına göre değişmektedir. Bununla birlikte, TIR ile yapılan taşımalarda maliyet, TIR başına 6000-7000 Dolar arasında değişmektedir[3].
İlk deneme seferini 25 Aralık 2010 tarihinde Rusya’ya gerçekleştiren tren-ferry ile sağlık kontrolünden geçen 550 ton kuru gıda ve margarin güvenli bir şekilde Kavkaz Limanı’na ulaştırılmıştır. 2011 yılının sonuna kadar yaklaşık 500 bin ton ürün sevkiyatının gerçekleştiği Samsun port Limanı’nın Sanayi İskelesi’nde ürün sevkiyatı çalışmaları tüm hızıyla sürmektedir. Türk vagonları ile gelip ray aralıklarının farklı olması sebebiyle aktarma yapılarak Rusya’ya gönderilen ürünlerin, tren-ferry hattının devreye girmesiyle birlikte rıhtıma yanaşacak feribotlardan indirilen Rus vagonların bojileri Türk bojileri ile değiştirilerek mallar boşaltılmadan varacağı noktalara ulaştırılması sağlanacaktır.[4]
Rusya Kavkaz Cumhuriyeti ile yapılan tren vagonu taşıma anlaşması 24 Mart 2012 tarihli Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Rusya Federasyonu’na yönelik ulaşımın daha elverişli hale getirilmesi yönünde sınır komşumuz bulunan Gürcistan üzerinden Rusya Federasyonu’na karayolu ile geçişleri sağlayacak alternatif Kazbegi-Yukarı Lars-Verhni sınır kapsının açılması yönünde çalışmalar yürütülmektedir.
Tarihi ipek yolu’na alternatif olabilecek hatta daha da rantabl olduğu düşünülen yeni transit geçiş güzergahındaki Kazbegi-Yukarı Lars-Verhni kapısının açılması ile Türk ihracatçı ve lojistik firmaları diğer alternatiflere oranla daha kısa sürede ve daha düşük maliyetle Gürcistan üzerinden Rusya Federasyonu’na karayolu ile ulaşma imkanı bulacaktır. Söz konusu güzergâh ayrıca Rusya Federasyonu Mahackale kentinden Hazar denizi üzerinden feribotla Türkmenistan, Kazakistan, Hindistan ve Çin gibi ülkelere daha kısa sürede ulaşım imkânı sağlaması açısından da önemli avantajlar sunmaktadır.
2023 yılında Ülkemiz için belirlenen 500 Milyar Dolarlık ihracat hedefine ulaşıla bilmesinde hiç şüphe yok ki lojistik ve yeni ulaşım güzergâhlarının büyük önemi vardır. Bugün için dünya genelinde yükselen ekonomilere bakıldığında büyüme performansı açısından sürekli güçlenen Rusya ve bu bölgede bulunan Türk Cumhuriyetleri ve diğer Orta Asya Ülkeleri gelecekte en önemli ihraç pazarlarımız arasında yer alacaktır. Bundan dolayı bu ülkelere yönelik ulaşım alt yapısı ve alternatif ulaşım güzergâhlarının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Bu amaç çerçevesinde Rusya ve hinterlandı Ülkelere yönelik ihracatımızda yaşanan ulaşım altyapısındaki yetersizliklerden kaynaklanan sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması amacıyla alternatif ve elverişli ulaşım güzergâhlarının araştırılması ve dış ticarette kullanımının sağlanması yönünde çeşitli çalışmalar yapılmalı ve resmi mercilere iletilmelidir.
4.7. Dağıtım Kanalları Ve Perakende Sektörü
Son yıllarda özellikle Moskova ve St. Petersburg gibi büyük kentlerde dağıtım kanalları düzenli bir yapıya kavuşmuştur. Moskova’da tüketim malları piyasasında büyük miktarda alım yapabilecek büyük ölçekli perakende mağazaları açılmıştır.
Rusya’da çok sayıda batı tarzı mağazanın açılmasına rağmen hala dağıtım ve perakendeciliğin önemli bir kısmı büfeler ve açık pazarlar aracılığı ile yapılmaktadır. Pazarda başarılı olan işletmeler dağıtım kanallarında bu seçeneği de unutmamaktadır.
St. Petersburg’da modern perakende alışveriş merkezleri 2006 yılı itibarı ile gelişmeye başlamış ve çeşitli kalitede pek çok alışveriş merkezi yapılmıştır. Yerel nüfus ve nispeten yüksek maaş düzeyi göz önünde bulundurulduğunda ulusal ve uluslararası birçok perakende girişimci için hala hedef durumundadır, Perakende sektörü hem ciro açısından hem de kişisel gelir açısından son üç yıldır büyümeye devam etmiştir. Günümüzde talebi büyük oranda gıda ve moda sektörleri ve aynı zamanda orta fiyat segmentinde bulunan restoranlar yönlendirmektedir.
2012 yılında perakende satış alanı bir önceki yıla göre % 15 oranında artarak yaklaşık 230.000 m 2 olmuş ve toplam perakende stoku 3milyon m 2’ye ulaşmıştır. Alışveriş merkezi stokunun toplam hacmi ise 2.2 milyon m 2’ye ulaşmıştır. 20132015 yılları arasında yaklaşık 500.000 m 2 alanda on beş
alışveriş merkezi daha inşa edilmesi beklenmektedir [5].
Mevcut perakende sektörü pazarının gelişmesinin hızla devam ettiği Rusya da, DTÖ üyeliği ile birlikte yüzde 16 ila 18’lik fiyat ucuzlamasının(Yudueva vd.) sektörün büyümesinin artarak devam etmesine katkıda bulunacağı perakende sektörü, ülkemiz yatırımcıları açısından dikkatle takip edilmelidir.
([1])TC.Moskova Büyükelçiliği-Ticaret Müşavirliği, ‘’Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri’’, Temmuz 2012,s.56
([2])http://www.kpmg.com/TR/tr/Issues-And-Insights/Haberler-ve-Etkinlikler/Documents/2012-05-07-KPMGundem-10-Rusyanin-Dunya-Ticaret-Orgutune-Katilimi.pdf
([3])Ayşe Oya Benli Özbaş. Rusya Ülke Raporu. İGEME. Haziran 2013, http://www.ibp.gov.tr/pg/section-pg-ulke.cfm?id=Rusya%20Federasyonu, s.36
([4] ) Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı,Rusya Ülke Raporu,http://www.oka.org.tr/ContentDownload/Rusya_Ulke_Raporu.pdf,s.24
([5])Songül BektaşOğlu ve Özbaş Benli, A. Oya,T.C.Ekonomi Bakanlığı,İhracat Genel Müdürlüğü, Rusya Federasyonu ST. Petersburg Perakende Sektörü Ve Potansiyel Hızlı Tüketim Maddeleri Yerinde Pazar araştırması, 2013,s.10, http://www.dkib.org.tr/files/downloads/PageFiles/%7B115C4F73-26A8-4F8A-B243-9A4D69CFCDC8%7D/Files/petersburg_raporu.pdf
Rusya perakende pazarı büyüklüğünün 2022 yılı itibarı ile yaklaşık 1,5 milyar Dolar büyüklüğe ulaşması ve Rusya’nın Çin, ABD, Hindistan ve Japonya’dan sonra dünyanın beşinci büyük perakende pazarı olması beklenmektedir.[1]
DTÖ’ ye katılım sonrasında Rusya’nın yüzde 100 yabancı sermayeli şirketlerin, toptan perakende ve franchising alanları yanı sıra ekspres dağıtım hizmetlerinde faaliyette bulunmalarına izin verecek olması, son dönemde iç pazarda hızlı büyüyen ve tecrübe sahibi Türk hazır gıda ve dağıtım firmaları için önemli fırsatlar içermektedir. Türk firmaları için Moskova ve St. Petersburg haricindeki bölgelerde de önemli pazar fırsatları bulunmakta olup, bu fırsatların değerlendirilmesi için firmalar tarafından pazarın yerinde araştırılmasında yarar görülmektedir.
Perakende ve toptan ticaret alanındaki yabancı sınırlamalarının da kaldırılması, gıda ve tekstil toptancısı/perakendecisi firmalarımızın yasal olarak Rus ortaklarla çalışmak veya Rusya’da firma kurmak yerine doğrudan Türk firması olarak faaliyet göstermeleri hukuken mümkün olabilecektir. Rusya’da şube açacak başta hazır gıda olmak üzere, gıda süpermarketleri, tüketici elektroniği, ev eşyaları alanlarında şube açacak Türk işletmeleri, DTÖ üyeliği sonrası ilave %18 büyüme yaşanacak bu pazardan pay alabileceklerdir.
4.8. Türkiye-Rusya Arasında İhracat ve İthalat, DTÖ Üyeliği Sonrası Beklentiler
1970-1980 döneminde Türkiye’nin dış ticaretinde önemli yeri olan SSCB’nin payı 1980’lerin başında azalmaya başlamıştır. Ancak iki ülke ticareti 1984 yılında yapılan doğal gaz anlaşması ile tekrar hız kazanmış, 1992 yılında SSCB’nin dağılmasıyla birlikte iki ülke ticari ilişkileri hızla gelişmeye davam etmiştir.
2000 yılında ihracatımızda 9’uncu sırada yer alan Rusya, 2007-2010 yılları arasında Türkiye’nin ihracatında ilk 5 ve 8’nci sıralarda yer alan Rusya 2011 ve 2012 yıllarında ise 6’ncı sırada ki konumunu devam ettirmiştir. [2] İthalatımızda ise 2000 yılında 4’üncü sırada iken 2004 ve 2005 yılında 2’nci sıraya 2006 ve 2007 yıllarında ise ilk sıraya yükselmiş 2008 yılından itibaren de bu konumunu sürdürerek Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülke konumundadır.
Türkiye-Rusya arasındaki ihracat ve ithalat hacmi son yıllarda artan bir ivmeye sahiptir.(Tablo21) 2007 yılında 28,2 milyar dolar olan ticaret hacmi, 2008 yılında yaklaşık 38 milyar dolar ile zirveye ulaşmış,2008 yılında yaşanan krizden sonra küresel kriz ile birlikte 2009 yılında 23 milyar dolar seviyesine kadar gerilemiştir. Böylesine ani gerileme daha önce 1998 yılındaki Rusya ekonomik krizine bağlı olarak gerçekleşmiştir.
İki ülke arasındaki ticaret 2009 yılından itibaren ise tekrar artışa geçerek 2012 yılında 33,2 milyar olarak gerçekleşmiştir. Ancak artan ticaret hacminin Türkiye aleyhine artarak devam etmesi dikkat çekicidir. Bu durumun en önemli nedeni Türkiye’nin 2000’li yıllardan itibaren enerji ihtiyacının önemli bir miktarını Rusya’dan sağlama konusundaki tercihine rağmen,18.09.1984 tarihinde S.S.C.B ile imzalanan Doğal Gaz Anlaşması çerçevesinde doğal gaz karşılığında mal ihracatı uygulamasının devam ettirilememiş olmasıdır.
2012 yılında Rusya’ya ihracat artış oranımız (%11,5), Türkiye’nin toplam ihracatının genel artış oranının (%13) biraz altında kalmış, RF’den ithalat artış oranımız ise (%11,2) ise, Türkiye’nin toplam ithalatının genel artış (azalış) oranından (%-1,8) fazla olmuştur. Türkiye, 2012 yılı verilerine göre Rusya Federasyonunun dış ticaret hacminde 7’nci, ithalatında 13’ncü, ihracatında ise 5’nci sırayı almaktadır.
Tablo 21 Türkiye-Rusya İhracat-İthalat Verileri(2000-2012)(Milyar Dolar)
İhracat | İthalat | Denge | Hacim | |
2000 | 0,35 | 3,09 | -2,74 | 3,44 |
2007 | 4,7 | 23,5 | -18,7 | 28,2 |
2008 | 6,4 | 31,3 | -24,8 | 37,7 |
2009 | 3,2 | 19,7 | -16,5 | 22,9 |
2010 | 4,8 | 19,09 | -14,29 | 26,1 |
2011 | 5,9 | 23,9 | -18 | 29,8 |
2012 | 6,6 | 26,6 | -20 | 33,2 |
Kaynak: TÜİK, www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13448
Türkiye ve Rusya arasındaki ticarete konu olan ürünler her geçen yıl çeşitlenmektedir. Rusya başlangıçta Türkiye’den çoğunlukla gıda maddeleri alırken ilerleyen dönemde tekstil ve konfeksiyon ürünleri, deri, kürk, makina ve teçhizat, otomobil ve otomobil yedek parçaları almaya başlamıştır. Türkiye ise enerji kaynakları (petrol, doğal gaz, kömür) başta olmak üzere makina aksam ve parçaları, demir çelik, kimyasallar ve gübre ithal etmektedir.
Türkiye’den Rusya’ya ihraç edilen malların 2012 yılı verileriyle kompozisyonu incelendiğinde, dokumacılık ürünlerinin %18,7, gıda ürünlerinin %18,5, otomotiv sanayi ürünlerinin %12,5, diğer yarı mamullerin %9,2 ve tüketim ürünlerinin %8,4 paya sahip olduğu görülmektedir.
2012 yılı verilerine göre, Türkiye’nin Rusya’dan ithalatının kompozisyonunda petrol gazları-doğalgazların %42,1, petrol ürünlerinin %19,1, demir çeliğin %9,1, gıda ürünlerinin %7,6, demir dışı metallerin %6,2 ve kömürün %5,5 oranında payının bulunduğu görülmektedir.
Tablo 22 Rusya’nın Türkiye İle Madde Bazında Dış Ticareti, 2011-2012 ( Bin $)
GTIP No. | Madde | RF’nin Türkiye’ye ihracatı | RF’nin Türkiye’den ithalatı | ||
2011 | 2012 | 2011 | 2012 | ||
1 | Canlı hayvanlar | 4 | 225 | 81 | 149 |
2 | Etler ve yenilen sakatat | – | – | 1334 | 909 |
3 | Balıklar ve suda yaşayan diğer omurgasız hayvanlar | – | – | 22302 | 22155 |
5 | Hayvansal menşeli ürünler | 555 | 536 | – | – |
6 | Canlı ağaçlar, bitkiler, kesme çiçekler vb | – | – | 9896 | 5919 |
7 | Yenilen sebzeler vb. | 109416 | 70381 | 523406 | 474056 |
8 | Yenilen meyvalar, turunçgiller vb. | – | 129 | 855287 | 822661 |
9 | Kahve, çay, baharat | – | – | 1726 | 1571 |
10 | Hububat | 564189 | 920398 | 100 | 13 |
11 | Değirmencilik ürünleri, malt, nişasta vb | 4170 | 10675 | 1 | 2 |
12 | Yağlı tohum ve meyvalar vb. | 59407 | 139278 | 48842 | 52023 |
14 | Örülmeye elverişli bitkisel maddeler | – | 362 | – | 1 |
15 | Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar vb. | 142474 | 567593 | 2704 | 704 |
17 | Şeker ve şeker mamulleri | 4959 | 21010 | 13333 | 17833 |
18 | Kakao ve kakao müstahzarları | 10 | – | 2535 | 4767 |
19 | Un, nişasta, pastacılık ürünleri vb. | – | 3 | 3659 | 5431 |
20 | Sebzeler, meyvalar müstahzarları | 218 | 461 | 23706 | 27737 |
21 | Yenilen çeşitli gıda müstahzarları | 4251 | 1000 | 14140 | 16372 |
22 | Meşrubat, alkollü içkiler, sirke | 11304 | 4819 | 692 | 782 |
23 | Gıda sanayiinin kalıntı ve doküntüleri vb. | 98717 | 198017 | – | – |
24 | Tütün ürünleri | 2178 | 2848 | 61421 | 61158 |
25 | Tuz, kükürt, kireçler, çimento vb. | 240 | 1299 | 142734 | 227794 |
26 | Metal cevherleri vb. | 69859 | 122204 | 42331 | 32000 |
27 | Mineral yakıtlar,yağlar vb | 18342235 | 20287364 | 29287 | 17890 |
28 | Anorganik kimyasallar vb. | 51636 | 61861 | 41486 | 49756 |
29 | Organik kimyasal ürünler | 508703 | 597799 | 15586 | 4427 |
30 | Eczacılık ürünler | 192 | 2862 | 41346 | 45357 |
31 | Gübreler | 469283 | 315222 | 614 | 752 |
32 | Boyalar, vernikler vb. | 80 | 570 | 42286 | 7599 |
33 | Parfümeri, kozmetik müstahzarları vb. | 2437 | 2284 | 30404 | 39063 |
34 | Sabunlar, yıkama müstahzarları vb. | 10160 | 5965 | 77813 | 87599 |
35 | Albüminoid maddeler, tutkallar, enzimler vb. | 17 | 9 | 4520 | 3385 |
37 | Muhtelif kimyasal ürünler | – | 7 | 367 | 699 |
38 | Mühtelif kimyasal maddeler | 12024 | 10975 | 46775 | 48863 |
39 | Plastikler ve mamulleri | 64947 | 50965 | 280725 | 320581 |
40 | Kauçuk ve kauçuktan eşya | 171772 | 121827 | 91370 | 103154 |
41 | Ham postlar, deriler, köseler vb. | 1786 | 2537 | 4538 | 4490 |
42 | Deri eşya, saraciye eşyası vb. | 15 | 185 | 43004 | 40222 |
43 | Postlar, kürkler, kürk mamulleri | 776 | 442 | 89075 | 85768 |
44 | Ağaç ve ahşap eşya; odun kömürü | 113859 | 11696 | 20703 | 18164 |
47 | Kağıt veya kartondan döküntü, kırpıntı vb. | 17256 | 18368 | 110 | 93 |
48 | Kağıt ve karton, kağıttan eşya vb. | 152769 | 122821 | 51188 | 26093 |
49 | Basılı kitaplar, gazeteler, resimler vb. | 1015 | 261 | 5124 | 4751 |
51 | Yapağı, yün, hayvan kılı vb. | – | 0 | 3365 | 2761 |
52 | Pamuk | 90 | – | 63063 | 52718 |
53 | Dokumaya elverişli bitkisel lifler vb. | 1452 | 522 | 808 | 986 |
54 | Sentetik ve suni filamentler | 5751 | 3800 | 72461 | 53911 |
55 | Sentetik ve suni devamsız lifler | 6046 | 3800 | 65268 | 91810 |
56 | Vatka, keçe, özel iplik, kordon, halat vb | 2396 | 2872 | 26778 | 37702 |
57 | Halılar, yer kaplamaları vb. | 1 | 1967 | 40235 | 48071 |
58 | Özel dokunmuş mensucatı duvar halilar | – | – | 38098 | 43292 |
59 | Dokumaya elverişli maddelerden teknik eşya | 31 | 0 | 21388 | 16539 |
60 | Örme eşya | 33 | – | 187256 | 243755 |
61 | Örme giyim eşyası ve aksesuarı | 233 | 851 | 269313 | 276539 |
62 | Örülmemiş giyim eşyası | 1124 | 1174 | 223588 | 263556 |
63 | Giyim eşyası, takımlar vb. | 18 | 3 | 63813 | 67321 |
64 | Ayakkabılar, bunların aksamı vb. | 39 | 130 | 89058 | 88412 |
65 | Başlıklar ve aksamı | 5 | 20 | 1117 | 1208 |
68 | Taş, alçı, çimento vb | 391 | 963 | 32092 | 37382 |
69 | Seramik mamulleri | 25 | 15 | 20134 | 33302 |
70 | Cam ve cam eşya | 8102 | 5072 | 31353 | 32410 |
72 | Demir ve çelik | 2378563 | 2070474 | 58251 | 197574 |
73 | Demir veya çelikten eşya | 39714 | 26230 | 123972 | 158809 |
74 | Bakır ve bakırdan eşya | 570722 | 443889 | 14537 | 14547 |
76 | Alüminiyum ve alüminyumdan eşya | 1207130 | 943415 | 19634 | 26202 |
78 | Kurşun ve kurşundan eşya | 22944 | 34900 | 79 | 1 |
79 | Çinko ve çinkodan eşya | 50717 | 32190 | 361 | 605 |
81 | Adi metallerden aletler, bıçakçı eşyası ve sofra takımları | 778 | 469 | 2 | 3 |
82 | Adi metallerden aletler, sofra takımları vb | 13057 | 13833 | 8752 | 10273 |
83 | Adi metallerden çeşitli eşya | 230 | 119 | 72327 | 83705 |
84 | Mekanik cihazlar, aletler vb. | 23137 | 24131 | 588853 | 628142 |
85 | Elektrikli makina ve cihazlar vb. | 8691 | 6888 | 383875 | 399657 |
86 | Demiryolu aşıtları ve malzemesi vb. | 166 | 26 | 413 | 567 |
87 | Motorlu kara taşıtları vb. | 1003 | 5101 | 916211 | 865625 |
89 | Gemiler vb. | 17275 | 35186 | 89030 | 144681 |
90 | Optik alet ve cihazlar, kontrol, ayar cihazları ,Tıbbi cihaz.vb. | 1384 | 1300 | 13911 | 15572 |
92 | Müzik aletleri; bunların aksam, parça ve aksesuarı | 5 | 0 | 123 | 115 |
94 | Oyuncaklar, spor malzemeleri vb. | 171 | 244 | 119518 | 121747 |
95 | Çeşitli mamul eşya | 146 | 19 | 4369 | 7044 |
96 | Sanat eserleri, kolleksiyon eşyası ve antikalar | 18 | 40 | 8590 | 31767 |
TOPLAM | 25.409.151 | 27.438.960 | 6.374.446 | 6.839.189 |
Kaynak : RF Federal Gümrük Servisi, http://eng.customs.ru/index.php?option=com_c
Rusya’ya olan ihracatımızı oluşturan ilk yirmi ürün incelendiğinde bu ürünlerden on dört tanesinin Rusya’nın ithalat yaptığı ülkeler arasında ilk üç sırada yer aldığı görülmektedir. Bu ürünler domates, turunçgiller, üzümler, taze meyveler, kurutulmuş meyveler, kayısı-kiraz-şeftali-erik, salatalık ve kornişon, örme mensucat, sentetik filament ipliklerinden dokunmuş mensucat, kadınlar ve kız çocukları için takım elbiseler-takımlar- ceketler, kürkten giyim eşyası aksesuarı vb., plastikten hortumlar ve bağlantı elemanları, çimento çeşitleridir.
2010-2012 yılı arasında Rusya’nın Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin değişiminde en yüksek tutarda artış % 467 ile çimento ve %367 ile sabun ürünleri olmuştur. Domates, üzüm, kurutulmuş meyve ve yat ithalatı azalırken diğer ürünlerden yaptığı ithalatın ise tutarı artmıştır.
Tablo 23 Rusya’nın Türkiye’den 2010-2012 Dönemi İthalatındaki İlk 20 Ürünün Tutarsal Değişimi Ve İthalat Sıralamasında Türkiye’nin Yeri
Değer (ABD Doları) | Rusya İthalatında Payı (%) | Değişim % | Türkiye’ninSıralamada Yeri | ||||||
GTIP | Ürün Cinsi | 2010 | 2011 | 2012 | 2010 | 2011 | 2012 | 2012/ 2010 | 2012 |
0702 | Domates (Taze veya Soğutulmuş) | 382.105.336 | 415.908.244 | 356.307.010 | 50,58 | 51,14 | 41,2 | -6,75 | 1 |
0805 | Turunçgiller (Taze veya Kurutulmuş) | 339.724.681 | 408.904.514 | 364.883.344 | 26,97 | 26,68 | 24,23 | 7,41 | 1 |
0806 | Üzümler(Taze veya Kurutulmuş) | 246.694.245 | 188.265.168 | 189.551.701 | 37,95 | 32,21 | 31,84 | -23,16 | 1 |
8703 | Binek Otomobilleri vb | 281.500.388 | 377.889.041 | 390.899.083 | 2,54 | 1,98 | 1,9 | 38,86 | 10 |
6006 | Diğer Örme Mensucat vb. | 103.798.885 | 141.377.237 | 193.353.214 | 56,37 | 61,76 | 61,61 | 86,28 | 1 |
3917 | Plastikten Hortumlar, Borular ve Bağlantı Elemanları vb. | 81.681.348 | 99.907.391 | 115.712.446 | 15,84 | 15,35 | 17 | 41,66 | 1 |
2401 | Yaprak Tütün; Tütün Döküntüleri vs. | 59.296.821 | 60.679.362 | 60.481.676 | 5,87 | 5,19 | 5,3 | 2,00 | 5 |
3401 | Sabunlar vb. | 58.547.099 | 257.585.012 | 273.428.347 | 24,26 | 22,35 | 26,28 | 367,02 | 1 |
0810 | Meyveler(Taze) | 64.661.422 | 63.934.068 | 73.762.190 | 19,18 | 14,86 | 13,31 | 14,07 | 3 |
8708 | Motorlu Taşıtların Aksam, Parça ve Aksesuarı | 114.186.294 | 209.463.643 | 222.051.982 | 2,15 | 2,52 | 2,11 | 94,46 | 12 |
2523 | Portland Çimentosu, Şaplı Çimento, Cüruf Çimentosu vb. | 24.507.011 | 73.725.332 | 139.134.152 | 25,7 | 32,93 | 40,31 | 467,73 | 1 |
5407 | Sentetik Filament İpliklerinden Dokunmuş Mensucat vb. | 34.352.023 | 46.490.672 | 43.541.835 | 14,5 | 15,53 | 15,25 | 26,75 | 2 |
6204 | Kadınlar ve Kız Çocukları için Takım Elbiseler, Takımlar, Ceketler vb. | 79.595.616 | 73.375.069 | 108.834.943 | 8,9 | 9,25 | 10,88 | 36,73 | 2 |
0809 | Kayısı, Kiraz, Şeftali (Nektarin Dahil), Erik ve Çakal Eriği (Taze) | 74.452.006 | 66.188.247 | 94.006.815 | 14,09 | 10,13 | 24,45 | 26,26 | 3 |
0707 | Hıyarlar ve Kornişonlar (Taze veya Soğutulmuş) | 56.130.334 | 52.806.593 | 62.443.460 | 32,25 | 22,09 | 24,45 | 11,25 | 2 |
8544 | İzole Edilmiş Teller, Kablolar vb. | 49.434.806 | 115.179.547 | 98.395.235 | 5,7 | 8,15 | 8 | 99,04 | 4 |
4303 | Kürkten Giyim Eşyası, Aksesuarı vb. | 74.768.520 | 80.664.442 | 81.626.121 | 32,62 | 26,84 | 26,5 | 9,17 | 2 |
0813 | Meyveler (Kurutulmuş) | 39.013.118 | 32.799.967 | 34.54.020 | 19,26 | 29,71 | 32,48 | -11,47 | 2 |
8903 | Yatlar ve Diğer Eğlence ve Spor Tekneleri, Kayıklar ve Kanolar | 39.443.975 | 1.056.757 | 342.712 | 40,3 | 0,85 | 0,25 | -99,13 | 12 |
Kaynak: TC. Moskova Ticaret Müşavirliği, Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri, Temmuz 2013,s.s.144-152
Rusya’nın Türkiye’den ithal etmekte olduğu ilk 20 ürün arasında ise 6 çeşit tarımsal ürün yer almaktadır(Domates, Turunçgiller, Üzümler, Meyveler, Tütün, (Kayısı, Kiraz, Şeftali, Nektarin), Salatalık ve Kurutulmuş Meyveler))
Rusya 2012 yılında dünyadan 5,7 milyar Dolar tutarında yaş meyve ithalatı gerçekleşmiştir. Türkiye pazarda Ekvator’dan sonra ikinci büyük tedarikçidir.[3] Rusya’ya yapılan taze meyve ihracatı içinde yer alan elma için DTÖ üyeliği sonrası Rusya’nın uygulamakta olduğu kilogram başına 0,2 Euro vergiyi önce 0,06 Euro ve sonrasında 0,02 Euro’ya çekecek olması, Elma ihracatçıları için önemli fiyat avantajı sağlayacaktır. Türkiye’nin ortalama ihracat fiyatının0,35Euro(Fob) [4] olduğu Elmada oluşan ilave 0,20 Euro luk vergi yükünün 3 kat azalarak 0,06 Euro’ya düşecek olması Elmanın Rus tüketicilere eskisine oranla kilogram başına 0.14 Euro daha avantajlı fiyatla sunulmasını sağlayacaktır. Yüzdesel olarak %25,4 lük düşük fiyat anlamına gelen bu vergi indirimi gerek Rusya’da elma tüketiminin artışına ve Rusya’ya olan ihracatın artışına, gerekse Türk ihracatçıların fiyat rekabetlerinde avantaj sağlayacaktır.
Şu an Rusya’nın yılda 9 milyar dolar olan Tarım sektörü sübvansiyonunu 2018’de 4,4 milyar dolara indirecek olması Rus üreticilerin rekabet edebilirliğini azaltarak engel yaratırken, ihracatçı ülkeler için ise aynı oranda avantaj yaratacaktır. Bugüne değin devletten aldıkları destekle ithal ürünlerle rekabet edebilen üreticiler mahrum kalacakları 4,5 milyar dolar destekten ötürü karşı karşıya kalacakları yeni şartlara uyum güçlüğü çekecekler ve bu durum yerel ürünlerin pazar payını azaltırken, ithal gıda ve tarım ürünlerinin payı artacaktır. Tarım sektöründe istihdam kaybına neden olacak bu durum, mevcutta Rus GSYIH sının ancak %4 ünü oluşturan tarım sektörü için endişe yaratmaktadır.
2008-2012 yılları arasında %21 civarı tüketim artışı olan Rusya’nın ithalatında üçüncü sırada yer alan tarım ürünlerinin toplam ithalatı 40 milyar dolar gibi yüksek bir tutardadır. Rus üreticilerinin devlet desteğinin yarı yarıya azalacak olması ile beraber Rusya’nın tarım ürünleri ithalatının ilave 20 milyar dolar artması beklenebilir.
2000-2011 yılları arasında tüm gıda ürünleri ithalatının 5,9 kat arttığı Rusya’da aynı dönem arasında gerçekleşen GSYIH hasıla artış oranı neredeyse aynı düzeyde gerçekleşmiştir. Rusya’da gelir artışına paralel olarak gıda ürünleri tüketiminin arttığı görülmektedir.
DTÖ üyeliği sonrası Rusya’nın GSYIH’nın % 11 ve perakende tüketimin %18 oranında artacak olması, aynı zamanda tarım ürünlerine mevcutta %13,8 olarak uygulanan ortalama verginin, DTÖ üyeliği sonrası %10,8 oranında uygulanacak olması ile beraber yaşanacak fiyat ucuzlaması, Rus tüketicilerinin tarım ve gıda ürünleri tüketimini arttıracaktır. Tarife indirimleri, GSYIH artışı ve perakende tüketim artışı ile beraber Rusya’ya olan tarım ürünleri ihracatımızda%15 artış sağlanabilecektir.
DTÖ üyeliği ile birlikte Rusya’nın daha önceleri uygulamakta olduğu tarife dışı engellere başvuramayacak olması, örnek olarak nakliye gecikmelerine neden olan(taşıma yolu güzergâhını değiştirmek, Tır şoförlerine çok kısa süreli vizeler vermek, yüksek geçiş ücreti uygulamak, Tır geçişlerini kotaya bağlamak, araç girişlerini yavaşlatan kantar uygulaması v.b.),gümrüklerde %100 fiziki kontrol uygulaması yapmak, teknik mevzuatta sık değişiklik yapmak, bitki sağlığı ve hijyeni alt başlığında incelenen sebze ve meyvelerdeki ilaç kalıntı limitlerinin FAO ve WHO limitlerinin altında belirlenmesi vb. tarife dışı engellerin
([1])Ayşe Oya Benli Özbaş. Rusya Ülke Raporu. İGEME. Haziran 2013, http://www.ibp.gov.tr/pg/section-pg-ulke.cfm?id=Rusya%20Federasyonu, s.14
[2] http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1046
([3])Bektaşoğlu, Songül ve Ayşe Oya Benli Özbaş.T.C.Ekonomi Bakanlığı,İhracat Genel Müdürlüğü, Rusya Federasyonu ST. Petersburg Perakende Sektörü Ve Potansiyel Hızlı Tüketim Maddeleri Yerinde Pazar araştırması, 2013,s.24
([4])Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği, yaş meyve sebze ihracatçıları birliği değerlendirme raporu,(Eylül2013),s.3
uygulanamayacak olması, Türk ihracatçıların Rus pazarına daha cesur ve güvenle girmesini sağlayacak, Rusya pazarının ihracatta hedef pazar olarak belirlenmesine yardımcı olacaktır. Tarife dışı engellerin uygulanmayacak olmasının mevcut ihracatımıza %10-%20 arasında ilave katkı sağlayacaktır. Tüm veriler bir arada değerlendirildiğinde DTÖ üyeliğinin Rusya’ya olan tarım ürünleri ihracatımıza %30 ila %50 arasında ilave artış sağlama potansiyeli mevcuttur.
Rusya’nın Türkiye’den en çok ithal etmekte olduğu ilk 20 ürün ve gıda ürünleri arasında yer almayan kümes hayvanları ürünlerinde ise Rusya Tarım Ürünleri Denetleme Kurumu’nun (Rosselhoznadzor) 1 Şubat 2010 tarihinden itibaren Türkiye’den kümes hayvanları ve kümes hayvanları ürünlerine ilişkin ithalat yasağını kaldırmasıyla, Türk beyaz et ihracatçılarının Rusya Federasyonu’na olan ihracatında engel yaratan en büyük etken ortadan kalkmıştır. Kişi başı beyaz et tüketiminin yılda 24 kilo olduğu RF’da en büyük beyaz et tedarikçileri sırasıyla ABD ve Brezilya’dır. Türkiye’nin üretim kapasitesinin yüzde 40’ını bu ülkeye satma şansına sahip olduğu da Devlet Bakanı Zafer Çağlayan (2013) tarafından ifade edilmiştir.[1] Rusya’nın DTÖ üyeliğinden sonra kümes hayvanlarına uyguladığı %19,8 vergi oranını 14,9’ a düşürecek olması ihracata olumlu etki edecektir.
Gerek Rusya gerekse Türkiye ekonomisinde önemli yeri olan otomotiv sektöründe DTÖ üyeliği sonrasında Rusya’nın otomotiv sektörüne yaklaşımı ve Rus otomotiv piyasasındaki talep artışına ilave olarak yaşanan değişim ve gelişmeler kuşkusuz ki Türkiye’nin ihracatında ilk sırada yer alan otomotiv sektörü açısından önem taşımaktadır.
Türkiye’de, otomotiv ana sanayide 50 bin, yan sanayide 200 bin olmak üzere yaklaşık 250 bin kişinin istihdam edildiği ve bu sayının dağıtım, pazarlama ve satış ağlarında çalışanları ile birlikte 400 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir.[2]Türkiye 2011 yılında gerçekleştirdiği 1.189.131 adetlik motorlu araç üretimi(binek otomobil, otobüs, minibüs, midibüs, çekici, kamyon, traktör vb.) ile Dünya üretiminde 17.sıradadır ve bu araçların üretiminde kullanılan parçaların %85-%90 lık kısmı yerel yan sanayi firmaları tarafından üretilmektedir.[3]
Otomotiv sanayi demir-çelik, hafif metaller, petro-kimya, lastik, plastik gibi temel sanayi dallarının başlıca ürün alıcısıdır ve otomotiv sektöründeki teknolojik gelişmelerin paralelinde bu sektörleri de teknolojik gelişmeye zorlayan ve katkı sağlayan bir sektördür. Turizm, alt yapı ve inşaat ile ulaştırma ve tarım sektörlerinin gerek duyduğu her çeşit motorlu araçlar otomotiv sektörü ürünleri ile sağlanmaktadır. Bu nedenle sektördeki değişimler, ekonominin tümünü yakından ilgilendirmektedir.[4]
Otomobil ithalatının son yıllarda artış göstermesi sonucu, yabancı otomobil satışları yerli otomotiv satışlarını geride bırakan Türkiye, özellikle ithalat kalemlerinde ağırlık teşkil eden otomobil markalarının Türkiye’de üretim yapmasını istemektedir. Türkiye hükümeti ara malı başta olmak üzere ithalatını azaltmayı amaçlayan 2012 yılı teşvik sistemi ile bu amacını belirgin bir şekilde ortaya koymuştur. Özellikle ithalat oranı yüzde 17,7 lere ulaşmış olan otomotiv ve makine ara mallarının da yurt içinde üretiminin arttırılması hedeflenmektedir[5]. Ancak Türkiye, uygulamaya başlanan teşvik paketine karşın Rusya ile kıyaslandığında henüz arzu ettiği yatırım seviyesini yakalayamamıştır. Rusya’nın otomobil üretimi için cazibesini sürdürmeye devam etmesi, bu alanda kabiliyetlerini arttırarak rekabetçi konumunu pekiştirmesini beraberinde getirecektir. Bu durum Türk otomotiv sektörü açısından kısa ve orta vadede arzuladığı yabancı yatırımların önünde engel teşkil edeceği gibi Türkiye’nin Rus otomobil sektörü için bir pazar haline gelebileceğini belirtebiliriz.
Ancak diğer yandan DTÖ üyeliği sonrası Rusya’nın uygulayacağı tarife indirimleri ve tarife dışı engelleri uygulayamayacak olması sonucu Türkiye de üretilen otomotiv ürünleri eskisine oranla daha uygun fiyatlarla Rus pazarına ulaşabilecektir. Böylelikle DTÖ öncesinde Rusya da üretilmekte olan aynı ürün grup ve sınıfındaki otomotiv ürünlerine göre fiyat avantajı kazanarak, pazar paylarını arttırabilecek ve Türkiye’nin ihracatına olumlu etki edeceklerdir.
Rusya’nın otomotiv parça aksamlarında, yedi yıl içinde mevcutta %25 olan ithalat gümrük vergisini, %15 seviyelerine çekecek olması,3 ila 7 yaş arası araçlar için uygulanan %35 oranında ki verginin %25 olarak uygulanacak olması ile beraber, bunlara ilaveten gümrük vergisinin önemli unsuru olan motor hacmine göre cm3 başına 1,2 ila 2,8 Euro olarak uygulanan verginin 0,7 ila 16 Euro ya indirilecek olması nedeniyle, hâlihazırda gelişmesini sürdüren Rus otomotiv pazarında ithal araçların pazar payı artarak devam edecektir. Vergi oranlarındaki indirim sonucu ithal otomotiv ürünleri Rus pazarına DTÖ öncesine göre daha ucuz fiyatlarla sunulabilecek, bu da ithal araçların satış hacimleri ve pazar paylarını attırmalarını beraberinde getirecektir. Bunun dışında otomotiv aksamı ve yedek parça vergi oranlarında uygulanacak indirimler ile birlikte Rusya dışında üretilen bu ürün grupları da daha kolay ve DTÖ öncesine göre uygun fiyatlarla Rus pazarına ulaşabileceklerdir.
Türkiye’nin Rusya’ya olan ihracatında 2012 yılı değerleriyle yaklaşık 391 milyon dolar ile ilk sırada yer alan otomobil araçları ihracatı, Rusya’nın ithalatında ise ancak onuncu sırada yer almaktadır. Rusya pazarının gelişmeye açık yapısı, DTÖ üyeliği sonrası yaşanacak yukarıda sıralanan değişiklikler, Türkiye’nin Rusya pazarında daha fazla yol kat edebileceğinin göstergesidir.
Tüm veriler ışığında Türkiye’den Rusya’ya yapılan başta otomobil olmak üzere otomotiv aksamı parçalarının satışında artış olacaktır.
Türkiye’nin DTÖ öncesi 2012 yılında %3,44 olan otomobil ihracatı artış oranı ve %6,01 olan motorlu taşıt araçları aksamları ihracatı; Rus otomotiv piyasasının gelişmeye açık yapısı ve artacak GSYIH ve kişi başına düşen gelire ilave olarak, 2017 yılı sonunda düşürülecek düşecek vergi oranları ve tarife dışı engellerin uygulanmayacak olması ile birlikte otomotiv ürünlerinde %20 ve motorlu araçların aksamlarında ise %30 ‘a varan ilave ihracat artışı sağlanacaktır.
İnşaat sektöründe ise;Türk müteahhitleri Rusya’da 1972-2012 yılları arasında 40 milyar Dolar değerinde proje üstlenmişlerdir.2003-2012 yılı toplamı ise yaklaşık 30 milyar Dolardır. 2010 yılında 1,3 milyar dolarlık proje gerçekleştirilirken,2012 yılında ise 3,76 milyar dolar ile Rusya pazarı Türk müteahhitlerinin yurt dışındaki faaliyetlerinde Türkmenistan ve Irak’ın ardından 3.sırada yer almaktadır.[6]
Rusya’nın DTÖ üyeliği sonrasında, inşaat ekipmanları ve iş makineleri sektöründe %5 ile %25 arasında uygulanmakta olan ithalat vergisi oranının 0 ile %10 arasında olmak kaydıyla ortalamada %5,5 olarak uygulanacak olması ile birlikte Türk firmalarının büyük oranda Türkiye’den temin ettikleri, inşaat malzemeleri harcamaları ve girdi maliyetlerinde %10 civarında azalma yaşanacak , bu durum firma karlılıklarına olumlu etki edecektir. Ayrıca, 2011-2012 arasında %15 büyüme gösteren Rusya perakende pazarı büyüklüğünün 2022 yılı itibarı ile yaklaşık 1,5 milyar Dolara ulaşarak Dünya’nın en büyük beş ülke arasında yer alacak olması ile artacak olan alışveriş merkezleri talebi, Türk firmalarının yeni projelerde bulunmasına olanak sağlayacaktır.
Rusya’nın DTÖ öncesinde 2000-2011 yılları arasında yıllık ortalamada 3 milyar dolarlık inşaat projesi gerçekleştirmiş olan Türk firmaları, Rusya’nın DTÖ üyeliğinin getireceği ilave %11 oranında artış ve perakende sektöründe yaşanacak %18 lik büyümenin yaratacağı ilave alışveriş merkezleri gerekliliği sonucunda önümüzdeki on yılda ortalama yıllık inşaat projelerini %25 oranında arttırabileceklerdir.
Demir çelik sektörünün ana hammaddelerinden olan ve 2012 yılında %4,3 artışla 22,4 milyon ton ve 9,4 milyar Dolar ithalat yaptığımız hurda demirinde, Rusya’dan yaptığımız ithalat ise 2,3 milyon ton ve 966 milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.[7] Türkiye’nin 2012 yılı ithal hurda maliyeti 420 Dolar/Ton seviyesindedir. Rusya Federasyonu, beş yılsonunda ihracat vergilerini ton başına % 15 veya 15 Avro’dan(20 Dolar) % 5 veya 5Avro’ya(6,7 Dolar) indirecek ve bir daha bu seviyenin üstüne çıkaramayacaktır. Bu durum özelikle Rusya’nın DTÖ ile birlikte ihracatımızın artacağı; Otomotiv ve inşaat sektörlerinin ana hammaddesi olan demir çelik üretiminde kullanılan hurda demirinde daha düşük fiyatlı tedarik imkânı, Türk üreticilerinin maliyet avantajı sağlamasına destek olacaktır. Bu çerçevede, Rusya’dan yapılan hurda üründeki ithalat maliyetimizde yüzde 10 düşüş yaşanacaktır.2012 yılı rakamına göre 230 milyon dolar tasarruf sağlanacaktır. Benzeri bir durum, kereste ve ham deri ithalatımız için de geçerlidir.[8]
Rusya’nın DTÖ müzakerelerinde özellikle A.B ile yapılan anlaşma gereği doğal gaz fiyatlarının yerli ve yabancı kullanıcılar için aynı fiyatlardan sağlamayı kabul etmiş olması, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin doğal gaz maliyetlerinin çok yüksek oranda artmasının önlenmesini sağlayacaktır. Zira Rusya hükümeti iç politik ve ekonomik nedenli olarak kendi hane halkının ve sanayisinin çıkarlarını gözeterek doğal gaz fiyatlarını yüksek oranda arttıramayacaktır. Ayrıca Bölüm II de belirtildiği üzere ABD’nin kullanmaya başladığı kaya gazının Türkiye veya komşu ülkelerde çıkartılmaya başlanması durumunda fiyatlarda oluşacak gerileme ile Türkiye’nin doğal gaz kaynaklı dış ticaret açığı azalacaktır.
Türkiye’nin Rusya’ya olan tekstil ürünleri ihracatında ise son yıllarda diğer sektörlerle karşılaştırıldığında artış oranının sınırlı kaldığı görülmektedir. 2010-2012 yıllarında tekstil ürünleri arasında Türkiye’nin ihracatını %86,28 ile en çok arttırdığı tekstil ürünü Örme Mensucatlar almıştır. DTÖ üyeliği sonrası Rusya’da fikri mülkiyet hakları ve patent uygulamalarının daha sıkı bir şekilde takip edilecek olduğundan özellikle markalaşmış ürünlerin satışında tüketici bilincinin gelişmesi ve patent ve marka koruma önlemleri gelmesiyle beraber artış olacaktır. Özellikle Türkiye’de markalaşmış tekstil üretici firmalar Rusya pazarındaki paylarını arttırabileceklerdir.
Rusya’da yaşanacak %18 lik perakende sektörü gelişimi,%11 lik GSYİH artışı, FMH’ nın korunacak olması ile sahte ve taklit ürün satışının engellenecek olması ve tekstil ürünlerinde ortalamada %20 olan[9] ithalat vergilerinin ortalamada %11’e çekilecek olması ile birlikte Rusya’ya olan tekstil ihracatımızın örme ürünlerinde ilave %20 ve genel tekstil ürünlerinde ise ilave %10 olarak gerçekleşmesini bekleyebiliriz.
Türkiye’nin Rusya’ya olan ihracatında ilk 20 ürün arasında yer almıyor olsa da; Rusya’nın DTÖ üyeliği öncesi %15 civarında uygulamakta olduğu ithalat vergilerini Tıbbi cihazlarda ortalamada %4,3 olarak uygulayacak olması, Rusya’ya olan özellikle ameliyathane ve diş hekimliği masa ve ekipmanları ihracatımıza olumlu etki edecektir.2008 yılına göre %80 artışla 2012 yılında 277milyon Dolar seviyesinde gerçekleşen[10] tıbbi cihaz ihracatı, Rusya’nın tarife indirimlerini yaklaşık %10 indirecek olması sonucu ve artacak kişi başına gelir ile birlikte sağlık harcamalarında yaşanacak gelişmelerle beraber ortalama %15 üzerinde ilave artış kaydedecektir.
Yukarıda sıralanan olası ticari gelişmelere ilaveten, Rus karar vericilerin önümüzdeki dönemdeki hedefleri Rusya’da konuşlanmış KOBİ’lerin sayısını arttırmak ve innovasyon ekonomisine yatkın bir gelişim çizgisi izlemektir. Özellikle son dönemde Rusya içerisinde daha fazla “Organize Sanayi Bölgesi” yaparak, ülke içi üretimi teşvik etmeye çalıştıkları görülmektedir. Bu durum, Türk firmaları için fırsatlar sunmakta ve özellikle Rusya’ya yatırım yaparak “bu ülkenin KOBİ’si” haline gelerek, önümüzdeki dönemde ülke geleceğinde söz sahibi olma şansı yaratmaktadır.
KOBİ’lere ilişkin olarak, Rusya Girişimcilik Sorunlarını İzleme Ulusal Enstitüsü tarafından yapılan açıklamaya göre, ülkede küçük ve orta boy şirket sayısı 2010 sonu itibariyle 231,6 bine yükselmiştir[11]. Bu rakam, bir yıl öncesine kıyasla %5,4’lük artışa işaret etmektedir. Son bir yılda bu şirketlerin toplam cirosu da %20,0 oranında artmıştır. Küçük ve orta boy işletmelerin en yaygın olduğu bölge ise, araştırmalara göre Güney Rusya Federal Bölgesinde bulunan ve ülkemiz firmalarının da rağbet ettiği Krasnodar bölgesidir. Krasnodar bölgesini, St. Petersburg, Moskova ve Kaliningrad izlemektedir[12].
Bu kapsamda, özellikle ülkede son yıllarda yatırım yapılması için teşvikler verilen “Organize Sanayi Bölgesi”nin içerisinde bulunmak ve bilfiil söz konusu bölgelerin yapılış aşamasına katılmak, Türk firmaları için Rus pazarında yer alabilmek için takip edilmesini gerektiren ihracat ve Rusya pazarında yer almak üzere önem arz eden bir konudur.
SONUÇ
Son yirmi yılda, Rusya geniş kapsamlı ve ekonomisinin temel yapısını değiştirecek çok büyük bir dönüşüm yaşamıştır. Henüz birçok bakımdan eksikleri bulunmasına karşın, Rusya da genel itibariyle piyasa ekonomisi kuralları hâkimdir.
Rusya’nın yönetim kalitesi benzer ekonomik seviyedeki ülkelerde olduğu gibi henüz gelişmiş ülkeler düzeyinde değildir. Hükümet ve iş çevresi arasında sağlıksız yakın ilişkiler mevcuttur. Ancak uzun yıllar boyunca merkezi yönetim ile yönetilmiş olan Rusya’nın kurumsal yapısının üst düzey ülkelerle aynı seviyede olmasını ve bir anda hızlı bir şekilde değişmesini beklemek aceleci bir tutum olacaktır.
DTÖ’nün getireceği şeffaf kurallar ile Dünyanın en büyük enerji üreticisi olan ve gerekli tarihsel alt yapı yeteneği birikimine sahip bu ülke, elde edeceği kazanımlarla orta vadede üst düzey ülkelerdeki benzer yönetim seviyesine ulaşacaktır. Henüz yirmi yıl öncesine kadar şimdiki ile tamamen zıt bir ekonomik modelin hâkim olduğu Rusya da karşılaşılan birçok engele karşın gerçekleştirilen çok yönlü değişim, önümüzdeki dönemde iş başında bulunacak Rus yöneticilerin daha verimli ve etkili bir yönetim anlayışı sergilemeleri yönünde çok önemli bir veri olacaktır.
Korumacı politikaların sonlandırılması, rekabeti arttırarak özellikle perakende ürün fiyatlarında oluşacak düşüş ile tüketiciler lehine fiyat avantajı sağlanacaktır. Fiyat avantajı ise sonuç olarak Rus tüketicilerin gelir ve tasarruf oranları üzerinde olumlu etki yaratacaktır. DTÖ üyeliğinin Rusya’nın toplam gelirler, ücretler, sermaye dönüşleri, gelir artışı, ihracat ve sektörlere göre istihdam üzerine olumlu yönde etkileri olacaktır. Daha iyi bir yatırım ortamı oluşturarak, yoksulluğu azaltacak ve yatırım bölgeleri DTÖ üyeliğinden daha fazla kazanç elde edeceklerdir.
DTÖ üyeliğini takiben orta ve uzun vadede GSYİH ve refah düzeyinde artış yaşanacaktır.
Rusya zengin doğal kaynaklarının sağlamış olduğu pozitif dış ticaret dengesinin vermiş olduğu güç ile özellikle ithalata bağımlılığının olduğu sektörlere vereceği yatırım destekleriyle kısa ve orta vadede birçok sektörde yabancı yatırım desteği çekerek bu sektörlerdeki kabiliyetini arttıracak ve ekonomik olarak kazanımlar elde edecektir.
DTÖ üyeliği süreciyle birlikte artarak devam eden DYY’lar sonucu Dünya çapında yatırım yapılan ülkeler arasında son üç yılda sürekli olarak ilk on ülke içinde yer alan Rusya’nın, DTÖ üyeliği sonrası bu konumunu daha yukarılara taşıması olasıdır. Aynı şekilde Rusya da yatırımı bulunan veya yatırımda bulunacak ülkeler özellikle DTÖ üyeliği ile birlikte Rusya’nın belli bir takvim çerçevesinde bulunmuş olduğu taahhütleri takip ederek bu büyük pazarda avantajlı konuma ulaşacaklardır.
Bu açıdan değerlendirildiğinde, Rusya’nın DTÖ üyeliği, Rusya’nın komşusu olan Türkiye için ekonomik açıdan büyük bir fırsattır. Türk hükümetinin Rusya ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefine olduğu göz önüne alındığında, DTÖ üyeliğinin Rusya’nın GSYIH ve hane halkı tüketimini arttıracak olması ile birlikte ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetlerin birçoğunda Türkiye’nin rekabet avantajına sahip olması, bu hedefe ulaşılmasına katkı sağlayacaktır. Türk özel sektörünün Rusya ile olan ticaretin arzu edilen hedeflere ulaşması ve bu ticaretin Türkiye lehine gelişmesi sağlanarak, Rusya’ya karşı verilen dış ticaret açığının azaltılması yönünde gerek hükümet gerekse özel sektörün gerekli hazırlıkları yapması gerekmektedir.
Rusya’nın DTÖ’ye üyeliğinin ülkemiz açısından en önemli ve yararlı sonuçlarından birisi ihracat vergilerinin indirilmesi ve DTÖ taahhütlerinin üstüne yükseltilmeyeceğinin kabul edilmesidir. Özellikle Rusya’nın indirim taahhüdünde bulunduğu sektör ve ürünlerin takvimi iyi takip edilmeli ve rekabetçi olduğumuz alanlarda Rusya’ya olan yatırımlara ağırlık verilmelidir. Rusya’nın, DTÖ’ ye girmesinin ardından Rusya’nın ticareti şeffaflaşarak Türkiye için olumlu sonuçlar verecektir. DTÖ üyeliği sonrası geçmişte uygulanan türde olumsuzluklar, rekabet bozucu engeller ortadan kalkacak ve Rusya’ya ihracatımız artabilecektir. Rusya’nın kısıtlamaları kaldırmasıyla Türkiye bu ülkeye gıda ve tarım ürünleri, tekstil-hazır giyim, otomobil ve otomotiv parçaları aksamları, inşaat malzemeleri başta olmak üzere, tıbbi cihazlar ve perakende sektörü ürünlerinde ihracatını artırarak dış ticaret açığını azaltabilecektir.
Artacak ticaret hacmine paralel olarak Rusya ve Güzergâhı ülkelere yönelik ulaşım alt yapısı ve alternatif ulaşım olanaklarının geliştirilmesi büyük önem ihtiva etmektedir. Bu amaç çerçevesinde Rusya ve çevresi ülkelere yönelik ihracatımızda yaşanan ulaşım altyapısındaki yetersizliklerden kaynaklanan sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması amacıyla alternatif ve elverişli ulaşım güzergâhlarının araştırılması ve dış ticarette kullanılması yönünde gerekli çalışmalar yapılmalı ve resmi mercilere iletilmelidir.
DTÖ üyeliği sonrası ticaret hacmi ve ekonomisi gelişecek olan Rusya da oluşacak kişi başı milli gelir artışı ile hâlihazırda en çok Rus turist ağırlayan ülke olan komşusu Türkiye’nin Turizm sektörü de olumlu yönde etkilenecektir. Bu yönde özellikle Rus Turistlerin şikâyetleri ve istekleri dikkate alınarak gerekli iyileştirmeler ve turizmi kolaylaştırıcı destek ve önlemler alınmalı ve gerekli uygulamalar yerine getirilmelidir.
KAYNAKÇA
AKMAN Sait ve YAMAN Şahin. Doha ‘Kalkınma’ Turu ve DTÖ: Sorunların Açmazında Çözüm Arayışları,Tepav 2008
AKMAN Sait. AB – ABD Transatlantik Ticaret Ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Ve Türkiye, Tepav Haziran 2013,
ATİK Hayriye. Hizmet Ekonomileri ve Türkiye.Erciyes Üniversitesi. İİBP. İktisat Bölümü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi. Cilt: 14. Haziran 2000 Sayı: 1
BAKIRTAŞ İbrahim ve TEKİNŞEN Ali. Dünya Savaşları ve Büyük Buhran Arasındaki Etkileşimin Ekonomi Politiği. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Yıl: 2004 – Sayı: 12 – ISSN 1302-1796
BEKTAŞOĞLU Songül ve ÖZBAŞ BENLİ A. Oya,T.C.Ekonomi Bakanlığı,İhracat Genel Müdürlüğü. Rusya Federasyonu ST. Petersburg Perakende Sektörü Ve Potansiyel Hızlı Tüketim Maddeleri Yerinde Pazar araştırması, 2013
COOPER William H.Russia’s Accession to the WTO and Its Implications for the United States.Congressional Research Service.2012.R42085.
CONNOLLY Julian W.A World of Becoming.Durham.Duke University Press.2011
CONNOLLY. R. The Structure of Russia’s Industrial Exports in Comparative Perspective. Eurasian Geography and Economics.2008. Vol. 49. No.5.
ÇEŞTEPE Hamza. Çin’in Dış Ticaretinin Gelişimi. DTÖ’ne üyelik Öncesi Ve Sonrasında Dünya Ticaretine Etkileri. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi.Cilt8.Sayı17.2012.
DOĞAN Adem. Demokrasi ve Ekonomik Gelişme. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi.2005.Sayı 2
ENER Meliha. Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne Üyeliği’nin Türkiye’nin Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü Üzerine Etkileri. Yönetim Bilimleri Dergisi.2004.
ERİXON Fredrik, ‘Doha Turu, Krizleri ve Dtö’nün Geleceği’,Tepav(2008) http://www.tepav.org.tr/upload/files/1271234792r5707.Dunya_Ticaret_Orgutu_Doha_Turu_Cok_Tarafli_Ticaret_Muzakereleri_ve_Turkiye.pdf
FUNGACOVA Zuzana vd. Stock Market Reaction to Debt Financing Arrangements in Russia.Strasbourg University Working Paper 2010-10,September 2010
GÜNAY Ece Deniz.Less Favourable Treatment under Article III of the GATT. University of Cambridge L.L.M, 2012
KARACA Nil. Gatt’tan Dünya Ticaret Örgütüne. http://web.sakarya.edu.tr/~kaymakci/makale/gattdan.pdf
KARTAL Burak.‘’Dünya Ticaret Örgütüne Girişi Sonrasında Rusya ile Türkiye Arasındaki Ticari İlişkilerin İncelenmesi’’ Celal Bayar Üniversitesi, 2013
KAYMAN Özcan. Enerji Tüketimindeki Degisimin Küresel Isınmaya Etkisi ve ABD. AB ülkeleri. Japonya. Çin ve Türkiye Karsılastırması.2004
MORRISON Wayne M. China’s Economic Rise: History. Trends. Challenges. and Implications for the United State. Congresinal Researche Service Mart 2013.
NORTH. D.. J. Wallis and B. Weingast. Violence and Social Orders. Cambridge: Cambridge University Press2009
ÖZBAŞ Benli Ayşe Oya. Rusya Ülke Raporu. İGEME. Nisan 2011
ÖZBAŞ Benli Ayşe Oya. Rusya Ülke Raporu. İGEME. Haziran 2013, http://www.ibp.gov.tr/pg/section-pg-ulke.cfm?id=Rusya%20Federasyonu
ÖZER Mustafa. Türkiye Ekonomisi .Anadolu Üniversitesi Yayını No:1579(2004).
POPOV Egor, “Avtokomponenty razlozhili po kvotam,” Kommersant, 14 November 2012; First Deputy Prime Minister Igor Shuvalov, PRIME-TASS, 20 January, 2012’den, Peter Rutland, Journey’s End: Russia Joins the WTO, Russian Analytical Digest No. 111, 2 April 2012,
PULAT Mustafa,Dünya Ticaret Örgütü ve Uluslararası
Ticaret Müzakerelerinin Geleceği, Dışişleri Bakanlığı
Yayınları,Uluslararası Ekonomik Sorunlar Dergisi, Sayı II
http://www.mfa.gov.tr/dunya-ticaret-orgutu-ve-uluslararasi-ticaret-muzakerelerinin-gelecegi.tr.mfa
RAZEEN Sally. ‘Trade Policy, A Tour d’Horizon’, World Economics, 7(1), (2006)
RUTLAND Peter. Journey’s End: Russia Joins the WTO. Russian Analytical Digest No. 111. 2 April 2012
SCHOTT Jeffrey J. ve CİMİNO Cathleen, ‘Crafting a Transatlantic Trade and Investment Partnership: What Can Be Done?’, PIIE Policy brief, PB 13-8 Mart http://www.piie.com/publications/pb/pb13-8.pdf
ŞİMŞEK Mevlüdiye. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Dünya Ticaret Örgütü’ne(WTO)Üyeliği’nin Ekonomik Etkileri ve Çin’in Geleceğine İlişkin Senaryolar. Celal Bayar Üniversitesi Yönetim Ve Ekonomi Dergisi.2005
TARR David.Russian WTO Accession: What Has Been Accomplished. What Can be Expected. World Bank.Policy Research Working Paper.December 2007
YÜCEER Saime. Tarihsel Perspektif İçinde Türkiye’nin Nato’ya Girişi ve Meclisteki Yankıları.Uludağ Üniversitesi.2002.
YENİGÜN Mithat. İnşaat Sektörünün Yurt Dışı Açılımı ve Rusya’da Türk Müteahhitleri, Rusya Federasyonun DTÖ Üyeliği: Türkiye-Rusya Ticari ve Ekonomik İlişkilerine Etkileri Uluslararası Konferansı, 1 Haziran, 2013 www.tepav.org.tr.
ABD Dışişleri Bakanlığı; Ekonomi, Enerji ve Ticari İşler Bürosu; 2011 http://www.state.gov/e/eb/rls/rm/2011/index.htm
Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği, Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Değerlendirme Raporu,(Eylül2013)
Carnegie Endowment For International Peace, http://carnegieendowment.org/2003/05/28/effects-of-wto-accession-on-russian-economy/84q
Chinability. GDP Growth in China. 1952-2011. http://www.chinability.com/GDP.htm
Çok Taraflı Ticaret Sistemi(http://www.ekonomi.gov.tr/upload/31D15C21-ACE2-38 A88594002FA85B6F1A/1.Cok Taraf.Tic.Sistemi.pdf
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu. Rusya Federasyonu Ülke Raporu 2012
DTÖ Kuruluş Anlaşması. 25 Şubat 1995 Tarih ve 22213 Mükerrer Sayılı Resmi Gazete.
Economic Research Service. Russia’s Growing Agricultural Imports. http://www.ers.usda.gov/publications/wrs-international-agriculture-and-trade-outlook/wrs-09 04.aspx#.UhRddZLIaAk
Europen Parliement.Policiy Department.The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO.2012.
EU Parliment, The Economic Significance of Russia’s Accession to the WTO. World Bank Development Indicators (2012)
European Union Natural Gas Import Price, http://ycharts.com/indicators/europe_natural_gas_price
Federal State Statistics Service(Rosstat).Russia 2012
General Agreement on Tariffs and Trade (GATT 1947) Madde 1. http://www.wto.org/english/docs_e/legal_e/06-gatt.pdf
Ifo Institute,’Dimensions and Effects of a Transatlantic free Trade Agreement Between The EU and US.’(2013) http://www.cesifo group.de/ifoHome/publications/docbase/details.html?docId=19077504
İGEME- İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Rusya Federasyonu Ülke Raporu2010
International Trade Center, Russia’s Accession to the Wto: Major Commitments, Possible İmplications, http://www.intracen.org/uploadedFiles/Russia%20 WTO%20 Accession%20English
International Trade Administradition. Russia’s Accession to the WTO Opportunities for the U.S. Textiles, Apparel, Footwear, and Travel Goods Sector. http://www.trade.gov/mas/ian/build/groups/public
/@tg_ian/documents/webcontent/tg_ian_003457.pdf
Invest in China (www.fdi.gov.cn)
Merchandise trade by region and selected economies, 2000-2010 – China
http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2011_e/its11_appendix_e.htm/Table A14
Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı,Rusya Ülke Raporu. http://www.oka.org.tr/ContentDownload/Rusya_Ulke_Raporu.pdf,
Rusya Ulaştırma Bakanlığı. http://www.mintrans.ru/documents/detail.php?ELEMENT_ID=20033
T.C. Dışişleri Bakanlığı. http://www.mfa.gov.tr/turkiye-rusya-federasyonu-ekonomik-iliskileri.tr.mfa
T.C Dışişleri Bakanlığı. http://www.mfa.gov.tr/karadeniz-ekonomik-isbirligi-orgutu-_kei_.tr.mfa
TC.Ekonomi Bakanlığı. Yeni Teşvik Sistemi ‘’Yatırımlarda Devlet Yardımları’’ www.ekonomi.gov.tr
TC.Ekonomi Bakanlığı. http://www.ekonomi.gov.tr/index.cfm?sayfa=78AFBB2E-19DB-2C7D-3D25C0E477E9BCFD
TC Ekonomi Bakanlığı İhracat Bilgi Platformu , 2013. “ http://www.ibp.gov.tr/pg/section-pg-hab.cfm?haberkodu=1201247
TC. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu.’’Doğal Gaz Piyasası 2011 Yılı Sektör Raporu.
TC.Moskova Büyükelçiliği-Ticaret Müşavirliği. Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri. Temmuz 2012.
Tepav,Rusya Federasyonunun DTÖ Katılımına İlişkin Değerlendirme,Mart2013, http://www.tobb.org.tr/Lists/DuyurularListesi/Attachments/1169/RUSYA%20NIN%20DT%C3%96%20YE%20KATILIM%20NOTU%20v03.doc
TUIK,http://tuikapp.tuik.gov.tr/disticaretapp/disticaret.zul?param1=22¶m2=0&sitcrev= 0&isicrev=0&sayac=5802
Türk Tarih Kurumu. http://www.ttk.gov.tr/templates/resimler/File/Makaleler/240/240_8/240_8.html
The Central Bank of the Russian Federation, http://www.cbr.ru/eng/
The Central Bank of Russia, Balance of Payments (March, 2012)
The United Nations. the Global Investment Trends Indicator. 2012. http://unctad.org/en/PublicationsLibrary/wir2012_embargoed_en.pdf
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, http://www.dcud.org.tr/tr/news.asp?news_id=319
UNCTAD, World Investment Report (WIR) 2011, http://unctad.org/en/Pages/DIAE/World%20Investment%20Report/WIR2012_WebFlyer.aspx
US-China Trade Statistics and China’s World Trade Statistics, https://www.uschina.org/statistics/tradetable.html
USCBC US-China trade statistics and China’s World Trade Statics. http://www.uschina.org/statictics/ tradetable.html.
U.S Energy Information, http://www.eia.gov/dnav/ng/hist/n3035us3a.htm
World Bank. http://data.worldbank.org/country/russian-federation
WorldBank. Gross domestic product 2011. http://data.worldbank.org/data-catalog/GDP-ranking-table
World Bank Development Indicators Database, http://data.worldbank.org/data-catalog/world-development-indicators
World Bank Oil Report. http://web.worldbank.org–US.Energy Information Administration. http://www.eia.gov/
Worldbank,http://data.worldbank.org/country/russian-federation
WTO. Understanding the WTO. September 2003. 3rd edition. World Trade Organisation Information and Media Relations Division. http://www.wto.org/english/thewto_e/whatis_e/tif_e/understanding_text_e.pdf
WTO accession history. Alexey Portanskiy. Geneva. 21.04.2005 http://www.wto.org/english/news_e/events_e/symp05_e/portanskyi16_e.doc
WTO. Russian Federation. http://tariffdata.wto.org/TariffList.aspx
WTO.http://stat.wto.org/TariffProfile/WSDBTariffPFView.aspx?Language=E&
Country
WTO. http://www.wto.org/english/news_e/news11_e/acc_rus_10nov11_e.htm
WTO http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2011_e/its11_appendix_e.htm
http://www.ekonomi.gov.tr/index.cfm?sayfa=78AFBB2E-19DB-2C7D-3D25C0E477E9BCFD
WTO.http://www.wto.org/english/news_e/events_e/symp05_e/portanskyi16_e.doc.
WTO.http://www.wto.org/english/thewto_e/acc_e/cbt_course_e/c4s1p1_e.htm
WTO.http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2011_e/its11_appendix_e.htm
WTO. http://www.wto.org/english/res_e/statis_e/its2011_e/its11_appendix_e.htm/Table A14
WTO.http://stat.wto.org/TariffProfile/WSDBTariffPFView.aspx?Language=E&Country= RU
WTO.http://stat.wto.org/CountryProfile/WSDBCountryPFExportFile.aspx?Language=E&Country=E27,CN,IN,RU,TR,US,BR,JPN
http://www.autonews.ru/automarket_news/index.shtml?2012/02/17/1721051
http://data.worldbank.org/country/china
http://deik.org.tr/bultenler/200462115557c+k – Bilgi-Notu-Mayis2004pdf
http://www.ekonomi.gov.tr/upload/31D15C21-ACE2-38 A88594002FA85B6F1A/1.Cok Taraf.Tic.Sistemi.pdf.s.1
http://old.autostat.ru/news_Eng.asp?t=1&n=11082
http://protown.ru/information/hide/6144.html
http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1046
([1]) Burak Kartal.‘’Dünya Ticaret Örgütüne Girişi Sonrasında Rusya ile Türkiye Arasındaki Ticari İlişkilerin İncelenmesi’’ Celal Bayar Üniversitesi, 2013,s.5
([2]) T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,Sanayi Genel Müdürlüğü,Sektörel Raporlar ve Analizler Serisi,Otomotiv Sektörü Raporu 2012/2,s.16
([4]) Özşahin, M., 2009. “Türkiye Otomotiv Sektörünün Kendini Örgütleyen Haritalar İle Finansal Analizi”, Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi.s.68
([5]) TC.Ekonomi Bakanlığı, Yeni Teşvik Sistemi ‘’Yatırımlarda Devlet Yardımları’’www.ekonomi.gov.tr
([6]) Mithat Yenigün,İnşaat Sektörünün Yurtdışı Açılımı ve Rusya’da Türk Müteahhitleri, Rusya Federasyonun DTÖ Üyeliği: Türkiye-Rusya Ticari ve Ekonomik İlişkilerine Etkileri Uluslararası Konferansı Haziran 2013, http://www.tepav.org.tr/tr/etiket/s/273/T%C3%BCrkiye-Rusya%20%C4%B0li%C5%9Fkileri
([7]) Türkiye Çelik Üreticileri Derneği, http://www.dcud.org.tr/tr/news.asp?news_id=319
([8]) http://deik.org.tr/bultenler/200462115557c+k – Bilgi-Notu-Mayis2004pdf, s.7
([9]) International Trade Administradition. Russia’s Accession to the WTO Opportunities for the U.S. Textiles, Apparel, Footwear, and Travel Goods Sector. http://www.trade.gov/mas/ian/build/groups/public
/@tg_ian/documents/webcontent/tg_ian_003457.pdf
([10]) TUIK,http://tuikapp.tuik.gov.tr/disticaretapp/disticaret.zul?param1=22¶m2=0&sitcrev= 0&isicrev=0&sayac=5802
([11])TC.Moskova Büyükelçiliği-Ticaret Müşavirliği, ‘’Rusya Federasyonunun Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye ile Ekonomik-Ticari İlişkileri’’, Temmuz 2012,s.32