1968 yılında toplanan II. UNCTAD Konferansı sonucunda, gelişmekte olan ülkelerin sanayi malları ihracatlarını arttırabilmek amacıyla, gelişmiş ülkelerin bu ülkelerden yaptıkları ithalatta belirli bir taviz marjı tanımalarını öngören bir sistem olan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nin (GTS) yürürlüğe sokulması kararı alınmıştır. Böylece, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerden ithal ettikleri sanayi malları üzerindeki vergilerini “karşılıklılık” esası dışında tek taraflı olarak sıfırlayacak veya indireceklerdir.
Ekin Hazal Serinağ
Genelleştirilmiş Tercihler (Preferanslar) Sistemi
(Generalized System of Preferences)
1968 yılında toplanan II. UNCTAD Konferansı sonucunda, gelişmekte olan ülkelerin sanayi malları ihracatlarını arttırabilmek amacıyla, gelişmiş ülkelerin bu ülkelerden yaptıkları ithalatta belirli bir taviz marjı tanımalarını öngören bir sistem olan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nin (GTS) yürürlüğe sokulması kararı alınmıştır. Böylece, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerden ithal ettikleri sanayi malları üzerindeki vergilerini “karşılıklılık” esası dışında tek taraflı olarak sıfırlayacak veya indireceklerdir.
Bugün, Avrupa Birliği, ABD, Japonya, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Norveç, İsviçre, Rusya Federasyonu, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Bulgaristan, Beyaz Rusya ve ülkemiz tarafından uygulanmakta olan 16 otonom GTS düzenlemesi bulunmaktadır. Bu uygulamalar, gerek tercihli rejim kapsamındaki ürünler, gerek taviz tanınan ülkeler açısından farklılıklar göstermektedir. Tokyo Round sonrasında uluslararası ticaret sisteminin bir parçası halini alan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi, gelişme yolundaki ülkelerin dış ticaretleri açısından önemli bir rol oynamaktadır. Ülkemiz tarafından 2002 yılı başından itibaren kabul edilen GTS Rejimine işlerlik kazandırılması için UNCTAD Sekretaryasına bildirimde bulunulmuştur.
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GTS), gelişmekte olan ülkelerin AB’ye ihraçettikleri sanayi malları ve işlenmiş tarım ürünlerinde tercihli tarifelerden yararlanmalarını sağlayan bir sistemdir. Tercihli tarifeler, bazı durumlarda kotalarla da desteklenen tarife indirimleri ya da muafiyetleri gibi özel gümrük düzenlemelerinden oluşmaktadır.
1968 yılında Yeni Delhi’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) nın tavsiyelerine istinaden 1971 yılında yürürlüğe koyulan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi, sanayi oluşumlarını henüz tamamlayamamış ve gelişmiş ülke pazarlarına girmekte güçlük çeken gelişmekte olan ülkelerin karşılaştıkları zorlukları bir ölçüde hafifletmek amacıyla oluşturulmuştur. Daha fazla ayrıcalığın sunulduğu Lomé Konvansiyonuna dahil olan Afrika-Karayip-Pasifik (AKP) ülkelerinin haricinde 160’ın üzerinde ülkeyi kapsayan Genelleştirilmiş Tercihler Sisteminde, en az gelişmiş ülkelere (Less Developed Countries) özel ayrıcalıklar tanınmaktadır.
Zaman içerisinde GATT çerçevesinde gerçekleştirilen müzakerelerle tarifelerin kademeli olarak azaltılması sonucu, Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi ile tanınan bu ayrıcalıklar eski önemini yitirmiştir. Sistemi daha etkin kılma yönünde sürdürülen çalışmalar, Lomé Konvansiyonuna dahil ülkelerin ayrıcalıklı konumunu zedeleyeceği düşüncesiyle tepki görmektedir. Bunun yanı sıra GTS, başta Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere yeni sanayileşmiş devletler (Newly Industrialised Countriess) ile en az gelişmiş ülkeler arasında (LDCs) yeterince ayırım gözetilmemesi nedeniyle de eleştirilmektedir.
Uygulanmaya başlandığı tarihten itibaren sürekli yenilenen GenelleştirilmişTercihler Sisteminin yürürlükte olan çizelgesi, 1995-2004 dönemini kapsamaktadır. Bu dönem içerisinde yukarıda sıralanan eleştiriler çerçevesinde getirilen yenilikler sonucu, en az gelişmiş ülkelerin ihracatları tüm gümrük vergilerinden muaf tutulmaktadır. Ancak buna karşılık bazı durumlarda ilgili ülkenin, uyuşturucuyla mücadele için bazı önlemler almayı kabul etmesi gerekmektedir.
Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi Türkiye’nin Gümrük Birliği kapsamında üstlenmesi gereken otonom rejimler arasında yer almaktadır. Türkiye 1 Ocak 2002 tarihinde Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi rejimini, rejim çerçevesinde tavizlerden yararlanan ve kişi başına milli geliri Türkiye’den yüksek olan 12 ülke (Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Güney Kıbrıs, Güney Afrika Cumhuriyeti, Kuveyt, Lübnan, Malezya, Meksika, Suudi Arabistan, Şili ve Tayland) ile Ermenistan haricindeki tüm ülkeler bakımından ve yerli üretimi olmayan hammadde ve yarı mamul niteliğindeki mallardan oluşan sınırlı sayıda ürün itibariyle (12’li bazda 2070 ürün) yürürlüğe geçirmiştir.
AB’nin Tercihli Ticaret Rejimleri
Avrupa Birliği teorik olarak, üçüncü ülkelerden ithalatta Ortak Gümrük Tarifesi hadleri uygulamaktadır. Ancak, bugüne kadar imzalamış olduğu gümrük vergisi tavizi içeren anlaşmalar (EFTA, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti vb. ülkeler ile Serbest Ticaret Anlaşmaları, Avrupa Ekonomik Alanı Anlaşması, LOME, ikili tercihli ticaret anlaşmaları) ve GSP kapsamında tek taraflı olarak verilen tavizler nedeniyle, AB ithalatının önemli bir bölümü OGT hadlerinin çok altında vergilerle veya muaf olarak gerçekleştirilmektedir. Sözkonusu tercihli rejim çerçevesinde Topluluğun uyguladığı oranlar ayrıntılı olarak TARIC (Integrated Tariff of European Community)’de yer almaktadır.
TARIC
TARIC (Integrated Tariff of European Communities) olarak da isimlendirilen “Topluluğun Bütünleştirilmiş Gümrük Tarifesi”, Topluluğun mal bazında üçüncü ülkelere karşı uygulamakta olduğu rejimi göstermektedir. Buna göre, sözkonusu cetvelden Topluluğun üçüncü ülkelere karşı uygulamakta olduğu tarife kotalarını, ihracat kısıtlamalarını, ihracat yasaklamalarını, ithalat yasaklarını, kısıtlamalarını v.b. uygulamalarını ürün bazında görmek mümkündür.
AB’nin Tercihli Düzenlemeleri Kapsamında Uygulanan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi
Gelişmiş Ülkelerin, Gelişme Yolundaki Ülkelere (GYÜ) sağlayacakları tek taraflı tavizlerle bu ülkelerin Dünya Ticaretinden aldıkları payın arttırılmasını hedefleyen Genelleştirilmiş Preferanslar Sistemi, GATT/DTÖ’nün kuralları çerçevesinde (enabling clause) kapsamında uygulanmaktadır.
İlk olarak 1971 yılında AB tarafından başlatılan GTS uygulamasının temel amacı gelişmekte olan ülkelerin dünya ticaret sistemine entegrasyonunun sağlanması ve bu ülkelerin pazara giriş koşullarının geliştirilmesi, ihracat gelirlerinin arttırılması ve ekonomik büyümelerinin hızlandırılmasıdır.
AB, sanayi ürünleri için, 1995 yılında yeni GTS Rejimini yürürlüğe koymuştur. 4 yıllık bir süre için uygulanacak olan (1 Ocak 1995- 31 Aralık 1998) yeni rejimin kapsamında, bazı temel ürünler (primary products) ile 93’ncü Fasıl kapsamındaki silah ve mühimmatlar dışında, 25-97 Fasıllar arasındaki sanayi ürünleri yer almaktadır.
GTS uygulamasından yararlanacak ülkeler, Gelişme Yolundaki Ülkeler ile UNCTAD tarafından belirlenen ve gelir düzeyleri çok düşük olan En Az Gelişmiş Ülkelerdir.
AB tarafından GTS kapsamındaki tercihli rejim,En Az Gelişmiş Ülkeler için uygulanan gümrük vergilerinin tamamen askıya alınmasını, Gelişme Yolundaki Ülkelere ise, ürünlerin hassasiyetine göre 4 farklı kategori içerisinde değişik tercih marjları uygulanmasını öngörmektedir. Tarım ürünlerindeki yeni rejim üzerindeki çalışmalar ise devam ettirilmektedir. Bu ürünlerdeki mevcut sistem içerisinde, sanayi ürünlerine göre dar kapsamlı bir tercihli rejim uygulanmaktadır.
Ürün GruplarıUygulanacak Tercihli Oran
Çok Hassas ÜrünlerOrtak Gümrük Tarifesi’nin % 85’i
Yeni Genelleştirilmiş Tercihler Sisteminin Temel Özellikleri
AB tarafından 1995 yılında yeni GTS rejimine getirilen yeniliklerden en önemlileritarife modülasyonuve graduation (ülkelerin GTS kapsamı dışına çıkarılması) mekanizmasıdır.
Tarife modülasyonu, daha önce hassas ürünler için uygulanmakta olan tarife tavanı ve kotalara bağlı tercihli rejimin tarife tavizi esasına dönüştürülmesi, Graduation Mekanizması ise, gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak veya belirli sektörlerde uzmanlaşan ve bu sektörlerde yüksek ihracat performansı gösteren bazı ülkelerin, uzmanlaştıkları bu sektörlerde GSP kapsamı dışına çıkarılmasını öngörmektedir.
Türkiye’nin AB’nin Tercihli Rejimini Üstlenme Nedeni
Türkiye ile Topluluk arasında 1.1.1996 itibariyle yürürlüğe giren Gümrük Birliğinin düzgün işlemesini teminen Türkiye Topluluğun Ortak Ticaret Politikalarına uymak durumundadır. Esasen, gümrük kontrollerinden arındırılmış serbest dolaşımın sağlanması, ancak, tarafların tam uyumlu tercihli ticaret rejimine sahip olmaları ile mümkündür.
Bu çerçevede, 6 Mart 1995 tarihli Ortaklık Konseyi Kararı’nda, Türkiye’nin beş yıl içinde AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı tercihli anlaşmaları üstlenmesi öngörülmüştür.
Türkiye’nin, AB’nin Üçüncü Ülkelerle Yapmış Olduğu Tercihli Anlaşmaları Üstlenmemesinin Sakıncaları
Türkiye ile AB arasında 1.1.1996 itibariyle tesis edilen Gümrük Birliği ertesinde taraflar arasında sanayi ürünlerine uygulanan gümrük vergilerinin kaldırılacağı, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi hadlerinin uygulanacağı ve bu hadlerden vergisi tahsil edilmiş olan malların serbest dolaşıma gireceği ve dolayısıyla taraflar arasında menşe kurallarının işletilmeyeceği karara bağlanmıştır. OGT’nin üstlenilmesinin ötesinde, tüm tercihli rejimlerin de üstlenilmesi de öngörülmektedir. Esasen bu yükümlülükler, Gümrük Birliklerinin iyi işlemesi bakımından ön koşullar olup, GATT’ın XXIV’üncü maddesi de açıklıkla zikredilmektedir.
Diğer taraftan, taraflardan birisinin diğerine göre daha avantajlı gümrük vergileri uyguluyor olması, mal ticaretinde trafik sapması ihtimalini gündeme getirecek ve bu durumun önlenebilmesi için, taraflar arasındaki ticaretin sıkı kontrolü gerekecektir. Bu durum ise, Gümrük Birliğinin temel ilkeleri ile çelişmektedir.
Türkiye’nin, AB’nin tercihli ticaret rejimini üstleneceği beş yıllık süre içerisinde, farklı gümrük vergisine tabi olacak ürünlerin taraflar arasında ticareti nasıl kontrol edilme şekli şudur: Sözkonusu malın Türkiye’ye ithalinde uygulanacak vergi, AB’nin uyguladığı tercihli verginin % 5 puan üzerinde ise, AB bu malın Türkiye’ye ihracatında, aradaki fark kadar telafi edici vergi uygulamak durumundadır.
Türkiye AB’nin Tercihli Sistemine Uyumu
Türkiye, 6 Mart 1995 tarihinde imzalanan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı kapsamında, 1996 yılından itibaren 5 yıllık bir süreç içerisinde AB’nin otonom ve imzaladığı anlaşmalar çerçevesinde uyguladığı tercihli rejimini – TARIC Rejimi – üstlenecektir. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararının 10 sayılı Ekinde bu düzenlemeler gösterilmektedir.
Diğer taraftan Karar’ın 16 maddesine ilişkin deklarasyonda ise, Türkiye açısından üstlenilmesinde öncelik verilecek AB ile bazı üçüncü ülkeler arasında akdedilmiş tercihli ticaret anlaşmalarına atıfta bulunulmaktadır. Tabloda, ülkemizin öncelikli olarak tercihli anlaşma yapmayı düşündüğü ülkeler ve bu ülkelerle bir tercihli anlaşma imzalanabilmesine dönük olarak yürütülen hazırlıkların hangi aşamada olduğu gösterilmektedir.
Deklarasyonda öncelikli olduğu belirtilen anlaşmalara, Slovenya ve Malta da ilave edilmiştir.
Türkiye’nin bu yöndeki girişimlerinin ilk adımı 16 Mart 1991 tarihinde Türkiye ile EFTA devletleri arasında imzalanan STA ile atılmış bulunmaktadır. Bu Anlaşmanın hükümleri çerçevesinde Türkiye, EFTA ülkeleri kaynaklı ve Türkiye-AB Gümrük Birliği kapsamında yer alan ürünlere, Topluluk kaynaklı ürünlere uyguladığı tercihli rejimi tatbik etmektedir.
AB’nin Tek Taraflı ve Anlaşmalara Dayalı Tercihli Rejimleri
AB tarafından otonom ve anlaşmalara dayalı olarak tercihli rejim uygulaması yapılmaktadır. Ancak, AB’nin tercihli sistemi dinamik bir yapı arz etmektedir. Bu çerçevede, Topluluk yeni anlaşmalar yapmakta, mevcut anlaşmaların ise yapısı değiştirebilmektedir. Örneğin, Türkiye ile AB arasında 1/95 sayılı Kararın imzalanması üzerinden bir yıl geçmemesine rağmen, AB-Baltık Ülkeleri ve AB-İsrail Serbest Ticaret Alanı Anlaşmaları, yapı değiştirerek, Ortaklık Anlaşmaları halini almıştır. Yine Ortaklık ilişkisi perspektifinde, Tunus ve Fas ile görüşmeler tamamlanmış olup, Mısır ile de devam ettirilmektedir. Ayrıca, AB ile ABD arasında serbest ticaret alanına ilişkin araştırıcı görüşmeler devam etmektedir. AB ile MERCOSUR ülkeleri arasında Bölgelerarası İşbirliği Anlaşması akdedilmesine yönelik Konsey Kararı önerisi kabul edilmiş bulunmaktadır.